Edirne Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Edirne’de son 20 yılda birinci derecede tarım topraklarında imar planlarının hayata geçirildiğine dikkat çekilerek, “Edirne’de birinci derecede tarım topraklarında imar planlarının hayata geçirilişi, Meriç Nehrinin sorumsuzca kirletilişi, topraklarımızın erozyon ile yok oluşu, kanalizasyon sisteminin yapılaşmaya cevap verememesi, kullandığımız toplu taşıma araçlarının çevreci olmayışı, şehrimizi yeşil dokunun değil betonlaşmanın sarması, sorunların çözümü yerel ve merkezi yönetim karar vericileri ile birey olarak bizleri derhal harekete geçirmeye zorlamaktadır” denildi.
Edirne Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, açıklamasında şunlara yer verdi:
Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından 5 Haziran tarihi “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. Maddesinde çevre hakkı “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklinde güvence altına alınmış olup ayrıca her yurttaşa ve devlete çevreyi koruma ödevi yüklenmiştir.
Çevre; insan ve tabiat varlıklarının birbirleriyle etkileşim içinde bulunduğu bir sistemdir. Hızlı nüfus artışı (ülkemizdeki göç baskısı) ve sanayileşme, çevrenin kirlenmesini gün geçtikçe arttırmaktadır. Bu nedenle çevre ve çevre sorunları hızla değişen dünyanın ve ülkemizin ana gündem başlıklarından birini oluşturmaktadır.
Çevre sorunları ve iklim krizi siyaset üstü bir mücadele olup, başta bilim insanları olmak üzere, siyasetçilerin, yerel yönetimlerin, merkezi yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun tüm dinamik kesimlerinin bir an önce uyum içerisinde birlikte harekete geçmesi ve kendi yetki alanları içinde somut adımlar atmaya başlaması gerekmektedir.
Yaşadığımız serhat şehri Edirne’ye kirleten plansız sanayinin yerleşmemesi bizler için şanstır. Ancak; son 20 yılda şehrimizin birinci derecede tarım topraklarında imar planlarının hayata geçirilişi, Meriç Nehrinin sorumsuzca kirletilişi, topraklarımızın erozyon ile yok oluşu, kanalizasyon sisteminin yapılaşmaya cevap verememesi, kullandığımız toplu taşıma araçlarının çevreci olmayışı, şehrimizi yeşil dokunun değil betonlaşmanın sarması vs sorunların çözümü yerel ve merkezi yönetim karar vericileri ile birey olarak bizleri derhal harekete geçirmeye zorlamaktadır.
Bu kapsamda çevre politikalarının; sanayi, tarım, enerji, ulaşım ve kentleşme politikalarıyla bütüncül olarak ele alınması zorunlu bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemiz bilime, doğaya aykırı yasal düzenlemelerle ile karlı yatırım alanı olarak sunulmakta ve sanayi, tarım, kent, ulaşım, enerji, madenler, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, dereler, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirlenmektedir. Bu nedenle, hemen şimdi gelecek nesillere, çocuklarımıza yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için çevre sorunlarının çözümünde ivedi ve etkili adımlar atılmalıdır.
Aksi halde“Doğa Ana, aşırı nüfusun darbe vurduğu toplumun yardımına her zaman koşar koşmasına, ama gösterdiği ihtimam hiç de nazik olmaz. Alfred Cosby.”
Haber Merkezi
GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024EKONOMİ
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024