0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

1969-1973 yılları arasında 4 yıl Edirne Sanat Enstitüsü’nde memur olarak görev yaptıktan sonra görevinden ayrılan Recep Çınar Almanya’ya gitti.  6 yıl kadar “Mili Gazete Avrupa Büro Temsilciliği” görevini yapan Recep Çınar, daha sonra Avrupa’daki (Almanya) en büyük Türk Sivil Toplum Kuruluşu olan “Milli Görüş Teşkilatları”nda 22 yıl Özel Kalem Müdürü ve “Hac Umre Seyahat İşleri” Müdürlüğü görevinde bulundu.

Emekli olduktan sonra tekrar ülkesine dönen Recep Çınar, 13 yıldır Saadet Partisi Edirne İl Teşkilatında Yönetim Kurulu Görevini yürütüyor.

Almanya’da iken gerek görevi gereği gerekse özel olarak Avrupa’nın birçok ülkelerini, Afrika’da bazı ülkeler ile kısmen Amerika ve Avustralya’yı da gezdiğini ifade eden Recep Çınar, “Aslında bizim ülkemiz Dünya’nın merkezinde. Edirne’miz ise Osmanlı Coğrafyasının merkezinde. 8 bin yıllık tarihe sahip, birçok medeniyetlere mekân olmuş Edirne’mizin günümüzdeki durumu böyle bir şehre hiç de yakışmıyor! Tabi bu dünün, bugünün, sadece merkezi veya yerel yönetimlerden kaynaklanan bir eksiklik değil. Her ne olursa olsun 21. Asırda bu içinde bulunduğu durum Edirne’nin hakkı da değil, Edirne’ye yakışmıyor da” açıklamasını yaptı.

Yüz yıllık Cumhuriyet döneminde Edirne’ye üretim ve istihdama yönelik bir tek yatırım yapıldığını kaydeden Recep Çınar, “O yatırım Lala Paşa/Sinan Köy Çimento Fabrikası! 1970’li yılların ortalarında o zaman Başbakan Yardımcısı olan Milli Görüş Lideri ve Milli Selamet Partisi (MSP) Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından temeli atılarak yapılmıştı. Ne yazık ki, sonraki iktidarlar birçokları gibi o fabrikayı da ‘özelleştirme’ adı altında sattılar” şeklinde konuştu.

Zengin bir tarih ve tarihi eserlere sahip ve de stratejik bir coğrafyada bulunan Edirne’de gerek şehircilikte, gerek üretim ve istihdamda ve gerekse diğer konularda pek çok sorunların yaşandığına vurgu yapan Recep Çınar, “Edirne’nin çok daha refah içinde, temiz, düzenli olmaya ihtiyacı var. Aracınızla Kapıkule’den çıkıp Atlas Okyanusuna kadar gitseniz, Edirne gibi tertipsiz, düzensiz ve çarpık yapılaşmaları olan bir şehir değil, kasaba bile göremezsiniz! Burada aslolan, halkımızın ülkesini veya şehrini yönetecekleri seçerken “dürüst ve liyakatli” insanları iş başına getirmektir. Seçilen kişiler önce şehrin ihtiyaçlarını, eksiklerini mahalle mahalle, semt semt, gerekirse cadde cadde gezerek tespit etmek, plan ve projelerini ‘ehemi mühime’ tercih ederek yapmaktır. Saadet Partisi adayları bizler, bu şekilde yola koyuluyor ve göreve talip oluyoruz. Mahalli seçimlerin şehrimize ve halkımıza refah, huzur ve saadet getirmesini diliyorum” ifadesini kullandı.  Haber Merkezi