Edirne’de tarihi Selimiye Camisi’nde devam eden restorasyon kapsamında ana kubbedeki mevcut süslemenin Mimar Sinan’ın üslubu olmadığı, 19. Yüzyılda yapılan müdahalede değiştirildiği ortaya çıktı. UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi, Nakkaş Tezyini Sanatları Merkezi sahibi Nakkaş Dr. M. Semih İrteş, 19. Yüzyılda ana kubbede yapılan müdahale ile özgünlüğün zedelendiğini öne sürerek, şu anda özgün Sinan üslubunu temel alan bir restitüsyon önerisinin sunulduğunu açıkladı.
UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi, Nakkaş Tezyini Sanatları Merkezi sahibi Nakkaş Dr. M. Semih İrteş’in yayımladığı Selimiye Camii Tahkik ve Tespit Kurulu değerlendirmesine göre; Selimiye Camisi’nin ana kubbe tezyinatı hem üslup hem de dönemsel bütünlük açısından yapının özgün karakteriyle örtüşmeyen bir katman içeriyor.
Kurul tarafından önerilen kubbe tezyinatı restitüsyonunun, ICOMOS Türkiye Milli Komitesi tarafından 11 Haziran 2025 tarihinde yayımlanan açıklamada “belgesiz, varsayıma dayalı ve özgünlük ilkesine aykırı” şeklinde değerlendirildiği belirtilirken, yapılması planlanan restitüsyonun uluslararası koruma ilkeleriyle uyum içinde olduğu ifade edildi.
‘KAMUOYU YANILTILIYOR’
İrteş’in açıkladığı kurul değerlendirmesinde, kamuoyunun yanıltıldığına dikkat çekilerek, “ICOMOS Türkiye Milli Komitesi tarafından 11 Haziran 2025 tarihli açıklamada, kurulun yetkinliğine ilişkin verilen dipnotta yer alan ifadede, “Dünya Miras Alanları’nın yönetimi, korunması, koruma bilimi ve arkeolojik katman analizinde uzmanlaşmış koruma uzmanlarından oluşmadığı” yönünde iddialar yer almaktadır. Bu tür ifadeler hem gerçeği yansıtmamakta hem de kamuoyunu yanıltma riski taşımaktadır. Zira kurul üyeleri, yalnızca teorik bilgi birikimleriyle değil, aynı zamanda birçok anıtsal yapının restorasyon süreçlerinde aktif rol almış, özellikle tezyinat alanında tespit, tahkikat ve uygulama aşamalarında kapsamlı tecrübeye sahip kişilerden oluşmaktadır. Kurulun çalışmaları, ulusal mevzuata ve uluslararası koruma ilkelerine uygun olarak yürütülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Ana kubbedeki mevcut süslemenin 19. Yüzyılda gerçekleştirilen bir müdahale ile özgünlüğünün zedelendiği belirtilen kurul değerlendirmesinde, söz konusu tezyinatın korunması değil kaldırılması gerektiği yönündeki görüşün ulusal ve uluslararası koruma belgeleri ile değerlendirildiği bilgisine yer verildi.
‘ÖZGÜNLÜK İLKESİ ZEDELENMİŞ!’
Selimiye Camisi’nin mevcut kubbe tezyinatının Mimar Sinan’ın mimari anlayışı ile tutarsızlık arz ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Edirne Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olarak yalnızca Osmanlı mimarlık tarihinin değil, dünya kültürel mirasının da en seçkin yapılarından biridir. Bu bağlamda caminin taşıdığı üstün evrensel değer, hem mimari bütünlüğünün hem de özgün süsleme dilinin korunmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak özellikle ana kubbe tezyinatında 19. yüzyılda yapılan müdahale, bu özgünlük ve bütünlük ilkesini zedelemiş; Selimiye’nin 16. yüzyıla ait klasik süsleme sistematiğinden uzak, barok etkili ve üslup dışı bir katman ortaya çıkarmıştır.
Kurulumuz tarafından yapılan teknik inceleme, belgeleme ve tarihsel analizler ışığında hazırlanan bu rapor; Venedik Tüzüğü, Nara Özgünlük Belgesi, Burra Tüzüğü ve UNESCO Dünya Mirası Uygulama Rehberi gibi uluslararası koruma ilkeleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu belgelerde açıkça belirtildiği üzere, kültürel önemi düşük, estetik değeri tartışmalı geç dönem müdahalelerinin kaldırılması ve daha yüksek tarihî ve sanatsal değeri haiz özgün katmanın restitüsyon yoluyla öne çıkarılması, koruma biliminin temel gereğidir.
‘19. YÜZYILA AİT KALEMİŞİ KALDIRILMALI’
Selimiye Camii özelinde; ana kubbede yer alan 19. yüzyıla ait geç kalemişi katmanının korunması değil, bilimsel ve belgesel verilerle desteklenen restitüsyon projesi çerçevesinde kaldırılması, mimari-tezyini bütünlüğün yeniden sağlanması açısından kaçınılmazdır. Nitekim aynı yaklaşım yarım kubbelerde daha önce uygulanmış ve rekonstrüksiyon yöntemiyle estetik uyum sağlanmıştır. Bu bağlamda, yarım kubbede kabul edilen sanat tarihi, üslup birliği ve koruma ilkeleri neden ana kubbede reddedilmekte ya da göz ardı edilmektedir sorusu, bilimsel bir tartışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
‘ASIL ÖZGÜN DEĞER GÖZARDI EDİLMİŞ’
ICOMOS Türkiye Millî Komitesi, 11 Haziran 2025 tarihli görüş yazısının sonuç bölümünde, restitüsyon önerisinin “kamu zararı ve kaynak israfı”na yol açacağı yönünde bir iddiada bulunmuştur. Oysa ki, ana kubbede özgün duruma ilişkin ciddi belirsizlikler mevcutken 19. yüzyıl tezyinatının restorasyonuna karar verilmiş ve restorasyon bu doğrultuda tamamlanmıştır. Bu süreç, hem belgesiz ve temelsiz bir uygulamanın yapılmasına yol açmış, hem de kamusal kaynakların, tarihsel değeri ve özgünlüğü tartışmalı bir katmana yönlendirilmesiyle gerçek bir kaynak israfı oluşturmuştur. Dahası, asıl özgün değer göz ardı edilerek yapılan bu uygulama, kültürel kayba ve dolayısıyla ciddi bir kamu zararına yol açmıştır.
ICOMOS Türkiye Millî Komitesi görüşü gerek yöntemsel gerekse tarihsel bağlam açısından bilimsel tutarlılıktan uzak bir değerlendirme içermektedir. Sonuç olarak, Selimiye Camii’nde yapılacak her müdahalenin, fiziksel verilerin yanı sıra, tarihsel üslup, mimari bağlam ve evrensel koruma ilkeleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği tekrar vurgulanmalıdır.
Bu rapor, yalnızca teknik bir öneri değil; kültürel miras alanında sorumluluk bilinciyle hazırlanmış bir koruma bildirisi niteliğindedir. Amacımız, gelecek kuşaklara Selimiye’nin gerçek estetik ve tarihsel değerini, yani özgünlüğünü ve bütünlüğünü, belgeli ve bilimsel biçimde aktarmaktır.” Haber Seyide Esen
GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025GÜNDEM
18 Eylül 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.