Türk Toraks Derneği Trakya Şube Başkanı ve Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Celal Karlıkaya, tüberkülozun çok ölümlere neden olan bulaşıcı hastalık olduğunu belirterek, “Covid 19’un yol açtığı ölümler 2020 ve 2021 yıllarında tüberkülozdan fazla iken Covid 19 salgınının etkisi azalınca 2022 ve 2023’te tüberküloz ölümleri bulaşıcı hastalık ölümlerinde yine birinci sıraya yükselmiştir” dedi.
Türk Toraks Derneği Trakya Şube Başkanı ve Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Celal Karlıkaya, 5-11 Ocak 78. Verem Eğitim ve Farkındalık Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüberküloz hastalığının dünyada en önemli ölüm nedenlerin biri olduğunu belirtti. Karlıkaya, açıklamasında şunları kaydetti:
“Tüberküloz, en çok öldüren bulaşıcı hastalıktır. Dünya’da, 2023 yılında toplam 10,8 milyon kişinin tüberküloza yakalandığı, bu hastaların yüzde 24’ünün yani 2,6 milyon veremli kişinin, dünya sağlık kayıtlarına girmemiş, yani kayıt dışı olduğu hesaplanmaktadır. Covid-19 salgını verem kayıtlarının azalmasında önemli bir etmen olmuştur. Covid 19’un yol açtığı ölümler 2020 ve 2021 yıllarında tüberkülozdan fazla iken Covid 19 salgınının etkisi azalınca 2022 ve 2023’te tüberküloz ölümleri bulaşıcı hastalık ölümlerinde yine birinci sıraya yükselmiştir.
Afrika ve Asya’da ciddi, ekonomik olarak yıkıcı, çok sayıda ölüme yol açan bir hastalık olmayı sürdürmektedir. Hastalığın en çok etkilediği Hindistan, Endonezya gibi ülkelerin, sağlık alt yapılarının yetersizliği yanında ekonomik sorunları da büyüktür. Yoksulluk, yetersiz beslenme tüberküloz hastalığının oluşmasında en önemli nedenlerden biridir. Bu nedenlerle, uzun yıllar bu hastalığın acıları sürecektir.
TÜRKİYE’DE TÜBERKÜLOZ
Ülkemiz, tüberküloz kontrolünde başarılı bir ülkedir. 2023 yılında kayıtlı hasta sayısı 9.527’dir. Covid 19 öncesi 2019 yılında 11.401 kayıtlı hastamız vardı. Yani, 4 yılda kayıtlı hasta sayımızda yüzde 16,4 oranında düşüş görülmüştür. Bu düşüşün tamamen hasta sayılarının azalmasına bağlı olmayabileceği unutulmamalıdır.
Verem hastalığının hızlı teşhisinde gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılan tb-PCR testlerinin (pandemi sırasında ilçelerde –bile yapılabilen covid-PCR gibi) ülkemizde de yaygınlaştırılmasını, özellikle bulaşıcı verem hastalarının hızlı teşhisinin sağlanmasını istiyoruz.
Dünya’da dirençli tüberkülozda yeni ilaçlar ve yeni tedavi rejimleri ile 6 ay ya da 9 aylık tedaviler geliştirilmiştir. Tedavi başarı oranları bu rejimlerde yüksektir.
Tüberküloz koruyucu tedavisinde yeni ilaç kullanımı ile tedavi süresi kısalmaktadır.
Bu ilaçların ülkemizde de temin edilmesini ve kullanılmasını istiyoruz.
Tüm hastalıklar için en önemli sağlık yapılanmasının birinci basamak sağlık hizmetleri olması durumu, halen tüberkülozun kontrolünde de geçerlidir. Verem savaşında birinci basamak olan verem savaşı dispanserlerinin çalışması çok değerlidir. Bu kurumlarda çalışan personelin yeterli olması, sürekli olması, eğitimli olması ve özlük haklarının eş konumdaki personelle eşitlenmesi gereklidir. Verem savaşının küçümsenmesi ve çalışanlarının başka kurumlarda görevlendirmelerinin hatalı olduğunu düşünüyoruz. Personel eğitiminin de tasarruf tedbirlerine dahil edilmesi zarar verir.
Son yıllarda sürekli belirttiğimiz bir konu da yıllık olarak yayımlanan raporlardır. Dünya Sağlık Örgütü her yıl kasım ayında “Dünya Tüberküloz Raporunu” yayımlamaktadır; 2024 dünya raporu yayımlanmıştır. Türkiye’de ise bu raporlar 3 yıl geriden gelmektedir; son yayımlanan rapor 2021 tarihlidir. Başarılı bir verem savaşı yürüten ülkemizin bu başarısını yansıtan verilerin zamanında yayımlanmamasının nedenini bilmek istiyoruz. Cumhuriyetimizin en başarılı sağlık programlarından biri olan tüberküloz kontrolünün sürekli ve başarılı şekilde sürdürülmesini arzu ediyoruz.” Haber Merkezi
GÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.