21 Eylül 2024 Cumartesi
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ OLMAK
DİL KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR DERTLEŞME (2)
Kaygıyla mı Yaşıyorsunuz? Endişe ile Başa Çıkmanın Çeşitli Yolları
"Balkanlar'da Alevilik ve Bektaşilik" konuşulacak
EDİRNE’DE MAHALLE KÜLTÜRÜ -2-
Sanatta Özne Sorunu-2
İhsan Köse
“Bugün 26 Ağustos 1338 (1922), saat ondan itibaren tekmil cephede taarruza başlanmıştır. Muvaffakiyet Allahtandır.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa
30 Ağustos zaferini bu kez bizzat Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın anlattıklarından dinleyelim:
“29-30 ağustos gecesi, sabaha karşı, Garp Cephesi Harekât Şubesi Müdürü Tevfik Bey(Bıyıklıoğlu) bermutat o saata kadar muhtelif karargâhlardan ve her taraftan gelen raporlara göre, harita üzerinde tesbit ve işaret ettiği vaziyeti umumiyeyi Cephe Kumandanı İsmet Paşaya göstermiş ve o da, derhal Paşaya göster emri ile Tevfik Beyi yanıma göndermişti. Afyonkarahisar belediye dairesinde, bana tahsis edilen odada yatmakta idim. Beni uyandıran Tevfik Beyin gösterdiği haritaya baktım. Haritada gördüğüm şey şu idi ki, ordularımız düşmanın mühim kuvvetlerini, kuzeyden, güneyden ve batıdan çevirmeye müsait bir vaziyet almış bulunuyorlardı. Şu halde tasavvur ettiğimiz ve azami neticeyi temin edeceğini ümit ettiğimiz vaziyet tahakkuk ediyordu.
Derhal Fevzi ve İsmet Paşaları çağırınız, dedim. Üçümüz toplandık. Vaziyeti bir daha mütalâa ettik ve katiyetle hükmettik ki, Türk’ün hakiki kurtuluş güneşi,30 ağustos sabahı ufuktan bütün şaşaasıyla doğacaktır. Bu karara göre ordulara, saat 6.30’da yeni bir emir ve talimat yazıldı. Fakat durum o kadar mühim, o kadar sürat ve şiddet talep ediyordu ki, bu yazılı emirle yetinmek ihtiyata uygun olmazdı. Onun için Fevzi Paşa hazretlerinden Altıntaş ve güneyinden süvari kolordumuzun yanına bizzat giderek, tasavvurlarımıza göre hareketi tanzim buyurmalarını rica ettim. IV. Kolordu ile de, hedef tuttuğumuz düşman kısmı küllisini(büyük kuvvetlerini)güneyden takip eden I.Ordu karargâhına bizzat ben gidecektim. İsmet Paşanın karargâhta kalıp, umumi vaziyeti idare etmesini münasip gördüm.”
“Efendiler, tıpkı bugün gibi,1338 senesi (1922) ağustosunun 30.günü, saat 14’te,şimdi hep beraber bulunduğumuz bu tepeye (Zafer Tepesi) gelmiştim. Bu üzerinde bulunduğumuz sırtta, kahraman II.Fırkamız, şu karşıki tepelerde muharebeye mecbur edilen düşman aslî kuvvetlerine taarruz için yayılarak ilerliyordu. Şu gördüğümüz Çal köyü alevler içindeydi. Düşman kuvvetlerini tamamiyle sarmak ve düşmanın inatla savunduğu tepelere süngü hücumları ile girerek kati netice almak lâzımdı. II.Fırkanın kahraman Kumandanı Derviş Bey(Paşa)bizzat ileriye atılarak bütün kuvvetiyle düşman mevzilerine ilerliyordu. Kolordu Kumandanı Kemalettin Sami Paşa, güneyden ve batıdan saldırttığı bütün fırkalarına yeniden yeniye, hareketlerini hızlandırmak ve şiddetlendirmek için emirler gönderiyordu. II.Ordunun 16. ve 61.Tümenleri de sarma çemberini daraltıyorlardı. Süvari Kolordumuzun daha batıdan düşmanın arkasını kesmek üzere olduğu haberini bana bir süvari zabiti getirdi.”
“Arkadaşlar, saatler ilerledikçe gözlerimin önünde gelişen manzara şuydu: Düşman Başkumandanının, şu karşıki tepede, son gayretiyle çırpındığını görüyor gibiydim. Bütün düşman mevzilerinde büyük bir heyecan vardı. Artık toplarının ve mitralyözlerinin ateşlerinde, sanki öldürücü hassa kalmamıştı.”
“Bu ovanın kuzeyinden ve güneyinden birbirlerini takip eden avcı hatlarımızın, guruba yaklaşan güneşin son şualarıyla parlayan süngüleri her an daha ileride görülüyordu. Düşman mevzilerini saran bir daire üstünde mevzi almış olan bataryalarımızın fasılasız ve amansız ateşleri düşman mevzilerini, içinde barınılmaz bir cehennem haline getiriyordu. Güneş batıya yaklaştıkça, ateşli, kanlı, ölümlü bir kıyametin kopmak üzere bulunduğu bütün ruhlarda hissolunuyordu.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yeni bir yıldönümünde, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu zaferin kazanılmasını sağlayan bütün şehit ve gazilerimizi bir daha rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
(Kaynakça: Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Mustafa Kemal, II.Cilt’ten.)