23 Eylül 2024 Pazartesi
Türkiye, tarihin en sert ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Ekonomistler, krizin etkilerinin 2026’yı bulacağını söylüyor.
Kriz, iğneden ipliğe kadar birçok şeyin fiyatını yüzde 1000 seviyesinde artırmış durumda. Bu da haliyle, alım gücü zayıf olan yurttaşlarımızı etkilemekte. Bu krizi en yoğun şekilde hisseden kesimlerden biri de hiç şüphesiz üniversite öğrencileri.
Ellerindeki parayı idareli kullanmaya çalışan aileler de zor durumda. Hatta, çocuklarını il dışına “buruk” bir şekilde gönderiyorlar. Bunun en somut örneklerinden birini Edirne Yenigün’ün deneyimli muhabiri Ergin Yıldız’ın “Öğrenciye ev tutmak hayal” başlıklı haberinde görmek mümkün. Yıldız’ın, üniversite okumak için Edirne’ye gelen öğrencinin sözlerini okuyunca hayıflanmamak elde değil:
“Kiralar 10-15 bin TL’den başlıyor, baya pahalı. Öğrenciler toplu şekilde eve çıkarsa ancak uygun olabilir. Tek kişi çıkmak çok zor. 2-3’ncü sınıfta toplu öğrencilerle eve çıkmayı planlıyorum ama fiyatlar düşerse. Şu an 5-6 kişinin aynı evi tutması gerekiyor, başka türlü imkân yok.”
“Ailem aylık 5 bin lira gönderiyor”
“İstanbul’a göre biraz pahalı, öğrenci olarak burada kalmak zor. Eşyalı evler daha da pahalı. Eşyasız evde kalamayacağımız için eşyalı evleri kiralayamıyoruz. Bir arkadaşla ev tutmak zorundayız ama ilk yılımız olduğu için zorlanıyoruz, şimdilik yurtta kalıyoruz. Ailem aylık 5 bin lira gönderiyor, bu sadece yurtta kaldığım için yetiyor. Evde kalsam masraflar daha da artar.”
“Yurtta kalmaya mecburuz”
” Buraya öğrenci olarak il dışından geldik, başlangıçta arkadaşlarla ev tutmayı düşündük, ancak kiralar çok pahalı olduğu için bu mümkün olmadı. Yurtta kalmak zorunda kaldık ve yurdumuz fakülteye çok uzak. Her gün git gel yapmak zorundayız. Ev fiyatları tutulacak gibi değil, yurtta kalmaya mecburuz.”
Edirne Belediyesi’nin çözüm üretmesi lazım
Edirne’nin eski belediye başkanlarından Recep Gürkan döneminde öğrencilerin hayatını olumlu manada etkileyecek bir proje, bir çalışma görememiştik. Hatta, 31 Mart seçimlerinde CHP’nin yıllar sonra birinci parti haline getiren unsurlardan birisi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve benim de memleketim olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde öğrencilerin hayatına dokunan projelere imza atmış olmasıydı. Kent Lokantaları, öğrencilerin uygun fiyata konaklayacağı belediye yurtları, kente gelen öğrencilere burs imkanı gibi birçok başarılı projelere imza atmışlardı.
Mersin’in vizyoner belediye başkanı Vahap Seçer, öğrencilerin piyasanın yarı fiyatına seyahat edebilmelerine, çamaşırlarını uygun fiyata yıkayabileceği çamaşır kafeler, kente gelen öğrencilere burs imkânı, uygun fiyata yemek verilmesi gibi olanaklar sağlayarak şehri gerçek manada “öğrenci şehri” yapmayı başardı.
Edirne’nin gerçek manada “öğrenci şehri” olduğunu kanıtlaması lazım. Her sene yayımlanan öğrenci dostu şehirler sıralamasında en üst yerlerde geliyor ama öğrencinin yukarıda saydığım örnekler kapsamında düşündüğümüzde hiç de öğrenci şehri değil. Öğrencilerin konaklamaları dahi hayal iken, bu kriz ortamında Edirne Belediyesi’nin bu kapsamda adımlar atması elzemdir. Bu bir kamusal sorumluluktur.
Siyasilerin “hallederiz, yaparız” sözlerine öğrencileri karnı tok. Sandıkta hesap sorar, icraat zamanı.