0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Recep Çınar

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçtiğimiz Mart ayında 2024 yılına ilişkin “İstatistiklerle Yaşlılar” çalışmasının sonuçlarını açıkladı! Bakın, yapılan açıklamada neler var!

• 2019’da 7 milyon 550 bin 727 kişi olan 65 yaş ve üzeri nüfus, son beş yılda yüzde 20,7 artarak 2024’te 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu.
• Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2019’da yüzde 9,1 iken 2024’te yüzde 10,6’ya çıktı.
• Yaşlı nüfusun 2024’te yüzde 44,6’sını erkekler, yüzde 55,4’ünü kadınlar oluşturdu.

Anlayacağımız, Türkiye’yi büyük bir tehlike bekliyor! Doğum hızı düşüyor giderek yaşlanıyoruz!

Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre, yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 13,5, 2040’ta yüzde 18,2, 2060’ta yüzde 28,8, 2080’de yüzde 38,5 ve 2100’de yüzde 42,8 olacağı tahmin edildi.

Doğum hızı düşüyor giderek yaşlanıyoruz! Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre, yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 13,4.  2040’ta yüzde 17,5. 2060’ta yüzde 25,5, 2080’de yüzde 29,8 ve 2100’de yüzde 28,2 olacağı hesaplandı.

Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki kişi sayısı ise 2024’te 7 bin 632 oldu. Yani, Doğum hızı düşüyor giderek yaşlanıyoruz!

194 ÜLKE ARASINDA 75’İNCİ SIRADAYIZ!

Nüfus tahminlerine göre, 2024’te dünya nüfusu 8 milyar 161 milyon 972 bin 573 kişi. Yaşlı nüfus ise 833 milyon 480 bin 764 kişi oldu. Buna göre, dünya nüfusunun yüzde 10,2’sini yaşlı nüfus oluşturdu.

En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke ise, yüzde 36,2 ile Monako, yüzde 29,8 ile Japonya ve yüzde 24,6 ile İtalya oldu. Türkiye bu açıdan 194 ülke arasında 75’inci sırada yer aldı.

Türkiye’de yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2024’te yüzde 20,8 ile Sinop olarak belirlendi. Bu ili yüzde 20,2 ile Kastamonu, yüzde 19,1 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,7 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 4,3 ile Hakkâri ve yüzde 4,4 ile Şanlıurfa izledi.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10 ve üzerinde olduğu il sayısı 2024’te 60 olarak kayıtlara geçti. Özetle, Türkiye’yi büyük bir tehlike bekliyor: Doğum hızı düşüyor giderek yaşlanıyoruz!

HER DÖRT HANEDEN BİRİNDE EN AZ BİR YAŞLI VAR!

Türkiye’de 2024’te 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu belirlendi. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı ferdin yaşadığı görüldü.

En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 haneden 1 milyon 750 bin 900’ünde tek başına yaşlı fertler yaşıyor! Bu hanelerin yüzde 74’ünde yaşlı kadınlar, yüzde 26’sında da yaşlı erkekler bulunuyor.

EVLENME, EVLİLİK!

Evlenme, bir erkekle bir kadın arasında Allah’ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muameledir. İslâm nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku’na dair yazılan kitaplardan bazısında; “Bizim için Hz. Adem’den bu güne kadar, meşru olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, “evlenme ve imandır”şeklinde kaydedilmektedir. (Kaynak: İbn Âbidin, III, 3)

Allah (cc) Nahl Suresi 72. Ayette; “Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı…” diyerek,  evliliğin diğer önemli yararlarından biri de, nesebin korunması olduğunu bildirir.  Meşru evliliğin bir an için yokluğunu düşünürsek toplumların nesepsiz (kan bağı) ve hiçbir fazilete sahip olmayan çocuklarla ne denli sıkıntılara girdiklerini hemen görürüz.Evliliğin sağladığı yararlardan biri de toplumun ahlâki çözülme ve bozukluktan beri kalmasıdır. Evlilik sayesinde kişiler sosyal bozukluklardan emin kalırlar. Tabi ki ekonomisi insanca yaşama imkânı sağlamayan bir ülkede evlenmek de, çocuk yapmak ve yetiştirmek de kolay değil! Bizim medeniyet değerlerimizde devletin, Allah’ın insanlara doğuşta verdiği 5 temel insan haklarını  (Can-Mal-Akıl-Nesil-Din) hürriyetini koruma görevi var! 1945 yılında İkinci Cihan Harbinden taş taş üstüne kalmayarak çıkan Almanya’daki uygulama;  Asgari ücretle  (1700 Euro) çalışan, 2’si çocuk 4 kişilik bir Aile nasıl insanca yaşayabiliyor? Sosyal Devlet, bir insanın insanca yaşaması için ayda 400 Euro yeme-içme masrafı koyuyor. 4 kişilik bir aile 1600 Euro tutar! Bunun 800 Euro civarında da ev kirası olur, etti 2400 Euro. Aradaki 700 Euro açığı da devlet sosyal fondan karşılar! Ayıca çocuk başına da ayda 250’şer Euro harçlık verir!  Ama Devleti yönetenler lüks saraylarda oturmaz! Müesseselerde yüzlerce araç kullanılmaz! Özel uçakları da yoktur! … daha ne diyelim! Ülkemizde asgari ücretle çalışan insan kendini bakamıyor ki nasıl evlensin, aileyi nasıl geçindirsin de nasıl yeni nesiller yetiştirebilsin?  “3 çocuk yapın” demekle sorun çözülmüyor, laf la da peynir gemisi yürümüyor! 

Dostça kalın…