Recep Çınar
Türkiye gerçek anlamda belediyeciliğin ne olduğunu Millî Görüş ile tanıdı. Bunun temel esprisi, Millî Görüş’ün belediyecilik modelinin uygulanmaya başlamasıydı. Konunun uzmanları çok iyi bilirler ki, başarının sırrı şahıslar değil; prensipler ve sistematik yapıdır. Sistem ve prensipler sağlam olmadıktan sonra, uygulayıcının uzman olması pek bir işe yaramaz. Bozuk kantar, uzmanının elinde dahi doğru tartmaz! Cetveli eğri olan, doğru çizgi çizemez! Önce sağlam bir plan ve program, sonra da liyakat sahibi dürüst bir uygulayıcı gerekir.
İşte, Millî Görüş’ün Refah Partisi döneminde, özellikle 1994’ten itibaren Türkiye çapında yaygın ve örnek bir belediyecilik hizmeti gerçekleştirilmesinin ve efsanevi hizmetlere imza atılmasının sebebi budur.
Bu oldukça geniş bir konu, detaya girmeyeceğim. Şu kadarını söyleyeyim ki, o yıllarda Refah Partili Belediye Başkanları, önce Belediye aracılığı ile halkı bütünleştirdi. İnsanı merkeze aldı, “her şey insan için” anlayışı ile hareket edildi. Beldelerin alt yapı, konut, su ve ekmek sorununu çözdü. Ucuzluk ve kaliteye önem verdi. Belediyelerin girişine, “Rüşvet alan da, veren de mel’ûndur” (lanetlenmiştir) levhasını astı. Yolsuzluklara son verdi; yoksullara kucak açtı ve ihtiyaçlarını giderdi. İftar çadırları, bayramlarda ücretsiz otobüs seferleri gibi uygulamalarla halkı kaynaştırdı. İşin uzmanlarından “Danışma Meclisi” oluşturdu. “Halk Meclisleri” kurarak Belediyeleri halka açtı. Millî ve manevî değerlere saygılı, şehir kültürünün gerektirdiği kaynaşma, dayanışma ve muhabbetle, beklenen ve özlenen efsanevî hizmetler ortaya koydu. O dönemin hizmetleri saymakla bitmez.
2000’li yıllara gelindiğinde Milli Görüş gömleğini çıkaranlar AKP’yi kurdular. Merkezi yönetimde iktidara geldikleri gibi yerel yönetimlerde de birçok belediyeyi kazandılar. Peki, bu insanlar Milli Görüş Belediyeciliğinde gösterdikleri başarıyı neden AKP’li belediyelerde gösteremediler? Çünkü Milli Görüş gömleği çıkarıldı. Öyle olunca prensipler ve hizmet anlayışları değişti, dünyevileştiler. Son günlerde medyada bilhassa iktidar belediyelerinin neler yaptıklarını lüks saraylar, otomobiller, 3 yerine 5 adam işe almalar, aşırı ve gereksiz borçlanmalar… ile nasıl israf ettiklerini ve belediyeleri nasıl borç batağına batırdıklarını acı acı izliyoruz! Milli Görüş gömleğinin ‘cepleri’ yoktu, ‘kefen’ gibi! Öyle olunca dünya ahret dengesi kurulabiliyordu. Ama onların gömleklerinin cepleri oldukça büyük ‘torba’ gibi dolmak bilmiyor! İşte fark burada. Peki, suçlu sadece onlar mı?
Bu, şuna benzer; Bir gün Nasreddin Hoca’nın eşeği çalınmış. Evine gelenler, ”Ahırın kapısını niye kilitlemedin? Duvarını neden yüksek yapmadın? Ölü gibi derin uykuya dalınır mı hiç…? “ gibi sözler söyleyerek kendisini suçlamışlar. Nasreddin Hoca bunun üzerine: ”Güzel komşular, benim de belki bu işte ihmalim olabilir. Ama Allah için söyleyin, Hırsızın hiç mi suçu yok?” diyor! Bizim bazı Belediyelerin yaptıkları da buna benzer; bunlara inadına defaatle oy verenlerin hiç mi suçu yok?
AKP’nin dışındaki diğer partilere mensup Belediyeler çok mu farklı? Aynı düzenin taraftarları, aynı sistem üzere çalışılıyor. Sadece isimler farklı. İyi, güzel, faydalı olanı kim yaparsa yapsın örnek alınması gerekmez mi? Ama dünyalık menfaatler, şahsi hesaplar ön plana çıkınca olmuyor!
Hizmette iflas etmiş bir Belediyecilik örneğini maalesef Edirne’mizde yaşıyoruz! Buna rağmen Edirne’nin duayen gazetecilerinden, yıllarca Avrupa ülkelerinde görev yapmış olan birisi ise 16.04.2024 tarihli köşesinde “Gürkan’ın ardından” başlıklı yazısında eski Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı methederken adeta yere – göğe sığdıramamış!
Sayın Gürkan’ın ikinci defa seçildiği 2019 yerel seçim öncesi verdikleri sözleri bir kenara koyalım. İlk seçildiği 30 Mart 2014 Yerel Seçimler öncesi “Edirne’nin Birleştirici gücü” sloganıyla yayınladığı “Edirne Bildirisi”inde 34 kalem vaatte bulunmuştu! Elinizde varsa bir gözden geçirin, bakalım verdiği sözlerin kaçını yerine getirmiş!
Edirne’yi son yüz yılda en çok CHP’li belediyeler yönetti. Bilhassa son dönemde Dünya standartlarına uygun hangi hizmetler yapıldı? Edirne’de birçok semtte sular bile doğru dürüst akmıyor!Dünya standartlarına uygun bir tane yol, kaldırım yok! Edirne’nin eksikleri, yanlışları, sorunları ile ilgili sayfalarca çok şeyler yazılabilir. Gün geçmiyor ki, bir yerde kanalizasyon patlamış olmasın!
Edirne’de Temizlik, Yeşil alan, Trafik, Tertip – Düzen, Yol – Kaldırın, İmar, Yer altı – Yer üstü sorunları, WC ve Otopark sorunlarından… hangi sorun çözüldü?
Edirne’nin yeni Başkanı Belediyeyi 1 milyar 75 milyon TL borç ile devraldı! Başkanlar ayni partiden olunca bu konu diğerleri gibi gündeme getirilmedi! Hatta Gürkan’a, CHP Danışma Kurulunda yer verileceği açıklandı!
Peki, Cumartesi Pazarı ne oldu? Sayın Gürkan, yeni Pazar yeri inşaatı ile ilgili 29 Kasım’da yapmış olduğu açıklamada Cumartesi yeni Pazar yerinin 1,5 ayda hizmete açılacağını söylemişti! Yaklaşık 5 ay geçti! Neden olmadı? Müteahhit neden işi yarıda bıraktı? Bunların sorgulanması gerekmez mi? Bütün bunlara rağmen Gürkan’ı öve öve göğe çıkarmak, duayen bir basın mensubuna hiç de yakışmıyor!
Sayın Gürkan’ın yaptığı hiç güzel/faydalı işler yok mu? Elbette var. Var da, bunları terazinin kefesine koyup tartsanız yaptıkları 5 Kg. gelirse, yapması gerekip de yapmadıklarını tarttığınızda 50 Kg. gelir!
Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki, gazetenin tüm sayfaları buna ayrılsa yetmez! İtirazı olanlarla istenirse birlikte mahallelere çıkar ve Edirne’yi şöyle bir dolaşırız! Bakalım neler olmuş, neler olmamış yerinde görürüz! İstenirse bir de çıkar Yunanistan veya Bulgaristan’daki Belediyelere bakarız! Batı’ya gitmeye gerek yok!
Önemli olan gerçekleri görmek, anlamak, ona göre ilgililere takdirlerimizi de eleştirilerimizi de ‘Hak ölçüleri’ içerisinde yapmaktır. Yoksa insanları boş laflarla göğe çıkarmanın da, yerin dibine batırmanın da bir anlamı yok!
Dostça kalın…
GÜNDEM
14 gün önceGÜNDEM
26 Aralık 2024GÜNDEM
26 Aralık 2024GÜNDEM
26 Aralık 2024GÜNDEM
26 Aralık 2024GÜNDEM
26 Aralık 2024EKONOMİ
26 Aralık 2024