eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
 EN BÜYÜK BAYRAM

 EN BÜYÜK BAYRAM

ABONE OL
28 Ekim 2025 15:25
 EN BÜYÜK BAYRAM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet coşkusu sarmalı dört bir yanı. Kutsal bir törene, şanlı bir şölene dönüşmelidir kutlamalar. Bir asrı geride bırakan Cumhuriyet’imiz 102.yılında bu coşkuyu fazlasıyla hak etmektedir. Kolay olmadı Cumhuriyet’in ilanı. Her devlet adamının göze alabileceği, düşünse bile uygulamaya koyma cesareti gösterebileceği bir atılım değildir bu. Cumhuriyet tam anlamıyla yapısal bir devrimdir.  Böyle tarihi kararları, Mustafa Kemal Atatürk gibi özgürlük tutkunları, yedi düvele meydan okuyan Milli Hakimiyet sevdalıları, Türklüğü yüceltmek için yaşayanlar başarabilirdi.

Kolay olmadı dedim.  Atatürk, Nutuk’ta “Uygulamayı bir takım safhalara ayırmak, olaylardan ve olayların akışından yararlanarak milletin duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve kademe kademe yürüyerek hedefe ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim öyle olmuştur.” der.

 Daha savaş devam ederken Büyük Millet Meclisi’ni açanların gönlünde mayalandı, ruhunda filizlendi bu inançlar. Önce saldırgan emperyalist köpeklerin dişleri kırıldı mazlum vatanın mübarek dağlarında, ovalarında. Palikarya’nın denize dökülmesi, azmimizin ve kararlılığımızın suya vurulmuş perçini, Batılı ahlaksızların ise suya düşen hayalleriydi. Bildikleri bir gerçeği bir kere daha vahşice test etmişlerdi ama sonuç aynıydı: Türkleri öldürebilirsiniz, hatta yenebilirsiniz de, fakat asla boyun eğdiremez, teslim alamazsınız.

 Sevr bir şer paçavrasıydı. Antlaşma 10 Ağustos 1920 Salı günü Müttefik Devletler; Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya ile mağlup Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalandı. ABD, Osmanlı İmparatorluğu ile savaşmadığı, SSCB ise henüz Milletler Cemiyeti üyesi olmadığı için imza atmadılar. Atmadılar da emellerinden vaz mı geçtiler? Asla. Hep hinoğlu hinlik peşindeler.

Burada en iç acıtan imza elbette Hicaz Krallığı’na ait olandır. Çünkü onlar Kavm-i  Necip’ti, ümmetin en saygın mensuplarıydı. Bize öyle öğretilmişti. Hepsi İngiliz’in, Fransız’ın uşağı oldular. Bizim delegasyonu söylemeye dilim varmıyor. Onlar bu onursuzluğun altına imza koyma alçaklığına talip oldular. Vahdettin ve Damat Ferit’in ihaneti ise bugün bile bazı din bezirganlarının ve Hilafet özlemcilerinin iftihar vesilesi. Maalesef öyle.

İnsanlar gibi devletlerin de bir ömrü vardır. Zayıf düştüğünüz anda emperyalist ahtapotun kollarında nefessiz kalmaya mahkumsunuz. Dünya düzenini güçlüler belirliyor. Bu yeni değil ki. Tarih bu yok oluşun örnekleriyle doludur. Sürekli borç almaya alışan bir devlet, ödeme sıkıntısına düştüğü andan itibaren patronun emirlerine itiraz edemez hale gelir. Borca karşılık işgal, ayakta zor duran boksörün yediği nakavt yumruğudur. Sırtın yerdeyken tek sermayen, gökte saydığın yıldızlardır. Osmanlı da, diğer imparatorluklar da böyle battılar.

Türkiye Cumhuriyeti, “son nefesini verdi ve öldü” denilen bir imparatorluğun külleri arasında açan bir gelinciktir. ”Esir yaşamaktansa bu millet ölsün, daha iyidir!” diye ayağa kalkan ve sine üryan, ayak yalın, can havliyle düşmana saldıran serdengeçtilerin, vatanı namus bilenlerin, Büyük Önder Mustafa Kemal’in emrine ram olmuş çılgın Türkler’in yarattığı bir abidedir. Prof.Dr.Halil İnalcık ne kadar berrak ifade etmiş gerçeği: “ 70 yaşıma kadar 4 milyon Osmanlı evrakı inceledim, 98 yaşıma kadar 28eser yazıp bıraktım ve anladım ki, bugün buradaysak bunu tamamen Atatürk’e borçluyuz. Gazi Mustafa Kemal olmasaydı, biz de olmayacaktık.”

Aynı gerçeği Prof.Dr.Justin McCarty de şu cümlelerle dile getirmiştir: “Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan’da olurdu, ama Trakya ve Anadolu’da kalamazdı. 100 senede tüm civar coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin, Konya Ovası’ndan da sürülüp atılmaları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz?!”  Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e ve kurucu kadroya karşı kin ve nefretlerini kusmaya devam eden hainlerin nankörlüğünü bu nedenle affetmeyiniz.

Dedem Korkut ne güzel söylemiş: “ALEMDE ŞER, OĞUZDA ER TÜKENMEZ.” Su uyusa bile düşmanlar uyumuyor. Sevr muhterisleri, yeni planlar, yeni tuzaklar, sinsi veya aleni emperyal projeleriyle başımıza çoraplar örmeye, varlığımıza kastetmeye devam etmektedirler. BOP, 21 ülkenin sınırlarını değiştirmek için uygulanan bir projedir ve bu şer planın hedefleri içinde Cumhuriyet’imiz de vardır.

Karşımızdaki şer ittifakını iyi tanımalıyız. İstisnasız hepsi vahşi bir canavardır. Övgüleri sahte, gülücükleri yalandır. Daha tehlikeli olanı ise, içimizdeki işbirlikçi hainlerdir. İstiklal mücadelemizde düşmanla kimler işbirliği yaptıysa, bugün de Batılı eşkıyalara, insafsız avcılara köpeklik yapanlar, birliğimize dirliğimize göz dikenler, Atatürk’e hakaret edenler onların torunlarıdır. Sevr’de çizilen haritayı bir göz önüne getirirseniz, bugün bize tebelleş edilen terör belasını da, Orta Doğu halklarına yaşatılan cehennemi de anlamakta zorlanmazsınız.

Bir makalede başka ne anlatabilirim. Aslında buraya kadar yazdıklarım bile beyhude diye düşünüyorum bazen. Ne dini bayramların hassasiyeti kaldı toplumda, ne de milli bayramlara saygı. Cumhuriyet kazanımları birer birer yok ediliyor. Yargı kararları da, sandık sonuçları da tartışılır oldu.

Atatürk’ün kurduğu Diyanet kurumunun camilerinde Atatürk’ün adı anılmıyor. Kahramanlarımıza dua edilirken Atatürk’e bir Fatiha çok görülüyor, Çanakkale Zaferi’miz övülürken sahabelerden, meleklerden bahsedenler, Anafartalar Kahramanının adını söylemekten kaçınıyor. Devlet büyüklerimiz milli bayramlarda protokollerde mutlaka bulunurlar, mutlulukları gözlerinden okunurdu. Oysa son yıllarda, ne hikmetse hep böyle günlerde hasta oluyor mübarekler!

Tarikatlar, cemaatlar bile birbiriyle kavga ederken, Atatürk düşmanlığında birleşiyorlar. 55.000 canın katiline “kurucu önder” sıfatı yakıştırılırken, Cumhuriyet’imizin kurucusuna, kahraman Atatürk ‘e hakaretler ediyorlar. İşin garibi, bunların çoğu ruhsal bozukluk raporuyla ceza almadan serbest bırakılıyor, aynı çevrelerce de kahramanlaştırılıyor. Atatürk’e sayıp sövmek, bazı karanlık mahfillerde İslam’ın 6. şartı gibi şırınga ediliyor genç beyinlere. Sanırım dünyada bir başka ülkede asla göremeyeceğimiz şizofrenik bir hastalıktır bu.

Kur’an’ın ruhundan, tebliğin inceliklerinden, Muhammedi nezaketten, İlahi adaletten, ilim ve fenden nasipsiz yobazlara soruyorum, Atatürk size ne yaptı? Bize bağımsız bir vatan, hür dalgalanan bir bayrak, ferahlık veren ezanlar, kaynağını hukuktan alan bir demokrasi, çağdaş bir yaşam, kenetlenmiş bir toplum, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller, Sultanın iradesi yerine Milli Hakimiyet armağan eden bir kahramana sadece saygı duyulur. Cumhuriyet fazilettir çünkü. Bunlara layık olmayanlar ise yıllardır nankörlüklerine doymuyorlar. İflah olmaz kindar Müslümanlık böyle oluyor demek ki!

Bir bayram yazısında daha güzel şeyler anlatmalıyım, biliyorum. Hatta hiçbir şey yazmayıp, bu sütuna sadece iki metin yapıştırmak belki daha da anlamlı olurdu. Birincisi Ata’mızın coşkuyla okuduğu ve dinleyenlerin ruhlarını tutuşturan “ONUNCU YIL NUTKU”, ikincisi de “GENÇLİĞE HİTABE”dir. Bu metinlerdeki mesajları öğrenerek büyüseydi çocuklarımız, inanın ATATÜRK’ün yaşadığı duygular ve heyecanlarla kutlardık bu “EN BÜYÜK BAYRAM”I.

O mesajları özümseyerek Cumhuriyeti sahiplenen, damarlarındaki kanın asaletinin farkında olan ve Mavi Gözlü Sarışın Kurt’un ışıklı yolunda yürüyen gençlerimize selam olsun. O’nun sözleriyle bitirmek istiyorum.

“Türk Milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türk’üm diyene!”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler