evden eve nakliyat
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18400120,38%
Edirne
27°

AÇIK

05:01

İMSAK'A KALAN SÜRE

Evlilikte Doğru Tercihin Önemi

Evlilikte Doğru Tercihin Önemi

ABONE OL
27 Haziran 2024 14:50
Evlilikte Doğru Tercihin Önemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Hamd, insan için kendi cinsinden eşini yaratan, sevgi ve muhabbet  duygusuyla kalpleri birbirine bağlayan ve kullarını huzura erdiren Allah’a, Salat ve selam ise en hayırlı hayat arkadaşı, eşlerin en vefalısı ve yaşantısıyla bize örnek olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (a.s)’ın üzerine olsun.

Yaratan ve yaşatan Allah (c.c), yarattığı her canlının fıtratına, varlığını devam ettirebilmesi için, hikmetler içinde çeşitli duygular, hisler ve ihtiyaçlar yerleştirmiştir.  Acıkma hissine karşı yiyecekleri yaratmış ve Maide Suresi 88. ayetteki gibi helal olan gıdalarla beslenmesini emretmiş. Susuzluk ihtiyacına karşılık suyu yaratmış (İçtiğiniz suya ne dersiniz?!  Vakıa-68) barınma ihtiyacına karşılık meskenleri (nahl-80), yalnızlığını giderebilmek, huzur ve sükûnete ulaşmak ve neslinin devamını sağlayabilmesi için de kendi cinsinden olan hayat arkadaşını yaratmıştır. Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.  (Rum-21).

Kıymetli Okurlarım !

Allah’ın emrini ve Peygamber Efendimiz’in (a.s.) tavsiyelerini önemseyen mü’minler evlilik hayatında da peygamberimizi örnek almışlar, mutlu bir yuva kurmaya çalışmışlardır. Böylece bir taraftan sünneti ihya ederken öteki taraftan fıtratın gereği olan biyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını da meşru yollardan gidermişlerdir.

Evlilik bir yönüyle dünya nimetlerinden biri olmakla beraber öteki açıdan ahiretimizi imar etmemizde de azımsanamayacak kadar önemli katkıları vardır. Hele günümüzde bu önem inkâr edilemeyecek kadar artmıştır. Çünkü hayatını paylaştığı arkadaşı, kişi için haramlara, günahlara, ayıplara karşı bir örtüdür). Aynı zamanda dini yaşantımızın kemale ermesinde tamamlayıcı unsurdur. Zira bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: “Kişi evlendiği zaman dininin yarısını korumuş olur. Geriye kalan yarısı için de Allah’a karşı gelmekten sakınsın.’’ (Heysemi, Mecme’u’z Zevaid, No: 7310; Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, 2/239) .

Doğru Eş Seçimi ve Önemi

Evlilik, insanların ruhen olgunlaşmasına ve neslinin devam etmesine katkı sağlayan büyük bir nimettir. O halde evlilik kurumunun temelinin sağlam atılması kaçınılmazdır. Dindarlık, güzel ahlâk, uyum, anlayış, fedakârlık ve kişilik sahibi olma, sağlam bir aile kurumu için önde gelen vasıflardandır. Evlilikten beklenen güzelliklere, nimetlere, mükâfatlara ulaşabilmenin ilk adımı doğru insan olabilmektir. Sonrasında ise doğru ve anlayışlı insan ile evlenmektir. Zira gönüller bir olunca samanlık seyran olur demiş atalarımız. İnsan eşiyle uyum içinde bir hayat sürdürdüğü zaman, hayatın sıkıntılarını göğüslemek daha kolay bir hale gelir. İmanlı, ahlaklı ve sağlıklı bir nesil yetiştirmenin yolu da yuvayı doğru ve anlayışlı insan ile kurmaktan geçer. Zira beşik sallayan el, dünyayı salladığı gibi, tarlaya atılan tohum da alınacak ürün için çoğu zaman belirleyicidir. Şüphesiz ki sıkıntısız bir hayat yok lakin yol arkadaşı iyi ve kafa dengi olunca insanın, sıkıntıları aşması da kolay olur. Bu yüzden; “Deh demeden giderse at, istemeden su verirse evlat, saliha ise evde eş, ne işin var düğün evinde, düğün senin evinde, gir oyna çık oyna. Deh desende gitmezse at, istesen de su vermezse evlat, saliha değilse evde eş, ne işin var cenaze evinde, cenaze senin evinde, gir ağla çık ağla ”demiş büyüklerimiz.

Güven, İffet ve Haya Sahibi Olması

“İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78.) Bu hadisi şerifin ihtiva ettiği mana göz önüne alındığında, iffet ve hayâ sahibi olmayan bir insandan her türlü kötülüğün bekleneceği anlaşılıyor. O halde hayat arkadaşımız olacak kişide arayacağımız en önemli hasletlerden bir tanesi de iffet ve hayâ sahibi olmasıdır. Zira hayâ imandandır. Peygamberimiz a.s. “Hayâ îmandandır ve hayâlı olan kimse cennettedir! Hayâsızlık ise kalbin katılığındandır; kalbi katı olan da cehennemdedir!..” (Buhârî, Îmân, 16) buyurarak hayâsı olmayan bir hayat arkadaşının kişinin hayatını cehenneme çevirebileceğini haber vermektedir.

Mala-mülke Yaklaşımı Nasıldır?

Bir söz vardır. Erkek kadınla, kadın altınla sınanır. Gösteriş düşkünü mü?  Müsrif mi? kanaatkâr mı? Cimri mi? cömert mi?

Çalışan biri ise birikimi var mı?  Birikimi yoksa bunun bir sebebi var mı? Ya da fazla mala sahip ise bunu nasıl elde ettiği hususunda doğru bilgi elde etmeye çalışmalı. Kısaca sorumluluk sahibi biri mi? Aile geçindirme kabiliyeti var mı, haram-helal duyarlılığı var mı bunu doğru tespit etmeliyiz.

Zararlı Alışkanlıkları Var mı?

En çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de bu husustur. Çünkü bu durum çözümü çok zor olan sıkıntıları da beraberinde getiren bir haldir.

Zararlı alışkanlıklar içine alkol ve kumarı koyabileceğimiz gibi uyuşturucu madde bağımlısını da koyabiliriz. Ayrıca aşırı televizyon düşkünü veya internet düşkünü olup ailesine zaman ayırmamak da ailenin temelini dinamitleyen hususlardandır. Ailesine zaman ayırmayan kimse evinin, eşinin ve çocuklarının huzurunu değil kendi huzurunu düşünen egoist, bencil bir bireydir. Böyle kimselerle evlenmek ya da bir baba olarak böyle kimseleri evlendirmek karşı tarafa yapılabilecek en büyük kötülüktür. Evlenir adam olur anlayışı ise temelden sakattır, yanlıştır.

Kültürler Bir mi?

Kültür farklılığından kaynaklanan sorunlara da çokça rastlıyoruz. Gerçi globalleşen dünyada kültürler ve değerler yozlaştırıldı ve gençlerimiz daha çok popüler kültürün etkisinde kaldı maalesef. Adet, gelenek ve görenekler gösterişten öteye geçmeyen ritüellere döndü. Ama sohbetin başında da belirttiğimiz gibi, biz Müslüman bir bireyin eş arayışında dikkat edeceği hususları konuştuğumuz için, eş adayımızda kültür birliğine dikkat etmek daha kolay ve yaşanılabilir bir evliliğe kapı aralayacaktır.

Kıymetli Okurlarım !

Sadede gelirsek, evliliğin iki önemli ayağı var biri SEÇİM biri GEÇİM. Geçimi bilmeyen, bu hususta gayret sarf etmeyen eşler “seçimi yanlış yaptım” noktasına gelebiliyor. Aslında kusursuz insan olmadığını bilmek, kendi kusurlarını görebilmek, eşlerimizin dünyalık kusurlarını göz ardı etmek geçimimizi kolaylaştıracaktır.

Eş seçiminde elimizden geleni yapmalıyız ve dualarımızla Rabbimizden en hayırlısını istemeliyiz. Ama en hayırlısını isterken, en hayırlı eş olmayı da istemeliyiz. Mevlana, evlenmek için en doğru insanı arayan kişiye kendisinin de en doğru kişi olması gerektiğini hatırlatıyor. Unutulmamalıdır ki evlilik, hesabı sorulacak bir hayat birlikteliğidir. Zira çiftlerin mutluluğu sadece kendilerini değil, karşılıklı aileleri, akrabaları ve hatta dostlarını da mutlu ediyorken, yaşanılan huzursuzluk ve gerginlikler, karşılıklı olarak ailelerin de mutsuzluğuna belki iletişimlerinin kopmasına sebebiyet verebiliyor.

Evlilik, eşimizden gelen eziyetlere Efendimizin tavsiyesi doğrultusunda güzelliklerini, iyiliklerini düşünüp onu hoş görebilme meziyetidir. O yüzden atalarımız evlenmeden önce gözlerimizi dört açmamızı tavsiye ederken, evlendikten sonra yarım açmamızı yani her kusuru görmememizi tavsiye etmektedirler. Bir gün hanımının nüşuzundan rahatsız olan bir sahabe, hanımını şikâyet etmek üzere müminlerin emiri Hz. Ömer’in evine gelir. Kapıya vurmak isteyince birde ne görsün ne duysun, koca halifenin hanımı sesini Hz. Ömer’e yükselterek söyleniyor.

Bu hâli gören kapıdaki zavallı boynunu bükerek: “Bütün şiddetine ve sertliğine rağmen, üstelik müminlerin emiri iken Ömer’in hâli böyle olursa, benim derdime nasıl çare bulabilir” diye düşünür ve kalkıp giderken Hz. Ömer dışarı çıkar. Adamın arkasından:

– Hayrola, derdin neydi? diye seslenir. Adam da der ki:

– Ey müminlerin emiri! Karımın kötü huylarını ve bana olan saygısızlığını şikâyet etmek üzere gelmiştim. Senin karının da sana karşı olmadık sözler söylediğini duyunca vazgeçip geri döndüm ve kendi kendime: Müminlerin emiri karısıyla böyle olunca, benim derdime nasıl devâ bulacak? dedim. O zaman Hz. Ömer adama şunları söyledi:

– Kardeşim, karımın benim üzerimdeki hakları sebebiyle ona katlanmaya çalışıyorum. Zira o benim yemeğimi ve ekmeğimi pişiren, hem çamaşırımı yıkayan, hem söküğümü diken, hem de çocuklarımı terbiye edendir. Hâlbuki o bütün bunları yapmak zorunda değildir. Üstelik gönlümün harama meyletmesine engel olan da odur. Bu sebeple onun yaptıklarına katlanıyorum. Bu sözleri duyan adam:

– Ey müminlerin emiri! Benim karım da aynen öyle, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer adamı:

– Haydi kardeşim, hanımından gelen bu eziyetlere katlanmaya bak! Hayat dediğin göz açıp kapayana kadar geçiyor! diye teselli etti (Zehebî, el-Kebâir, s. 179).

Rabbim evlenecek olan kardeşlerimize helal süt emmiş temiz insanlar ile karşılaşmayı, evli olanlarımıza da iman ile, huzur ile sağlık ve afiyet ile güzel bir  ömür diliyorum.

“Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.”  (Furkân; 74)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP