eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
KIRKPINAR 664 Yaşında!

KIRKPINAR 664 Yaşında!

ABONE OL
25 Haziran 2025 16:24
KIRKPINAR 664 Yaşında!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Recep Çınar

Tarihi bir Kırkpınar Yağlı Güreşlerimize bir hafta zaman kaldı. Dile kolay, bu yıl 30 Haziran – 6 Temmuz tarihleri arasında 664. ncüsü yapılacak! Tarihi kayıtlarda bu güreşlerin ilkinin,  1361 yılında ve bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Simavna ile Sarı Hızır köyleri arasındaki arazide yapıldığı belirtilir. Kaynaklardaki hikâyesi de malum; 40 Akıncı ile başlamış ve yenişemeyen bu yiğitlerin yorgunluktan ölümü ile neticelenmesinin ardından bu mekânda “kırk pınar”ın fışkırdığı geçer. “Kırkpınar Yağlı Güreşleri” ismini de buradan aldığı rivayet edilir.

Osmanlı’nın son dönemlerinde Kırkpınar Güreşlerinin, savaşlar sebebiyle zaman zaman kesintilere uğradığı görülür.

* 1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı nedeniyle 1878, 1879, 1880 ve 1881 yıllarında (4 yıl) Kırkpınar Güreşleri yapılamadı.

* Balkan Savaşı’nda Edirne, 26 Mart–10 Temmuz 1913 tarihine kadar, Bulgar işgalinde kaldı. Bu nedenle 1913 yılı güreşleri de yapılamadı.

* I. Dünya Savaşı nedeniyle (1914–1918) ve savaştan sonra Trakya, Yunan işgalinde kaldığı için 1919, 1920, 1921 ve 1922 yıllarında (8 yıl) Kırkpınar Güreşleri yine bir duraksamaya uğruyor.

* 25 Kasım 1922 tarihinde, Türk Ordusu Edirne’yi Yunanlıların işgalinden kurtardıktan sonra Cumhuriyet döneminde ilk güreşlerin 30 Mayıs 1924 günü Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) yararına Sarayiçi’nde yapıldığı bilgisi de tarihin sayfaları arasında yer alıyor.

Yani, Kırkpınar Yağlı Güreşleri Edirne’de,  Edirne Sarayı ya da Saray-ı Cedid-i Amire (Yeni Saray)’nin bahçesi olan mekânda 1924 yılından bu yana aralıksız yapılmaktadır.

Konu Saraylar olunca kısaca değinmeden geçmek olmaz!

Edirne Sarayı, tarihi kayıtlara göre yapımına II. Murat döneminde başlanıyor ve Fatih Sultan Mehmet zamanında tamamlanıyor. Tunca Nehri’nin batısında ve tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapıldığı alanı da içine alıyor.
Saray, 19. yüzyıla kadar kullanıldı. Saraya gidip kalmış Osmanlı padişahları arasında Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, I. Ahmed, IV. Mehmed, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmet bulunur.

22 Ağustos 1829’da Rusların şehre girip, şehri terk ettikleri 14 Eylül 1829 tarihine kadar geçen süre içinde Sarayda büyük bir yıkım yaşanır. 1878’deki 93 Harbi sırasında ise Rusların Edirne’yi işgal edeceği haberi üzerine Valinin emri ile sarayın yakınında bulunan cephaneliğin Rusların eline geçmesin diye ateşlenmesi sonucu saray ortadan kalkar. Bilindiği gibi Saray’ın yeniden eski haline getirilmesi için 2008 yılında kendisine “kazı başkanlığı” görevi verilen Sakarya Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Özer, o yıllarda basına yaptığı açıklamada şunları söylüyordu; “Orijinal yapısı içinde bulunmamasına rağmen Sarayın bahçesi içerisine tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için Er Meydanı yapıldı. Zaman içerisinde saray alanında askeri kışlalar inşa edildi. Askeri kışlaların yerine ise daha sonra göçmenler için şu betonarme barınma evi yapıldı!” diyor.

Saray’a en çok zararı kurumların verdiğini de söyleyen Doç. Dr. Özer, “Bu sorunların başında Edirne Sarayı’nın içinden geçen asfalt yol var! Dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir sarayının içinden asfalt yol geçmez. Aynı zamanda Sarayın içerisinde bulunan Kırkpınar Güreş Stadyumu var. Bu saraya ciddi zararlar vermektedir. Ayrıca, Devlet Su İşleri’nin yapmış olduğu seddeler de Sarayı paramparça etmiş durumda” demişti.

Zaten Osmanlıdan kalan emanet tarihi eserlere gereği gibi sahip çıkılmadığı ayan beyan ortada! Emanetlerin bir kısmı satıldı, bir kısmı yıkılmaya, yok olmaya terk edildi!

Tarihçi ve Şair Rıfkı Melül Meriç’in, Edirne’deki tarihi eserlerle ilgili hazırladığı listede bakın neler var; 72 Cami (15’i Selâtin Camii –Padişahlar ve Aileleri tarafından yapılan), 153 Mescid, 56 Tekke, 48 Medrese, 9 imaret, 35 Mekteb, 4 Çarşı (2’si Bedesten), 21 Han ve Kervansaray, 35 Hamam (Saray ve Konak hamamları hariç), 13 Sebil, 10 Havuz, 230 Çeşme, 8 Köprü (7’si Tunca 1’si Meriç üzerinde), 62 Türbe, 32 Kabristan.

Rıfkı Melül Meriç’in bu mühim incelemesinde, Cumhuriyet devrinde vakıflarca satılan ve sayısı yüzlerle ifade edilen Cami, Mescid ve emsali yapıların ve de bazılarının hangi muamelelerde satıldığının vesikaları ve listeleri de mevcut. Mesela; Esmahan sultan Camii, 1928’de 70 TL’na, Balaban Paşa Camii 1926’da 30 TL’na, Nişancı Paşa Camii 1940’ta 260 TL’na, İbrahim Paşa Camii 1938’de 450 TL’na (Keresteci Musevi Mişon’a),  Hazinedar Sinan Bey Camii 1929’da (Musevi Yako’ya), Eskici Hamza Mescidi 1939’da m2’si 25 kuruştan (Musevi Bohor’a) satılmış.

Daha neler neler! Peki, bunca Osmanlı eserinden ne kaldı ki? Kalanlar, yüzde 25’i geçmez. Böyle bir savurganlık!

Konumuz bu değil ama yeri gelince de bahsetmeden geçemiyorum! Dünyada eşine az rastlanan tarihi zenginliklerine bile sahip çıkmayan bir zihniyet, Kırkpınar’a mı sahip çıkacak! Gereği gibi sahiplenilmeyen Kırkpınar’ımız adeta kurumaya yüz tuttu! Bu bakımdan Kırkpınar Yağlı Güreşleri konusunda yapılacak çok şey var. Bunları yapacak adam lazım! Her yıl Kırkpınar mevsimi yaklaştığında veya etkinlik sona erdiğinde bir şeyler söylenir, yazılır. Ama hepsi öylece müteakip seneye devreder! Osmanlı’ya ve O’nun emanetlerine lafla sahip çıkılmaz. Her şeyden önce o ruha sahip olmak gerekir. Kırkpınar deyince önce Osmanlı yüreğine sahip olmak lazım!

1924 yılı şartlarında Yağlı güreşlerin bugünkü mekânda yani Saray bahçesinde yapılması bir zaruretten kaynaklanmış olabilir ki öyle. Ancak aradan geçen bir asırlık zaman zarfında buna hala bir çözüm bulunamamış olması elbette ki bir acziyetin, beceriksizliğin ifadesi değil de nedir? Yıllardır söylenenler, yapılanlar ipe un sermekten başka bir şey değil. Böyle önemli ve Uluslararası 664 yıllık bir etkinlik sadece Belediye’nin altından kalkabileceği bir iş de değil. Bu konuyu Gençlik ve Spor Bakanlığı da ele alarak, STK’ların ve halkın da el ele vererek sahiplenmesi gerekir.                                                             

Diğer taraftan mevcut yağlı güreş meydanı artık birçok yönden ihtiyacı gereği gibi karşılamamaktadır. Bu konuda İlgili Bakanlık, Belediye, STK’lardan oluşturulacak bir heyet, Kırkpınar Güreşleri için ihtiyaca cevap verecek daha uygun bir yer tespit etmeli ve günün şartlarına ve uzun vadede ihtiyaca cevap verecek uygun yeni bir mekân oluşturulmalıdır. Tespit edilecek mekân şehir merkezinden 10 Km. kadar dışarıda olması uygun olur. Mevcut saha da Saray’a katılmalıdır.

Yeri gelmişken şunu da yazmadan geçemeyeceğim! Günümüzde şehrimizde gereği gibi değerlendirilmeyen birçok mekânlar var! Mesela; Şimdiki Kırkpınar Sahası, Eski Futbol Sahası, Eski İmam Hatip Lisesi Arsası, 5. Kolordu Komutanlığına ait iki bina. Eski SSK Hastanesi Mekânı ile Eski Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu mekânlar da ihtiyaca göre değerlendirilebilinir! Yeni yapılan “Millet Bahçesi” Edirne’ye bir değer kazandırdı. Onlarca yıldır birçok yapılamayanı Sayın Valimiz 2 yıl gibi kısa bir zamanda başardılar. Edirne kendilerini ödüllendirmesi lazım! 

Güreşlere 10 gün kala Kırkpınar sahasına giderek şöyle bir dolaştım!

Belediye, Üç Şerefeli Camiden başlayarak Kırkpınar meydanına kadar (Hükümet Caddesinde) asfalt tamiratı yapıyordu.  Kırkpınar sahasında da çalışmalar oldukça yoğun bir şekilde sürüyor. Geçen yıllara göre bir farklılık/yenilik var! Mesela meydanda sıra dükkânların yapılması güzel olmuş. Ancak, halk arasında kiraların 65 – 70 bin TL olduğu söyleniyor! Bunun altından kalkılamaz olduğu konuşuluyor!

Alanda Kırkpınar hazırlığı olarak bir şeyler yapılıyor ama çevrenin ve mevcut ağaçların bakımsızlığı, Tunca nehrinin berbat hali! Ayrıca nehir kenarında kurumuş otlar ise adeta yangına davetiye çıkarıyor! Bir sigara izmariti atılsa (Allah korusun)  felakete yol açabilir! Hele Tunca nehrinin yıllardır bakımsızlığı anlaşılır gibi değil! Bunun sorumlusu kim?  Yıllardır niye nehrin temizlik ve bakımı yapılmıyor? Ülkemizin dört bir tarafından, hatta başka ülkelerden gelecek insanlar bu manzaraları görünce acaba ne derler? Böyle mi şehircilik olur?

Maksadım körü körüne eleştiri değil, yanlışları söyleyip doğrusunu göstermek!

664. Tarihi Kırkpınar Güreşlerimizin yiğitlik ve kardeşlik ölçüleri içinde en güzel bir şekilde gerçekleşmesini tüm halkımız arzu eder! Ancak ister Kırkpınar Güreşleri etkinlikleri döneminde, isterse diğer zamanlarda şehrimize gelen yerli ve yabancı misafirlere gereği gibi “ev sahipliği” yapmalıyız. Kanaat sahibi olmalıyız. Hile ve aldatmaktan uzak durmalıyız! Zira bir insanı, herhangi bir şekilde aldatmak suretiyle üzen kimse, büyük bir günah yüklenmiş olur!  Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde, “aldatan bizden değildir” buyurarak bizi uyarır!

Bu duygu ve düşüncelerle 664. Tarihi Kırkpınar Güreşlerimizin hayırlı ve bereketli geçmesini temenni ediyor, tüm Pehlivanlarımıza kolaylık ve başarılar diliyorum.

Dostça kalın…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler