Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal İşler Başkanı Av. Sinan Tekin, İstanbul Esenler ve Sancaktepe İlçe Kongrelerine katıldı. Tekin, Türkiye’nin önde gelen gıda firmalarından birinde tespit edilen Listeria bakterisi olayına da değinen Tekin, “19 milyar lira cirosu olan bir firmaya 210 bin liralık ceza kesildi. Bu mudur caydırıcılık? Bu mudur adalet?” dedi.
Toplumsal kriz alanlarına ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan Tekin, özellikle tarım politikaları, sağlık sistemi, gıda güvenliği, konut krizi ve ruh sağlığı sorunları üzerinden çarpıcı mesajlar verdi. Türkiye’nin ahlaki, sosyal ve ekonomik açıdan “çoklu bir çöküş tablosuyla” karşı karşıya olduğunu belirten Tekin, “Bu toplumu ayakta tutan ahlaktır, adalettir ve alın teridir” ifadelerini kullandı.
“Şehitlik bir makamdır, peki biz nasıl bir miras bırakacağız?”
Konuşmasına Şehitler Haftası’nı anarak başlayan Tekin, “Bu topraklar sadece savaşarak değil; iffetle, sabırla, inançla ve adaletle vatan yapılmıştır” dedi. Şehitliğin bizim inanç dünyamızda en yüce mertebe olduğunu vurgulayan Tekin, “Şehitler, canlarını sadece bugünü kurtarmak için değil; bize istikamet bırakmak için feda ettiler. Peki biz onlara layık bir gelecek kurabilecek miyiz?” sorusunu yöneltti. Ahlaki ve vicdani bir uyanışın zaruretine dikkat çekti.
Zirai don felaketi ve çiftçinin dramı: “Destek değil, sadaka veriliyor!”
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan zirai don felaketinin üreticiye büyük darbe vurduğunu belirten Tekin, hükümetin bu felakete karşılık verdiği desteklerin yetersizliğine sert tepki gösterdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, sadece masraf ödemesiyle süreci geçiştirmeye çalıştığını ifade eden Tekin, “Bu insanlar sadece bir ürün değil, tüm umutlarını kaybetti. Sadaka verir gibi yapılan masraf ödemeleriyle değil; doğrudan ve koşulsuz nakdi destekle, faizsiz krediyle, borç ertelemeleriyle destek olunmalıdır.” dedi.
2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nu hatırlatan Tekin, “Bu yasa diyor ki: Çiftçiye GSYH’nin en az yüzde 1’i oranında destek verilmelidir. 2025 bütçesinde bu oran yüzde 0,22’de kaldı. Aradaki fark tam 500 milyar lira. Peki bu 500 milyar nerede?” diyerek çiftçiye yapılan haksızlığı açıkça ortaya koydu.
“Bu sadece diplomatik zaaf değil, milli bir kırılmadır”
Kıbrıs meselesine de geniş yer ayıran Tekin, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanıyan ülkeler karşısında Türkiye’nin pasifliğini eleştirdi. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yalnız bırakılmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler Güney Kıbrıs’ı tanırken, biz sadece seyrediyoruz” diyen Tekin, Kıbrıs’ın stratejik önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Kıbrıs sadece bir ada değildir. Doğu Akdeniz’in kilididir. O kilit zayıflarsa, Anadolu’nun güvenlik hattı çöker. Kıbrıs’a sahip çıkmak demek, vatanın geleceğine sahip çıkmak demektir!”
Saadet Partisi’nin bu konuda tavrının net olduğunu ifade eden Tekin, “Kıbrıs, bize emanet edilen vatan toprağıdır. O emanete sadakatle sahip çıkmak da bu milletin namusudur” dedi.
“Diyaliz çetesi tek bir şehrin değil, bir zihniyetin ürünüdür”
Kahramanmaraş’ta ortaya çıkan “diyaliz çetesi” skandalına da değinen Tekin, ölü hastaların “yaşıyor” gibi gösterilip devletten milyonlarca lira haksız fatura kesildiğini hatırlatarak, “Bu sadece bir şehirde yaşanmış münferit bir olay değildir; bu, denetimsizliğin ve sağlık sisteminin özel çıkar gruplarına teslim edilmesinin sonucudur” dedi.
Ayrıca Muğla’da yaşanan radyoaktif madde vakasında sorumluların birbirini suçlayarak süreci kapatmaya çalıştığını belirten Tekin, “Halk sağlığını hiçe sayan her kurum ve kişi, adalet önünde hesap vermelidir!” çağrısında bulundu.
“Vatandaşın sofrası korunmuyor!”
Türkiye’nin önde gelen gıda firmalarından birinde tespit edilen Listeria bakterisi olayına da değinen Tekin, “19 milyar lira cirosu olan bir firmaya 210 bin liralık ceza kesildi. Bu mudur caydırıcılık? Bu mudur adalet?” dedi. Avrupa’da benzer durumlarda firmalara cirolarının yüzde 10’u kadar ceza kesildiğini, ürünlerin toplatıldığını ve sorumluların cezalandırıldığını hatırlattı.
“Halkın sofrasına konan her lokma, bu milletin geleceğidir. Bu lokmaya ihanet eden, vatana ihanet etmiştir!” diyerek gıda güvenliğinin artık milli güvenlik meselesi haline geldiğini vurguladı.
“Barınma artık bir hak değil, lüks hâline geldi!”
OECD verilerine göre Türkiye’nin son üç yılda kira artışında açık ara dünya birincisi olduğunu hatırlatan Tekin, “Türkiye’de kiralar yüzde 409 oranında artarken, OECD ortalaması sadece yüzde 22. Bu tablo bir ekonomik veri değil, bir sosyal felaketin resmidir!” dedi.
İstanbul’da bazı ilçelerde 60 bin TL’ye ulaşan kira bedellerinin, sadece dar gelirlileri değil, orta sınıfı da şehir dışına ittiğini belirten Tekin, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“Konut piyasası serbest piyasanın insafına bırakılamaz! Sosyal konut seferberliği ilan edilmeli; barınma hakkı anayasal güvence altına alınmalı; TOKİ lüks değil, halk için üretmelidir.”
“Millet yoruldu, yalnızlaştı, tükenmeye başladı”
IPSOS’un 2024 verilerine göre Türkiye’de anksiyete bozukluğu oranının yüzde 38’e ulaştığını, Türkiye’nin bu oranla dünya ikincisi olduğunu belirten Tekin, “Bu tablo yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda sosyal bir çöküştür” ifadelerini kullandı. Gençlerin umutsuz, ailelerin tükenmiş olduğunu belirten Tekin şöyle devam etti:
“İnsan yalnızca et ve kemik değildir. İnancı, maneviyatı ve dayanışması olmayan bir toplum, ne kadar zenginleşirse zenginleşsin çöker! Bu nedenle eğitimde, sosyal politikada, gençlik çalışmalarında maneviyatı merkeze almalıyız.”
“Görevimiz büyüktür, ama Rabbimiz bizimledir”
Konuşmasının sonunda ilçe teşkilatlarına teşekkür eden Tekin, “Her biriniz bu milletin vicdanını temsil ediyorsunuz. Bu yürüyüş kolay bir yürüyüş değil; ama haklı bir yürüyüş. Ve biz biliyoruz ki, zafer inananlarındır; zafer yakındır!” diyerek sözlerini tamamladı. Haber Merkezi
GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.