eşya depolama
hoşgeldin bonusu yeni bonus veren siteler casino siteleri
bandstanddiaries.com
Edirne YeniGün

Edirne YeniGün

08 Mayıs 2025 Perşembe

Dolu hasarı tespit ediliyor

Dolu hasarı tespit ediliyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne’nin Lalapaşa ilçesinde dün etkili olan dolu yağışından zarar gören buğday ve kanola tarlalarında hasar tespit çalışması yapıldı.

Edirne Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolu yağışı ilçedeki bazı köylerde etkili oldu.

İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Tekirdağ Bölge Müdürü Hamit Çönte ile ilçeye bağlı Demirköy’e giderek dolu zararı gören tarım arazilerinde incelemelerde bulundu.

Tarlaları gezen Bayazıt, üreticilere geçmiş olsun dileklerini iletti.

Çiftçilerin ürünlerini doğal afetlere karşı güvence altına almak adına tarım sigortası yaptırmaları gerektiğini hatırlatan Bayazıt, “Tarım sigortası primlerinin yüzde 50’si Bakanlığımız tarafından karşılanıyor. Hasar tespit çalışmalarımız sürecek. Daha büyük doğal afetlerin yaşanmaması temennisiyle dolu afetinden zarar gören tüm çiftçilerimize geçmiş olsun.” ifadelerini kullandı. (aa)

Devamını Oku

Rekor bütçe harcandı

Rekor bütçe harcandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne İl Genel Meclis Üyesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Şenol Kılıç, Edirne İl Özel İdaresi tarafından 2024 yılında kentteki yatırımlar için harcanan kesin hesabın yaklaşık 2 milyar lira olduğunu açıkladı. Plan Bütçe Komisyonu raporuna göre Edirne İl Özel İdaresi geçtiğimiz yıl tahsisli ödeneklerle birlikte toplam 1 milyar 972 milyon 508 bin 615 lira harcamış oldu.

Edirne İl Genel Meclisi Mayıs ayı toplantıları komisyon raporlarının üyelere sunumuyla devam etti. Plan ve Bütçe Komisyon Raporu komisyon başkanı Şenol Kılıç, İl Genel Meclisinin toplam bütçe ödeneğinin 1 milyar 972 milyon 508 bin 615 lira olduğunu vurguladı.

Edirne İl Genel Meclisi Mayıs ayı toplantılarının dördüncü birleşimi Meclis Başkanı Çiğdem Gegeoğlu başkanlığında yapıldı. Yoklamanın alınması ve bir önceki toplantıya ait tutanak özetlerinin okunmasıyla başlayan toplantı komisyon raporlarının üyelere sunulmasıyla devam etti.

Plan ve Bütçe Komisyon Raporu Komisyon Başkanı Şenol Kılıç tarafından okundu.

Kılıç, 2024 Mali Yılı Kesin Hesabı hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi. Kılıç, 2024 yılı tahmini gider bütçesinin 800 milyar olarak belirlendiğini, önceki yıldan devreden finans ödeneğin 17 milyon 466 bin 715 lira olduğunu aktardı.

Kılıç, ek ödenek olarak yıl içerisinde çeşitli projeler için Bakanlık ve Genel Müdürlüklerce gönderilen finans ödeneklerinin 815 milyon 642 bin 499 lira, önceki yıldan devreden tahsisli 282 milyon 967 bin 872 lira olduğunu belirtti. Yıl içerisinde gerek görülen yatırım ve cari harcama kalemlerine ilave ek bütçe olarak 56 milyon 431 bin 528 lira olduğunu söyleyen Kılıç, toplam bütçe miktarının 1 milyar 972 milyon 508 bin 615 lira olduğunu vurguladı. Haber Figen Eryonar

Devamını Oku

‘Kadınlar yaşasın anneler ağlamasın’

‘Kadınlar yaşasın anneler ağlamasın’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın, Anneler Günü nedeniyle yayımladığı mesajında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine dikkat çekti. Gencan Akın, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, artık hiçbirimizin görmezden gelemeyeceği kadar yakınımızda, içimizde. Bu konu ne partidir, ne kurum; bu konu bir insanlık meselesidir. Daha fazla geç kalmadan, hep birlikte daha güçlü bir ses, daha net bir duruş sergilemek zorundayız. Kadınlar yaşasın diye, anneler ağlamasın diye” dedi.

Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın, Anneler Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Başkan Gencan Akın, mesajında şu ifadelere yer verdi:

 “Kadın olmak, çoğu zaman birden fazla rolü aynı anda sırtlanmak demektir. Anne olmak ise, tüm bu rollerin en derini, en sabırlısı, en özverili olanıdır. Bir çocuğun ilk kelimesinden, bir ülkenin kaderini değiştiren liderlerin yetişmesine kadar uzanan büyük bir emeğin adıdır annelik.

Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” diyerek, kadınlara duyduğu inancı tüm dünyaya ilan etmiştir. Biz kadınlar, o söze tutunarak güçlendik, ayağa kalktık, yolumuzu çizdik. Bugün hâlâ o sözün izindeyiz. Bu yolda daha güçlü, daha kararlı adımlarla yürüyor, yürümeye de devam edeceğiz.

Bugün bende Edirne’nin ilk kadın belediye başkanı olarak bu görevi yerine getirebiliyorsam, birçok kadın gibi bunu önce Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e; daha sonra kendi hayallerinden önce çocuklarının yarınını düşünen, dimdik duran, sessizce mücadele eden ama kararlılıkla var olan annelerin açtığı yola borçluyum.

Ancak maalesef yolumuz çok uzun.  Ne yazık ki, bugün bile birçok kadın ve anne, şiddetin gölgesinde yaşamak zorunda kalıyor; yaşam mücadelesi veriyor.  Hepimizi derinden sarsan bir acıyı daha kısa süre önce yaşadık. Edirne’nin bir evladı olan Bahar Aksu, İstanbul’da eski eşi tarafından katledildi. Onu sonsuzluğa uğurlarken, bu topraklarda bir kadının daha yaşam hakkının elinden alındığına tanıklık ettik.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, artık hiçbirimizin görmezden gelemeyeceği kadar yakınımızda, içimizde. Bu konu ne partidir, ne kurum; bu konu bir insanlık meselesidir. Daha fazla geç kalmadan, hep birlikte daha güçlü bir ses, daha net bir duruş sergilemek zorundayız. Kadınlar yaşasın diye, anneler ağlamasın diye.

Bu anlamlı günde; sevgisiyle büyüten, emeğiyle var eden, dualarıyla yol açan tüm annelerimize de gönülden teşekkür ediyorum. Başta evlatlarını bu vatan uğruna toprağa veren şehit anneleri olmak üzere; yüreğiyle yaşayan, fedakârlığıyla ayakta duran tüm annelerimizi saygıyla selamlıyor, ebediyete intikal etmiş annelerimizi rahmetle anıyorum.

Ve elbette, bir milletin kaderini değiştiren bir evlat yetiştiren Zübeyde Hanım’ı da unutmuyorum. O’nun şahsında; yalnızca bir çocuğun değil, bir halkın umudunu büyüten tüm anneleri minnetle anıyorum.

Bugün; doğuran, büyüten, koruyan, yön gösteren tüm kadınların günü. Hayatın yükünü omuzlayan, sevgiyi eksiltmeyen, mücadelesinden asla vazgeçmeyen tüm annelerin Anneler Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. Her biri başımızın tacı, yüreğimizin ışığıdır.” Haber Merkezi

Devamını Oku

Binalar kendi enerjisini üretecek

Binalar kendi enerjisini üretecek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, Türkiye’nin binalarda kullanılan enerji alanındaki 2053 hedefinin, kendi enerjisini üreten binalara geçiş olduğunu söyledi. Bayram, “Hedefimiz 2053’te bina kendi enerjisini yerinde üretecek. Şebekeden yenilenebilir enerji almasını değil, yerinde yenilenebilir enerji üretmesini istiyoruz” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, Türkiye’nin binalarda kullanılan enerji alanındaki 2053 hedefinin, kendi enerjisini üreten binalara geçiş olduğunu söyledi.

Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından Balkan Kongre Merkezi’nde “Yeşil Enerji Çalıştayı” düzenlendi.

Bayram, çalıştayda yaptığı sunumda, 2011 yılından itibaren binalarda tüketilen enerji miktarını sınırlandırarak, kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının izlenebildiği “enerji kimlik belgesi” uygulamasının hayata geçtiğini hatırlattı.

Enerji kimlik belgesinin binanın enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içerdiğini belirten Bayram “Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyon binamızın enerji kimlik belgesi var. Bu anlamda elimizde ciddi bir veri tabanımız var. Hedefleri koyarken elimizde çalıştığımız bir veri var. Hedeflerimizi yaptığımız çalışmalara göre koyuyoruz.” dedi.

HEDEF SIFIR ENERJİLİ BİNALAR

Bayram, enerji alanında sürdürülebilirliğin sağlanması için binaların kendi enerjilerini üretmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Temel hedefin sıfır enerjili binalar olduğunu anlatan Bayram, şunları kaydetti:

“2000’li yıllara gelindiğinde bir binanın yıllık ortalama elektrik tüketimi ortalama 180 kilovat civarındaydı. Geldiğimiz nokta da 60-80 kilovat civarında. Bugün bizim binalarımızın yüzde 6,45’i yenilenebilir enerji kullanıyor. Bu rakam küçük gibi görünebilir ama çok önemli bir yerden buralara geldik. Artış trendimiz var. Hedefimiz 2053’te bina kendi enerjisini yerinde üretecek. Şebekeden yenilenebilir enerji almasını değil, yerinde yenilenebilir enerji üretmesini istiyoruz.”

Bayram, günümüzde toplam inşaat alanı 2 bin metrekarenin üzerinde olan binaların yüzde 10 yenilenebilir enerji kullanım zorunluluğu olduğunu aksi takdirde yapı kullanım izin belgesi alamadığını sözlerine ekledi. (aa)

Devamını Oku

Unutkanlığı hafife almayın

Unutkanlığı hafife almayın
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OMÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin, “Herkes ufak tefek şeyler unutuyor. Bu günlük yaşamımızı olumsuz etkilemiyor. Ama etkilemeye başladığı zaman muhakkak ertelenmeden hekime gidilmeli.” dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, uzun yıllar demans, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları konusunda çalışmalar yaptığını söyledi.

Belli bir yaş üstünde unutkanlığın normalleşmesinin doğru olmadığını belirten Şahin, “Yaşlı insanın bunamasının normal olduğu sanılıyor. Bu neredeyse tüm toplumlarda var olan bir durum. Son yıllarda Alzheimer derneklerinin de girişimiyle bu anlayış biraz azaldı. Ama hala varlığını koruyor.” diye konuştu.

‘YÜZDE 100 KORUYUCU BİR FAKTÖR YOK’

Unutkanlık konusunda sorunları olan insanların kliniklere başvuruyu ihmal ettiğini, tanı konulan hastalarda ise ilaç uyumsuzlukları görüldüğünü anlatan Şahin, şunları kaydetti:

“Sıklıkla ilaç kullanmıyorlar ya da kullansalar bile bırakıyorlar. Oysa bu ilaçlar ömür boyu kullanılması gereken ilaçlar. Bu da aşağı yukarı tüm toplumlarda böyle. Tanı konulan hastaların yüzde 30-40’ı ilacı sonuna kadar kullanıyor. Bir yerde de ilacı bırakıyor. Bu uygun bir şey değil. Korunma meselesine gelince yüzde 100 koruyucu bir faktör yok. Sosyal olmak, yiyeceğimize içeceğimize dikkat etmek, okuyup yazmak, hobilerinizin olması gibi şeyler koruyucu faktörler. Başka hastalıklar varsa hipertansiyon gibi diyabet gibi onların iyi yönetilmesi, ilaçların düzgün kullanılması bunlar hastalıktan koruyabilir ya da semptomların daha hafif geçirmesini sağlayabilir.”

Şahin, Alzheimer hastalığının tedavisi konusunda 2000’li yılların başından bu yana bazı ilaçlar kullanıldığını ancak bu ilaçların etkilerinin sınırlı olduğunu söyledi.

‘YÜZDE 30 BAŞARI ORANI OLAN İLAÇ AMERİKA’DA ÇIKTI’

Amerika Birleşik Devletleri’nde son olarak iki ilacın onaylandığını belirten Şahin, şöyle devam etti:

“Hastalığın doğrudan fizyopatolojisine yönelik olarak hastalığı durdurma potansiyeli ilaçlardı bunlar. Ama özellikle bu ilaçlar hayvan çalışmalarında çok iyi sonuçlar verdi ama insana uyguladığımızda o kadar iyi sonuç vermedi. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) bu ilaçları onayladı. Etki oranları yüzde 30 gibi. Biraz pahalıca ilaçlar. Ama ilk olunca pahalı oluyor. Zaman geçtikçe başka ilaçlar da çıktıkça bu fiyatların düşeceği öngörülebilir. Bu konuda çok çalışma var yürütülen. Bizim de merkez olarak katıldığımız FAZ 2, FAZ 3 çalışmaları var. Bu çalışmaların ortasındayız. Yüzde 30 başarı oranı olan ilaç Amerika’da çıktı. Türkiye’de bir firma başvurdu Bakanlığa bildiğim kadarıyla. Onların sonucunu bekliyoruz. Tabii fiyat çok yüksek, etki de yüzde 30 civarında. Onaylanır mı bilmiyorum.”

AKTİF YAŞAM BEYNE DE KALBE DE İYİ GELİYOR

Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, Alzheimer hastalığından korunmak için önerilerde bulunarak, “En kestirmesi kalbimize iyi gelen şey beynimize de iyi geliyor. Kolesterol içeriği düşük yiyeceklerle beslenmek, Akdeniz tipi bir diyet yapmak, spor yapmak, sosyal olarak aktif olmak. Toplantıları katılmak, sportif faaliyetlere katılmak, konserlere gitmek gibi şeyler beyne çok iyi gelir. Bunu da en erken dönemde yaparsanız iyi olur. 60-70’li yıllarda başlarsanız çok fazla bir işe yaramıyor. Çok daha gençken 20’li yaşlarda daha erken hatta başlarsanız koruyuculuğunuz daha fazla oluyor. Omega 3, ginkgo biloba​​​​​​​, ceviz, birtakım baharatlar bunların hiçbir yararı yok. Bunlar çok çalışıldı binlerce insan üzerinde denendi.” ifadesini kullandı.

“AİLEDE OLMASI RİSKİ ARTIRIYOR”

Her unutkanlığın dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:

“Her unutkanlık bir demans başlangıcı değildir ama her unutkanlık değerlendirmeye tabi tutulmalıdır, demans olabilir. O değerlendirmeden, incelemeden sonra demans diyebilirsiniz ya da diyemezsiniz. Ama her unutkanlık ciddiye alınmalı ve bir hekime gidilmeli muhakkak. Ailede olması riski artırıyor. Genetik geçiş aşağı yukarı yüzde 3-5 ama genlerle geçmese bile ailede bir Alzheimer hastasının bulunması özellikle anne babanızda, birinci derece akrabalarınızdan varsa sizin olasılığınız ailesinde Alzheimer hastası bulunmayanlara göre iki kat artıyor.”

Unutkanlığın günlük yaşamı etkilemeye başladığında mutlaka hekime gidilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, “Herkes ufak tefek şeyler unutuyor. Bu günlük yaşamımızı olumsuz etkilemiyor. Ama etkilemeye başladığı zaman veya yakın çevremiz de bizim unutkanlığımızdan haberdarsa onlar da bunu gözlüyorsa muhakkak ertelenmeden hekime gidilmeli.” dedi.

Şahin, kronikleşen uykusuzluk, kötü beslenme ve zararlı alışkanlıkların demans yapmadığını ancak riski arttırdığını sözlerine ekledi. (aa)

Devamını Oku
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler