04 Kasım 2024 Pazartesi
Ercan Kerman
Şehit olan oğlum komiser Cem KERMAN ve gelinim öğretmen Dilay adına her yıl Oryantiring Federasyonu tarafından yarışmalar düzenleniyor. Bu yarışmalara bizi ve dünürlerimizi de davet ediyorlar. Bu yılki yarışma yılbaşına yakın Muğla’da idi. İki gün süren yarışmalar pazar günü akşam üzeri bitti. Bizde dönüş yoluna koyulduk. Fakat kış olduğu için gece çabuk bastırdı ve yorgunduk. O yüzden Burhaniye’deki tanıdıkların evinde bir gece konaklayıp yola devam etmeyi daha uygun bulduk.
Uzatmayacağım ertesi sabah dinlenmiş vaziyette yola çıkacağa hazırdık. Ha birde unutmadan söyleyeyim kaldığımız yazlık –kışlık ev ISI POMPASI ile ısınıyordu. İlk defa orda gördüm. Hem ekonomik hem de çok sıcaktı. Buzdolabı motoru gibi ufacık bir motor aynı mantıkla gazı sıkıştırıp, bırakarak ısıtma ve soğutma yapıyormuş. Yani fazla elektrik harcamıyordu.
Yazdan kalma bir gündü. Nasıl olsa vaktimiz de vardı, Burhaniye pazarını da gezelim dedik. Şans bu ya o gün pazar kuruluyormuş.
Pazarda birçok tezgahta mantar vardı. Kırklareli’nin kanlıca mantarına benzer, yaprak şeklinde kıvrımlı mantarlarına yerel adı MELKİ mantarıymış.
Pazarı gezerken yaşlı bir adamın önünde iki tane ahşap meyvelik, bir-iki tane kepçe ve 5-6 tane tahta kaşık gördüm. Bu meyveliklerden daha büyüğünü Midilli adasından pazarlıkla 50 Euro’ya almıştım. Gerçi o meyvelik ceviz veya zeytin ağacından yapılmıştı ve çok güzel cilalanmıştı.
O meyveliği gelinim Edirne’ye geldiğinde çok beğendi. Ben de ona hediye ettim. O kadar sevmiş ki taşınırlarken ta Amerika’ya kadar götürmüştü.
Bu gördüklerim kalitesiz ağaçlardandı. Ve üzerinde adamın keser izleri görünüyordu. Yani kabaca yontulmuşlardı.
Fiyat sordum. Tanesi 100 lira dedi. Ben ağız alışkanlığı ile alırsam yanında bir de tahta kaşık verir misin? dedim.
Adam hemen tepki verdi. Kaşık yirmi beş lira, ben bundan ancak günde bir tane yapabiliyorum dedi.
Çok utandım ve hemen parayı verip aldım. Sonra ne işe yaradığını sordum. Hamurla ilgili bir şey söyledi ama anlamadım.
Edirne’de bu objeye zımpara atıp, cilaladım. Resimde gördüğünüz şekilde geldi.
Hala o bölgedeki insanların nerede ve nasıl kullandıklarını bilmiyorum. Siz ne dersiniz?
Adamcağız günde bir tane yapabiliyormuş. Satabilirse yüz lira alacak. Bir porsiyon köfte beş tane ve iki yüz lira. Demek ki bir gün çalıştığında alacağı iki buçuk köfte. Eski laflar geçiyor zihnimden “YE MEMET, KAYIŞ GİBİ KÖFTE”. Köfte ile ilgili başka söz bulamadım. Ama aklıma başka bir söz geldi.
Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste
Dünya dönüyor aheste aheste.
Evet dostlar biz olsak da, olmasak da dünya dönmeye devam ediyor aheste aheste.
Kalın sağlıcakla.