04 Kasım 2024 Pazartesi
Geçen yıl neşeli bir kafile ile Doğu turuna gittik.
Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Erzurum’a Vardığımızda kar yağıyordu.
Erzurum’un gezilecek yerlerini gezdik. Atatürk’ün Konak yaptığı müziği epey etkileyiciydi.
Ülkenin Amerika’nın Teksas eyaleti kadar yüz ölçümüne sahip olsa da her köşesinde ayrı ayrı bir güzellik bulunuyordu. Doğasıyla tarihiyle yaşanmışlıklarıyla gezmeye doyamaz insan.
Oradan Kars’a geçtik uzatmadan anlatayım İshak Paşa Sarayı ani Harabeleri gibi görünmesi gereken her yerleri gördük
Sıra geldi trenle dönüşe. Kars’tan bindiğimiz tren hareket eder gibi oldu. Sonra beklemeye başladık.
Elektrik sisteminde arıza varmış diyenler oldu. Trenin çeken marşandiz değiştirilecekmiş diyen oldu.
Bilirsiniz insanoğlu bu gibi durumlarda bir senaryo yazar, ortaya atar. Birkaç zaman sonra gerçekmiş gibi kendi de İnanır.
Fakat benim söylemek istediğim bu rötardan dolayı hiç kimse oflayıp puflamıyordu.
Kompartımanlar arası ziyaretler, sohbetler kesintisiz devam ediyordu.
Başka zaman olsa şu gün Ankara’da şu işim vardı, her şey aksadı… filan muhabbetleri olurdu.
Hiç kimse neşesinden bir şey kaybetmemişti.
Normal yaşamda da böyle relax yaşayabilsek dedim.
Neşeli gruplar müzik eşliğinde trenin koridorlarında dans ederek dolaşıyorlardı. İstersen onlara katılabilirdin. İstersen kompartmanın kapısını açıp onları seyredebilirdin. Ama kafamı dinlemek istiyorum. Kitap okuyacağım veya camdan dışarısını seyredeceğim dersen kapını kapat kendi dünyana çekilebilirsin. Hayat gibi değil mi?
DOĞU EKSPRESİ
Doğu Ekspresi ile Kars’tan Ankara’ya geldik.
Bazen dağları deldik. Akarsularla kardeş olduk yol bazen oyuk üstünden atladığımız nehirlerde oldu.
Uyuduk uyandık gittiğimiz hep yoldu.
Yolculuğumuz yaşamımız gibiydi.
Varacağımız yer heyecanlı değildi.
Koyverdik zamanın ipini seyrettik manzaranın güzellini.
İki üç saatlik rötarlar sıkıcı değildi bizim için. Zamanın ağır akması güzellikleri sergiliyordu biçim biçim.
Trenin koridorlarında dünya gibi şenlik var.
Katılmak zorunda değilsin.
Uykun var gibisin.
Kapat kapını çek camının perdesini
Uzan ranzana onun gerisini.
Molalar hayat gibi. Gezdik Sivas ve Divriği.
Erzincan’da gezildi şelale, her yerde bol nevale.
Uzun yıllar hayat mücadelesi diye
Koştuk sütçü beygirleri deli deliye
Doğu Ekspresi sakin liman
Ağır akıyor zaman
Bundan sonra böyle yaşayacağım
Ağzındaki sakızı bile tadını çıkaracak çatlatacağım
Telaşe müdürlerine lafım yok. Aslında çok.
Banka, havale Nevale …
Herkes yaşasın bildiğince
Günü geldiğinde ben gideceğim
Gülerek, ağlayarak ve sevinecektim diyeceğim
Günü geldiğinde ben de gideceğim
Ankara’da gezildikten sonra hızlı trenle İstanbul Halkalı’ya geldik. Bizi bekleyen aracımızla da gecenin ilerleyen saatlerinde Edirne’de idik.
Doğu ekspresinde hissettiklerimi şiirleştirmeye çalıştım. Aşağıda okuyacağınız şiir o duygularla yazıldı. İnşallah beğenirsiniz.
Kalın sağlıcakla.