19 Temmuz 2024 Cuma
Daha öncesi söyleşilerimizde de belirttiğimiz gibi Muharrem ayı pek çok tarihsel olayın cereyan ettiği bir aydır. Bu olaylardan biri de Nuh tufanıyla ilgilidir. Bilindiği gibi Nuh tufanında Hz. Nuh’un gemisi 40 gündüz 40 gece su içinde kaldıktan sonra, Muharrem Ayının 10. günü karaya oturmuştur.
Gemide olanlar, ellerinde kalan yiyecekleri bir araya getirerek bir çorba yapmışlar ve Tanrı’ya şükretmişlerdir.
Bu çorbada 10 değişik yiyecek bulunduğu için adına Aşüre denilmiştir. Çünkü Aşüre sözcüğü Arapça’nın da mensup olduğu Sami dillerinde 10 anlamına gelmektedir.
Nitekim Nuh Peygamberin ve gemidekilerin Sami dillerinde konuştuğu rivayet edilmektedir.
Zamanla Aşüre yada Aşura sözcüğü anlam genişlemesine uğrayarak Muharrem Ayının 10. Günü yaşanan Kerbela katliamıyla bu ilintili bir biçimde kullanılmaya başlanmıştır.
Bu nedenle denildiğinde akla Kerbela olayı gelmektedir.
O halde nedir Aşura’nın önemi ve anlamı?
Aşura; Erdemli, yiğit, ilkeli, dürüst, şefkatli ve korkusuz bir kahramanın, zamanın zalimleri tarafından 6 aylık süt emen çocuğuna varıncaya değin, tüm yakınlarıyla birlikte acımasızca ve günlerce susuz bırakılarak şehit edildikleri gündür.
Bu facia yaşandığında takvimler hicretin 61 yılı Muharrem Ayının 10. Gününü gösteriyordu.
Derviş Baba nalet etti yezite
Bizim tevellamız ol Ehl-i Beyt’e
Tam 73 Şehit o susuz çölde
Aşura gününde tarih ağladı
Aşura;
Abdullah oğlu Muhammed oğlu Ali oğlu İmam Hüseyin’in önderliğinde gerçekleşen bir kahramanlık destanının adıdır. Bu destan İmam Hüseyin’in zalime boyun eğerek yaşamaktansa, yaşamı pahasına da olsa şerefle ölmeyi seçtiği günün destanıdır.
Selam olsun o günün Şanlı Kahramanlarına Selam olsun Kerbela Şehitlerine Selam olsun Şehitlik okulunun baş öğretmeni olan İmam Hüseyin’e Aşura, mazlumun zalime, öldürülenin öldürene ve kanın kılıca galip geldiği günün adıdır.
Aşura, mazlumların ölümcül suskunluk ve durgunluğunu, zalimleri yok eden bir volkana dönüştüren özgürlük davasının adıdır. Aşura, yüzyıllar boyu sürecek olan haksızlığa karşı gelme geleneğinin ateşinin yakıldığı günün adıdır. Bu böyle ve öyle bir başkaldırıdır ki çağlar boyu mazlumlara umut ışığı, kimsesizlerin manevi sığınağı, zalimlerin bitmez tükenmez korkusu olarak hep yaşanmış ve yaşatılmıştır.
Biz Aleviler, yüzyıllar boyu çektiğimiz sıkıntılara ve baskılara karşı direnme gücünü işte bu başkaldırıdan ve bu başkaldırının kahramanı olan İmam Hüseyin’den alıyoruz. Zulme ve zalimlere karşı direniyoruz, Çünkü, Ehl-i Beyt’i çok seviyoruz, Çünkü, Hz. Muhammed hem İmam Ali’yi çok seviyoruz, Çünkü, Peygamber soyunun sevdalısıyız, Çünkü, Mücadelemizin önderi İmam Hüseyin’dir, Çünkü, Biz zalime boyun eğmeyip, şerefle ölmeyi tercih edenlerin sevdalısıyız.
Tufanda Nuh Peygamberin gemisine binenler nasıl kurtuluşa erdilerse, Muharrem’de de oruç tutarak ve matem’e bürünerek Ehl-i Beyt gemisine binenler de öylece kurtuluşa ereceklerdir. Biz Ehl-i Beyt yolunun yolcularıyız ve o yolun sevdalısıyız. Aşura, Ehl-i Beyt’in izinden yürüyenlerin, kurtuluşa erdiği gündür.
Ehl-i Beyt’in gidenler manevi kurtuluşa erenlerdir.
Nitekim yüce Peygamberimiz;
“Gerçekten Hüseyin bir hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir. Hüseyin benden ben de Hüseyin’denim, kim Hüseyin’i severse Allah da onu sever” demiştir.
Görüldüğü gibi Alevi olmak Hüseyni olmaktır, Hüseyni olmak Muhammedi olmaktır, Muhammedi olmak ise Hak’ka kul olmaktır, yüreği Tanrı sevgisiyle dolu olmaktır.
Tüm yaratılanları yaratandan ötürü sevmektir.
Derman-i der Kuran Hak Kuran-ullah
Sevenin gönlünden gitmiyor Billah
Cümlemizin muradın ver Allah Allah
Yetiş imdadımıza İmam Hüseyin
Ne mutlu İmam hüseyin’e gönül verenlere,
Ne mutlu sevenlere sevilenlere,
Ne mutlu hidayet meşalesinin ışığıyla aydınlananlara…
Yüce Tanrı yaptığımız tüm ibadetleri kabul eylesin, ibadetlerimiz Ulu Dergahta Hak Defterine yazılsın, Yüce Peygamberimizin ve tüm 12 İmamların şefaati üzerinize olsun. Allah Allah…
MERSİYE
Zulüm ile işkenceyi aştılar
Zalim küfeliler reva gördü şetçiler
Peygamberin torunları zillete düştüler
Ya Hüseyin Ya Hüseyin ya Mustafa
Nerede kalmışsın Ey Şahım Ali
Kerbela çölüne uzat bir eli
Baştan başa oldu çöller kan seli
Ya Hüseyin Ya Hüseyin ya Mustafa
Kerbela çölü kan zulüm ile taşmıştır
Goncaların güler yüzü solmuştur
Ali Ekber arzusuna varmıştır
Ya Hüseyin Ya Hüseyin ya Mustafa