19 Temmuz 2024 Cuma
Mustafa Çetin
Oruç Alevi inancında önemli bir yere sahiptir. Bizler Aleviler olarak tüm ibadetlerimizde olduğu gibi oruç ibadetinde de zahiri dışsal sağlıktan arınıp, Batıni içsel derinliğe ulaşmaya çalışırız.
Seyit Nesimi ve Seyit Ali Sultan Hazretlerinin “Biz oruç tutarız ki ramazana benzemez” demelerindeki hikmeti keşfederek Muharrem orucunun ve oruçtaki Batıni yönün farkına varmalıyız.
Alevi-İslam inancında oruç Muharrem orucudur. Diğer bir ifadeyle, Bizi biz yapan en önemli unsurlardan biri de Muharrem Ayında Allah rızası için oruç tutmaktır. Muharrem Ayı Aleviler için ibadetlerdeki içtenliğin doruğa çıktığı bir aydır.
Kuşkusuz bu ayın ayırt edici niteliği oruç ibadetinden geldiği de bilinmektedir.
Oruç ibadeti yeryüzündeki hemen hemen bütün dinlerde değişik şekillerde de olsa mevcuttur.
Yüce Tanrı’nın İslam’dan önce gönderdiği dinlerde de oruç ibadetinin bulunduğunu Kur-an bize haber veriyor.
Kuran’da oruç sözcüğü yerine Arapça Savm kelimesi kullanılmaktadır.
Bu sözcük Arapçada susmak ve hareketsiz kalmak anlamına gelmektedir. Aynı sözcük yemeden, içmeden ve cinsel ilişkiden uzak durmak anlamına gelen oruç ibadeti için de kullanılmaktadır.
Kuran’da bu iki sözcüğün her iki anlamını da görmekteyiz.
Nitekim Meryem Suresi 26. Ayetinde şöyle denilmekte; “
Ben Tanrı için Savm adadım, onun için bugün hiç kimseyle konuşmayacağım”.
Yine Bakara Suresinin 183. Ayetinde Yüce Tanrı şöyle buyurmaktadır;
“ Ey insanlar!
Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin de üzerinize yazılmıştır, bu yolla korunmanız umulmaktadır.”
Bu ayetlerden anlaşıldığı gibi, İslam’dan önce de insanların oruç tutmakla yükümlü idiler.
Ne mutlu Allah rızası için oruç tutanlara, ne mutlu oruçtaki Batıni yönü keşfedenlere.
Oruç tutmaktaki amacın kötülüklerden korunmak olduğu ayette apaçık belirtilmektedir.
Buradan da anlaşılacağı gibi insanı kötülükten uzaklaştırmayan bir oruç gerçek oruç değildir.
Oruç tutan mümin can orucunun ne maksatla olduğunu çok iyi idrak etmelidir. Oruç ibadetini tüm yönleriyle kavramaya çalışmaktadır.
Bilmelidir ki oruçta iki yön vardır bunlar zahiri yön ve Batıni yöndür.
Orucun zahiri yönü, Tanrıya şükretmek, yoksul, öksüz ve yetimlerin halinden anlamaktır.
Oruç tutan kimse bu şeyde hem Tanrı’nın rızasını kazanmak, ona şükrünü yerine getirmiş olacak, hem de orucun bedeninde oluşturduğu fiziksel sonucun bir yansıması olan açlık ve susuzlukla yoksulların, yetim ve öksüzlerin durumunu daha iyi anlayacaktır.
Oruç bu yönüyle aslında kişinin kendisini, yoksulların, öksüz ve yetimlerin yerine koyması demektir. Bizzat yaşayarak açlığın, susuzluğun, yoksulluğun ne demek olduğunu kavrayacaktır.
Bu da o kişide, merhamet duygularının gelişmesini sağlayacaktır.
Böylece kişi oruç döneminde ve oruç dönemi dışında yardıma gereksinim duyan insanlara yardım etmek için daha istekli olacaktır.
Kuşku yok ki yoksullara yardım edenlere, öksüze ve yetime sahip çıkanlara Allah lütfünü ve bağışını bol bol ihsan edecektir.
Kuran baştan aşağı merhamet edip acımak değil midir? Besmele ne anlama geliyor? 114. Surenin 113. Surenin başındaki besmelenin sırrına İslam alemi daha doğrusu kendisine İslam’ım diyenlerin vakıf olup, yaşamları halinde İslam zalimlikle haşa anılır mıydı?
Ne mutlu Allah rızası için yoksullara, öksüz ve yetimlere yardım eden canlara. Ne mutlu Allah’ın lütuf ve bağışına mahzar olanlara. Ne mutlu merhametle dolu olanlara.
Oruçtaki bir diğer yön olan batini yönü ise şu şekilde açıklamak mümkündür.
Oruç tutmaktaki amaç kişinin nefsani kötülüklerden arınmaya çalışmasıdır. Gerçek mümin orucunu bütün bir yıla ve tüm ömrüne yayar. Eli dili beli ile her türlü çirkin işlerden uzak durur. Gerçek mümin her zaman oruçludur, tüm organları ile Hakkı zikreder. Hakkı zikreden bir vücuttan ise kötülük sadır olmaz.
Hakkı söyleyen dil şerri söylemez Hak için çalışan el harama uzanmaz
Hak içi bakan göz harama
bakmaz Hakkı seven yürek batıla meyletmez
İşte bu nedendir ki;
Cinsel orucu yani içselleştirilmiş orucu ya da diğer bir deyişle batin orucunu gerçek müminler tutar, onlar öyle müminlerdir ki yerken içerken bile oruçludurlar. Onlara zahir orucuyla hükmedilmez. Batin orucunu anlamak için Yüce Peygamberimizin şu sözünü hatıra getirmek lazımdır. “Nice oruçlular vardır ki oruçlarından onlara sadece bir açlık kalmıştır” görüldüğü gibi aç ve susuz kalmak oruç tutmak değildir, orucu ancak gerçek müminler tutar. Ne mutlu gerçek müminlere.
Biz Aleviler, orucumuzu ve matemimizi şu üç nedenle tutuyoruz;
1) Şehitler Şahı Hz. İmam
Hüseyin ve diğer Kerbela şehitlerinin matemi için
2) Kerbela katliamından sağ kurtulan Hz. İmam Zeynel
Abidin’den Ehl-i Beyt soyunun devamına şükretmek için
3) Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e değin, tüm peygamberlerin Muharrem Ayını kutsal kabul etmelerine saygı gösterdiğimizin ifadesi için ve bütün Peygamberlerin bu ayda oruç tuttukları için.
Ve Allah rızası için tutarız.
Yüce Tanrı tuttuğumuz oruçlarımızı kabul eylesin, oruçlarımız Ulu Dergahta Hak Defterine yazılsın.
İmam Hüseyin ve tüm Kerbela Şehitlerinin şefaati üzerinize hazır ve nazır olsun. Allah Allah…
BEYİT
Aşıkı Sadık muhubi Mustafa derler bize
Dert ile gayretkeş Ali Aba derler bize
Biz gurruha sorsalar Ey kavim siz kimlersiniz
Tabib-i Şahı Velayet Murtaza
Derler bize
Aşk ile tığlar çekip münkire karşı durmuşuz
Ol sebepten kavmi süfyan eşkıya derler bize
Canı baş terk eyledik bizler
İmamlar aşkına
Bendi Şahi Şehidi Kerbela
Derler bize
Gerçi ben bir dertliyim derdim yetimler bendidir
Çek elin bizden tabiba bi deva derler bize
Ne oldu bu gönlüm ne oldu bu gönlüm
Derdi gamla doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmakta derman buldu bu gönlüm
Bayramım imdi bayramım imdi
Bayram ederler yar ile şimdi
Hamdu senalar hamdu senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm.
MERSİYE
Yarabbi bu ne fitnedir ki açıktan duydu cihan
Yarabbi bu ne zulüm ki belli oldu devran
Yarabbi alem bu cinayetin kızgınlığı ile yanmaz mı
Yarabbi felek bu işten kızarıp utanmaz mı
Akmasın, şu yerin dibinden geçsin sular
Şu fani dünyada boşa verilmesin karar
Faniliğin rüzgarına uğramadı bu yerler
Varlık aynasının yüzüne toz çöktü derler
Hızlı çekilen kılıçlar açmışlar ağızlarını
Kılıçlar kesip oklar delmiş nazik bağrını
Yarabbi kahrolası kılıçlar çıkmasın kılıflarından
Kesmiş başını Hüseyin’in zülüfünden.