19 Kasım 2024 Salı
Uzman Psikolog Nergis ÖZDİNÇ
Az önce kitabımın arasından bir not düştü önüme. Üstünde şu yazı; “Hayatımın bahçecilik aşamasındayım”. Bunu bir yerde okuyup yazdığımı hatırlıyorum. O dönem ne düşünerek yazmıştım kim bilir? Sonra yazının üstüne ve bana çağrıştırdığı şeyleri düşünmeye başladım.
Ne zaman hayatımın bahçecilik aşamasında olmadım ki. Kendimi bildim bileli bu aşamadayım. Hayatım bir bahçe ve ben de bahçıvanım. O bahçenin ta kendisiyim aslında, hayallerim ve hedeflerime göre yeşeriyorum.
Bahçe benim bahçemse, o bahçe bensem eğer, bahçemi tanıyor muyum? Bahçemdeki toprak, tohum atmaya hazır mı? Bu bahçedeki toprak türü benim hayallerimdeki meyvelerin tohumlarını büyütebilir mi? Bahçem için en iyi tohumları seçersem hayalimdeki ürünleri bahçe bana verebilir mi? Bahçıvan olmadan bir tohum, rüzgâr veya farklı koşullarla bahçeme gelip ürüne dönüşebilir mi? Bir bahçe dört mevsim ürün verir mi?
Hedef belirlerken genelde bahçeden alacağımız ürüne odaklanırız. İsteriz ve isteriz. Peki istediğimiz şey için koşullarımız uygun mu, ne kadar gerçekçi, biz hedeflerimize ulaşmak için çabalarken bazen hedeflemediğimiz sonuçlar elde ederiz. Tıpkı bahçeye rüzgarla gelen bir tohumun verdiği ürün gibi. Hedefe ilerlerken ve bu hedef için çalışırken yabani otlar da sarar bahçemizi. Bazen bize yabani ot gibi görünen şeyin bir başkası için şifa kaynağı olabileceğini bilemeyiz. Hatta bunu bilmeden bir başkasının bahçesine bakıp burun kıvırabiliriz.
Kendi hayatımı düşünüyorum şimdi. Çook uzun bir süre çok güzel ürünler verdi bahçem. Hatta uzun bir süre bahçemin sihirli olduğunu düşünüyordum. Öyle bir sihir ki hangi tohumu eksem filiz veriyor ve o filizler meyve oluyordu. Sonra bir dönem geldi ve attığım tohumlar farklı ürün vermeye başladı. Hatta bazen ürün dahi vermedi. Neler oluyor dedim kendi kendime nerede benim sihirli bahçem. Bahçem bana küstü mü yoksa neler oluyordu? Nerde yanlış yapıyorum diye düşünmeye başladım. Yanlış tohum mu seçiyorum, yoksa zamanlama hatası mı yapıyorum derken bahçemi nadasa bıraktığım bir dönemim oldu. İşte o dönem bana çok şeyler öğretti. Bu sefer ki hedefim bahçemi ve kendimi dinlendirmekti. Nadasa bıraktım kendimi ve izlemeye başladım. Bahçemde yabani otların büyümelerini izledim. Onlardan işime yarayanları aldım. Rüzgâr veya yağmur ile gelen tohumların filizlenmesini seyrettim. Kopartmadım onları, büyümelerine izin verdim ve gözlerime inanamadım. Aklımda olmayan meyveleri verdi o tohumlar bana. Meğer onlara da ihtiyacım varmış benim. Bugüne kadar görememişim.
Hayatım bir bahçe benim. Öyle ki istediğim tohumları büyütebildiğim, bazen de beklenmeyen sürpriz otların, tohumların yeşermesini gözlemlediğim bir bahçe. Her mevsim papatya, portakal, çilek veren sihirli bir bahçe var mı ki?
Unutma, bahçe de sensin, bahçıvan da!