26 Ağustos 2025 Salı
News
Uzman Psikolog Nergis ÖZDİNÇ
Türk Dil Kurumu 2024 yılının kelimesini “Kalabalık Yalnızlık” olarak açıkladı. Değerlendirme kurulunun seçilen bu kavramla ilgili gerekçesini sizlere özetlemek istiyorum.
2024 yılında, insanların kalabalıklar içinde yalnız hissettiklerini gösteren araştırmaların sayısında artış olduğu belirtilmiş. Bu araştırmalarda zıt kavramlar gibi görünen kalabalık ve yalnızlık kavramlarının aynı anda kullanılması üzerine dikkat çekilmiş. Kişilerin ilişki biçimlerine sosyolojik ve psikolojik bakış açısı sunar gibi görünen bu kavram, insanların kalabalıklar içinde hissettiği yalnızlığa gönderme yapar nitelikte. Yalnız görünmesek bile kendimizi anlaşılmamış hissettiğimiz ortamlarda yalnızlık duygusunu hissedebiliriz. Bu bazen aile içinde, bazen iş yerinde veya arkadaş ortamımızda kendini gösterir. Yanımızda çok kişinin olması demek yalnız hissetmeyeceğimiz anlamına gelmez.
Araştırmalar gösteriyor ki dijital içeriklerle birlikte sosyal medya kullanımının artması, kalabalık yalnızlık kavramının ortaya çıkmasında etkili olmuş. Özellikle sosyal medya takipçi sayısının önemli olduğu günümüzde, beğeni ve etkileşimlerin yalnızlığa çözüm sunuyormuş gibi görünse de bu hissi ortadan kaldıramamaktadır. Aksine sosyal medya arkadaşlığının geçici, kurulan bağların zayıf ve yapay olması sebebi ile yalnızlık duygusunu daha çok pekiştirebilmektedir.
Toplumsal olarak akrabalık, arkadaşlık, komşuluk gibi ilişkilerin zayıflıyor olması da kalabalık yalnızlık kavramını ortaya çıkartmış görünmektedir. Zamanın hızlı aktığı ve herkesin çok meşgul olduğu bu zamanlarda aynı anda yemek masasında toplanmış olsak bile zihinsel ve duygusal olarak orada, o anda olamayabiliyoruz. Zihnimiz hep bir sonraki zaman diliminde olduğu için kalabalık bir masada bile yalnızlık duygusunu hissedebiliyoruz.
TDK’nin anketinde bu kavramın seçilmiş olması tesadüf değil. Bu seçim adeta içinde yaşadığımız dönemin ruhunu yansıtmakta. Maalesef sosyal izolasyon, empati yokluğu, dayanışmanın ve iletişimin kaybolması gibi nedenler bize bu yıl bu kavramı verdi.
Yalnızlık kavramı olumsuz algılansa da bazen yalnız kalmaya, içsel bir keşif yapmaya, kendimizle iletişim kurmaya ihtiyaç hissedebiliriz. Böyle bir ihtiyacı hissedip bilinçli olarak kendimizle kalabilmek için zamanlar yaratmak önemli. Bu anlamdaki yalnızlık ile diğer yalnızlığı ayırt edebilmek önemli.
Kısacası, bu zıt görünen iki kavramı hayatımıza dengeli ve bilinçli olarak aldığımızda hayatın daha anlamlı olabileceğini düşünüyorum. Aksi halde kalabalıklar içinde yalnız hissetmemiz kaçınılmaz olacaktır.
