İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı soykırım saldırıları bir ayı geride bıraktı. ABD’yi de AB ülkelerini de arkasına alan insan katili İsrail, ayni tempo ile çocuk, kadın, hasta, yaşlı… demeden, Dünya Müslümanlarının da seyri altında zulmüne devam ediyor. Hastanesinden, ekmek fırınına, sivillerin sığındığı mekânlara… her yer bombalanıyor. Gazze’yi bombalayan pilotlar ise Konya’da eğitildi!
Gazze’deki şehitlerin sayısı 10 bini, yaralılar ise 20 bini! Bir hafta önce verilen rakamlara göre; bir yaşını doldurmamış 140, toplam 450 bebek şehit oldu. Saldırılarda, ilköğretim çağındaki 1.527, lise çağındaki 523 çocuk hayatını kaybetti. Şehitlerin 2 bin 262’sini kadınlar oluştururken, saldırılarda 60 yaş üzeri 462, BM çalışanı 63 ve 36 gazeteci de vefat etti.
Peki, İslam ülkeleri ne yapıyor? Ne yapacaklar, günü beyanatlarla, mitinglerle… geçiştirmeye çalışıyorlar! İsrail onlara hiç aldırış bile etmiyor. Atalarımız boşuna mı söylemiş; “istiyorsan sulh-u salah, hazır olan cenge!” Siyonistlerin binlerce yıllık tarihinde insanlığa nasıl zulmettiklerini birçoğumuz okumuştur. Ama okunanlar kitaplarda kalıyor.
Gazze’de insanlar içme suyu bile bulamıyor. Banyo yapmak ve çamaşır yıkamak için ise deniz suyu kullanıyorlar! Biz ise Antalya’daki Manavgat ırmağının suyunu İsrail’e gönderiyoruz! Manavgat Nehrinden yılda 50 milyon metreküp arıtılmış su gidiyor, İsrail’e!
“Bloomberg”in haberine göre Türkiye’nin Ceyhan Limanı’nda yüklenen 1 milyon varil Azerbaycan petrolü, Seaviolet tankeri ile İsrail’in Eliat Limanı’na taşınıyor!
İngiliz ve Amerikan uçakları İsrail için İncirlik üssü’nden sortiler yapıyor! Dün Irak’a, bugün de Filistin’e! İsrail’e çalışan İncirlik üssü de Kürecik Radar Üssü de niye kapatılmıyor? Gazze’yi vuran İsrail uçaklarının ikmali, İncirlik Üssü’nden Ürdün’e geçen uçaklarla sağlanıyor!
İncirlik’i bir tek Erbakan kapattı!
ABD’nin 63 yıldır kullandığı ve İslam coğrafyasına yaptığı tüm operasyonları yönettiği “terör üssü” İncirlik, sadece Milli Görüş’ün iktidarında ortaya konan siyasi iradeyle kapatılabildi. 1974 Kıbrıs Harekâtı sonrasında ABD, Türkiye’ye silah ambargosu koymuş, hükümet ortağı ve o tarihte hükümete vekâlet eden Milli Selamet Partisi aldığı kararla İncirlik Üssü’nü ABD’ye kapatmıştı. Başbakanlığa vekâlet eden Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan sadece İncirlik Üssü’nü ABD’ye kapatmakla kalmamış, ABD’nin Türkiye’deki tüm üslerine de el koymuştu.
AKP iktidarının en büyük yanlışı, İsrai’e NATO ve OECD’nin kapılarının açılmasını sağlamasıdır! 2010 yılında Türkiye’nin de “evet” demesiyle OECD’ye (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) girmişti. Halbu ki bir ülke “hayır” dese giremezdi!
2016 Mayıs ayında ise 28 ülkeden oluşan ve NATO’da üyeliği olmayan İsrail’e genel merkezde daimi bir ofis tahsis edilmesini sağlamıştır.
ABD’nin The Intercept sitesinin ise, ABD Savunma Bakanlığının, İsrail’in güneyindeki Necef Çölü’ndeki “Har Keren” Dağı’nın tepesinde yer alan “gizli bir üssün inşasına sessizce devam ettiği” haberi yer aldı.
Antalya, Mersin ve İskenderun limanlarımızdan İsrail’e gıda ürünü ve meyve-sebze taşıyan gemiler neyin nesi?
Biz, hala İsrail’den tohum almaya devam mı edeceğiz? Türkiye‘nin ithal ettiği domates tohumunun %22’si İsrail‘den geliyor! Türkiye’nin 2002 yılındaki tohum ithalatı değeri 55,3 milyon USD iken, 2019 yılında %221 artarak 177,3 milyon USD’ ye ulaşmış. Biz nasıl bir Tarım ve Hayvancılık ülkesiyiz?
İstanbul Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şinasi Gündüz bir beyanatında; “İsrail sadece İsrail anlamına gelmiyor! Biz İsrail’i sadece 8-10 milyon Yahudi’nin yönetiminde olan bir devlet olarak ele alamayız. İsrail demek Amerika demek, İngiltere demek, Avrupa Birliği demek hatta İsrail demek NATO demek anlamına geliyor” diyor.
Biz, Müslümanlarla bir çatı altında birlik oluşturacağımıza hala AB gibi Hıristiyan bir oluşuma girmek, onlarla beraber olmaya çılışıyoruz. Buna söylenecek tek cümle; “aklımızı başımıza alalım”.
Yetmiş üç yıl önce Dünya’nın öbür ucundaki Kore’ye ABD’nin hatırı için gönderilen Mehmetçik bugün, yakınımızdaki Filistin/Gazze zulmüne son vermek için acaba neden gönderilmiyor; hem Hakk’ın hem de halkın rızasına rağmen?
Kore’deki Savaşta askerlerimizin 712’si hayatını kaybederken, 175 kişi ise kaybolmuştu. Çin ve Sovyetler Birliği‘ne esir düşen Türk askerinin sayısı ise 234. Bütün bunlar niçin ve ne uğruna? NATO’ya üye olabilmek için! Olduk da ne oldu? Her tarafımız Amerikan üstleri ile doldu! Dün güvenlik (!) gerekçesiyle sığındığımız NATO’nun/ABD’nin, bugün; bizim için tehdit ve tehlike konumuna geldiğinin acaba farkında değil miyiz? Onun için D-8 (İslam Birliği)ne zaruri bir ihtiyaç olduğu gün gibi ortada, iken hala neyi bekliyorlar?
Allah (cc) bizi; “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez” diye uyarmıyor mu? (Maide Suresi:51) ayette.
Biz Müslümanlar için; “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız” (Maide Suresi:103) diyor! Şöyle kendimizi bir sorgulayalım! “Müslümanlar olarak acaba biz, Rabbimizin bu ayetlerini ne kadar kaale alıyoruz?”
Hani ‘Müslüman, Allah’ın emirlerine teslim olan insandı?
News
