eşya depolama
DOLAR 36,6578 0.01%
EURO 40,0505 -0.09%
ALTIN 3.548,790,36
BITCOIN 3045227-0,73%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Şükrü Akıllı

Şükrü Akıllı

21 Şubat 2025 Cuma

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE İKLİM KRİZİ

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE İKLİM KRİZİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

  Şükrü Akıllı     

 Bu gün 5 Haziran Dünya Çevre günü.

         Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da çevre programları hazırlanmıştır mutlaka, Çevre konusunda açıklamalar yapılacak, etkinlikler düzenlenecektir. Ama, hiç olmaz ise bu günün hatırına katliamlara, çevreyi tahrip etmeye dur denilebilecek mi? Sanmıyorum!

          Birleşmiş Milletler örgütü 1972 yılında 133 ülkenin katılımı(biz de bu ülkeler arasındayız) ile düzenlenen zirvede 5 Haziran tarihinin Dünya çevre günü olmasını oy birliği ile kabul etmiştir. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek, halkın katılımını geliştirmek ve politik ilgiyi arttırmak için dünya genelinde ÇEVRE GÜNÜ çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

           Edirne Belediyesinde çalıştığım yıllardı.  Belediye Başkanı Sayın Güngör Mazlum’un en yakın yardımcısıydım. Sayın Başkan’ın 1978 yılında, Belediyenin ilk defa Dünya Çevre günü etkinliğine katılması talimatı üzerine, aylar önceden çalışmalara başladım. Okudum, araştırdım, inceledim ve bu çalışmalar neticesi Dünya çevre gününe Belediye olarak Temizlik Kampanyası ile katılma kararı aldık. Kutlama programı hazırladık. Temizlik ve çevre sloganlarından oluşan pankartlarla yürüyüş yapıldı. Daha sonra halkın da büyük bir katılımıyla Belediyenin alt girişindeki alanda tören düzenlendi. Tören sunumunu da bizzat ben yapmıştım. O gün slogan olarak kullandığımız “Temiz bir çevre orada yaşayanların yüz akıdır” sözünü yeri geldiğinde her zaman ifade etmişimdir. Edirne tarihinde ilk defa Dünya Çevre günü etkinliği o gün yapılmıştı. Daha sonraki dönemlerde de bu konuda bir etkinlik yapıldı mı? Doğrusu hatırlamıyorum. O günden bu güne dek çevre konusunda yaptığım etkin mücadele ve çalışmalarım kamuoyunun takdiridir. Bu güzel anıyı da paylaşmak ve not etmek istedim.     

              Dünya çevre günü şüphesiz mavi gezegenimizi tehdit eden, en büyük çevresel sorunlara dikkat çekmek için önemli bir gün. Doğal kaynakların giderek azaldığı ve dünyanın pek çok bölgesinde çevre kirliliğinin büyük sorun teşkil ettiği günümüzde doğayı ve çevreyi yeterince koruduğumuzu, sahip çıktığımızı söyleye bilir miyiz?

              Demokrasisi bir türlü gelişememiş, Ekonomisi her geçen gün kötüye giden yurdumun, Suyu da, Havası da, Denizleri de, Yeşil alanları da kirletilmiş, Çarpık betonlaşma alıp başını gitmiştir.

               Son yıllara bakalım. Ülkemizi 21 yıldan beri yöneten AKP iktidarı; Doğayı ve insanın doğa ile uyumunu yok sayan, Enerji, tarım, madencilik, sanayi ve şehircilik politikalarıyla yaşam alanlarını ve doğasını korumak için mücadele eden halkın demokratik tepkilerine tahammülsüzlük gösterilerek göz altı, tutuklamalar ve yargılamalara tanık olduk. Yaşanan felaketlerden de ders alınmıyor. Ülkemiz bu politikalar dolayısıyla Çevre göstergelerinde dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor.

                 Ülkemizde doğa katliamına maruz kalmayan bir il kaldı mı Allah aşkına? Nereye baksanız rant uğruna doğa katliamları olağan dışı hızıyla devam ediyor.  Madencilik, enerji, çarpık kentleşme ve turizm adı altındaki kıyı yağması gibi talan politikaları durmak bilmiyor. Halk isyan ediyor. Siyasi iktidar kafaya koymuş, ne hukuk dinliyor, ne yargı kararlarına uyuyor, İnatla yapacağım diyor. Güzel Ülkemin ciğerleri bir bir yok ediliyor.             

                  Sorumsuz ve çevreye duyarsız yaşamaya devam edemeyiz. Durun artık, Yeter diye bir kez daha haykırıyorum. Biz doğaya bu kadar hoyratça saldırdıkça doğa ana da misilleme yapacaktır. Bu anlayışla devam edersek Çevreye bedel ödemeye de hazır olmalıyız.

                  Son yıllarda da biz ve dünya bu bedeli ödemeye başladı bile.. Pandemiyle birlikte hemen hemen her felaketi yaşadık. İklim kriziyle karşı karşıya kaldık. Şimdi dünya iklim devrimine hazırlanıyor. Geç kalmadık mı? Gelmekte olan felaketi yıllardır neden öngöremedik! Ortak kaderimiz olan gezegenimizin bu harap hali bize çok açık anlatıyor ki dünyanın artık insanın doymak bilmez hırsının cümlelerine tahammülü yok..

                     İklim kriziyle yüzleşen çağımızda en eksilen varlığımız su ve biyolojik çeşitlilik. Bilim insanlarına göre her ikisinde de ana neden yanlış tarım politikaları. Tarımı değiştirmeden ne kuraklıkla ne yoksullukla mücadele edebiliriz. Devlet politikalarının acilen değişiminin yanı sıra yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor.

                     Doğa hakları ve iklim kriziyle mücadeleyi gündemden düşürmeyen Belediyeler bu hassasiyetle Dirençli kent yaratmak, Sakin şehir olmak, tarımda ve kullanımda su tüketimini azaltmak, İklim dostu ulaşım modeli uygulamak, Bisiklet kullanımını özendirmek,  Atık yönetiminde lider kent olmak, Ormanları , dereleri, nehirleri, denizleri yani doğayı korumak, doğadaki tüm varlıklarla uyumlu bir yaşamı tesis etmek gibi, kentleri ortak akılla yönetmek için Örnek şehirler yaratma çabasında olmalıdırlar.

                      Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum.

                      Doğa ile uyumlu, türler arası eşitliği gözeten bir yaşamın yollarını hep birlikte aramamız gerekiyor. İnsanı merkezine alan bir çevre anlayışından ziyade doğayı merkezine alan bir hak anlayışıyla yaşamı ve hukuku yeniden ele alıp kurgulamamız şarttır.. Aksi halde bu krizlere kalıcı çözümler bulamayız ve sadece  kaçınılmaz sona doğru giden süreyi uzatabiliriz..

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE İKLİM KRİZİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.