Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 85.inci yılında hasretle ve minnetle anıyoruz. Her yıl olduğu gibi bugün de Anıtkabir dolup taşacak. Halkımız ona duyduğu sevgiyle, aziz hatırası önünde saygı ile eğilmek üzere yurdun dört bir köşesinden koşup Ankara’ya gidecek.
Ölümünün üzerinden tam 85 yıl geçti . Kalplerdeki acı hala ilk günkü gibi taze. Gözler hala yaşlı. Atatürk’e olan dinmeyen özlem ve artan sevgi ve saygıyla Anıtkabir’de Ata’sını anacak , 85 yıl önce verdiği sözü tekrarlayacak: “Emanetine sahip çıkacağız” . Onu unutturma çabalarına, Adını anmama gayretlerine, onu yok saymaya kalkışan kötü yüreklilere rağmen Türk Milleti onu unutmayacak, sevgisi her geçen gün daha da artarak devam edecek, açtığı aydınlık yolda kararlılıkla ilerlemeyi sürdürecektir.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 85 yıl önce bugün saat dokuzu beş geçe bedenen aramızdan ayrıldı. Devrimleri, fikirleri ve aziz hatırası hala yaşıyor ve ebediyen yaşayacak. O hayatını Ülkesine ve Türk milletine atayan bir liderdi. Bağımsız ve çağdaş Türkiye cumhuriyeti için gece gündüz çalıştı. 1938 başında karaciğer hastalığı teşhisi konulduğunda doktorlar istirahat etmesini söylese de o, vatan ve millet için çalışmaya bir dakika ara vermedi. Rahatsızlığını, ağrılarını umursamadan dil ve tarih çalışmaları yaptı. Hatay sorununun çözümü için uğraştı.
Arzusu, Cumhuriyetin ilanının 15.nci yılında Ankara’da milletinin yanında olmaktı. “Ankara’ya gideyim, ne olacaksa orada olayım” diyordu. Ancak mümkün olmadı. 29 Ekim günü Dolmabahçe Sarayında yanındakilere” Ah Ankara’ya gidemedik..” diye yakınıyordu. Son on günde hastalığı çok ağır seyretti. 8 Kasım 1938.. Atatürk çok ağır bir nöbet geçirdi. Bir ara gözlerini açtı,”Aleykümselam” dedi. Bu son sözleri oldu. 10 Kasım sabahı… Herkes Atatürk’ün yanındaydı. Çaresizlik ve üzüntü içinde bekliyorlardı. Aydınlık ve sakin bir sonbahar sabahında saat dokuzu beş geçe, O gözlerini hayata kapadığında tüm ülkede matem vardı. Tek duyulan, Ata’sına sevgiyle bağlı bir ulusun gözyaşlarına karışan hıçkırık sesleriydi.
Atatürk’ün cenazesi Dolmabahçe’de halkın ziyaretine açıldı. Kadınlar, erkekler, çocuklar, Ata’sına son görevini yapmak için Dolmabahçe’ye koştu. İstanbullular ve ülkenin dört bir köşesinden gelenler 9 gün 9 gece Atatürk için ağladı. 19 Kasımda Atatürk için cenaze namazı kılındı. Daha sonra defnedilmek üzere Ankara’ya uğurlandı. Hem Türk milleti hem dünya Atatürk’e veda ediyordu. 21 Kasımda Etnografya Müzesindeki geçici kabre konuldu. Ulu önder için hazırlanan anıt mezarın hazırlanmasından sonra 10 Kasım 1953 te Anıtkabir’deki ebedi istirahatgahına defnedildi.
Milletini her zaman kendi hayatının önünde tutan ATATÜRK 57 yıllık ömrüne 11 savaş,24 Madalya, 7 Nişan, 13 Kitap bir Ülke ve milyonlarca özgür insan sığdırdı. Onun ebediyete intikaliyle bakın o günlerde bazı dünya liderleri ne demiş;
İngiltere Başbakanı Winston Churchill “Savaşta Türkiyeyi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır.Her sınıf halkın onun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye’ninAta’sına değer bir görünümden başka bir şey değildir.”
Fransa Başbakanı Aristide Briand :”Mustafa Kemal ve onun tüm askerleri Askerleri burada olsalardı ,hepsinin heykellerini dikerdik”
ABD Başkanı Franklın Roosevelt:”Üzüntüm onunla tanışmak konusundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.”
Yunanistan Başbakanı Elefthe rios Venizelos:”Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli değişiklik pek seyrek gerçekleşir.Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.”
Afgan Kralı Emanullah Han “O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri içinde en büyük önderdi”
O tarihlerde diğer dünya liderlerinin de Atatürk için söyledikleri anlamlı sözleri var tabi ki, ben birkaçını köşeme sığdırabildim. Bizi yönetinlerin de yakın zamanda Atatürk ve beraber çalıştığı değerli insanlar için toplumumuzu inciten, üzen ipe sapa gelmez sözleri oldu! Caddelerden, Meydanlardan adı kaldırılmak istendi. Kitaplarda yer verilmemeye yeltenildi. Atatürk’ün kurduğu Diyanet milli bayramlarda, anma günlerinde ve Ölüm yıldönümlerinde Cuma gününe denk gelen durumlarda, hutbelerinde ondan söz edilmedi. İşte bu gün de günlerden CUMA, bakalım bu gün hatırlanacak, dua yapılacak mı? Merak ediyorum!
Dünya ve Ülkemizin kurucu liderine karşı içinde biriktirdiği zehri kusmak için fırsat kollayan hadsizler, Atan’nın özel hayatına yönelik iftiralar sıralayan, aziz hatırasına sövmek için yanıp tutuşan, fırsat kollayan müptezeller, Ailesine bile dil uzatmaya kalkışan terbiyesizler de olmadı değil! Ancak onu seven, öven, takdir eden, minnet ve derin saygı duyan toplumumuz bunlara gereken cevabı da vermiştir. Bundan sonrada vereceğinden hiç şüphem yoktur..
Bir de ATATÜRK’e kendi sözleriyle bakalım;
& İki Mustafa kemal vardır. Biri ben et ve kemik geçici Mustafa Kemal.. ikinci Mustafa Kemal onu” ben” kelimesiyle ifade edemem.O ben değil bizdir. O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur.
& Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız bu kafidir.
&Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım.
&Ben, hiçbir doğma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.
& Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve beni yerenler çıkabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar kuvvetlidir ki, bu fikirler Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.
Büyük adam, büyük asker, büyük devrimci, Bu yüce millet 85 yıldır seni unutmadı, unutmayacak ve unutturmayacaktır. Rahat uyu. Emanetlerin bizimle güvendedir. Aziz hatıran önünde sevgi, saygı ve rahmetle eğiliyor, yüce emanetin Cumhuriyet’i yıktırmamaya söz veriyoruz. Seni seviyoruz. Allah rahmet eylesin, nurlar içinde yat sevgili ATATÜRK.
News
