0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Recep Çınar

Son birkaç aydır seçimlerle yattık, seçimlerle kalktık! Seçimler yapıldı, defter kapandı. Neticeden sevinenler de üzülenler de oldu! Şimdi, bir türlü bitmeyen “geçim” dönemine devam! Ramazan ayını da tamamlamak üzereyiz. Yarın Arife, öbür gün Bayram!

Bayramlar, Dini ve Millî bakımdan önemi olan ve kutlanan günlerdir. Bilhassa bizim ülkemizde bayramlar ve kutlama günleri oldukça çok! Ama bilindiği gibi Müslümanların iki büyük Dini Bayramı var; Biri Ramazan Bayramı, diğeri de Kurban Bayramı. Mevsim itibari ile İlkbahardayız. Ne üşütücü soğuklar, ne de bunaltıcı sıcaklar. Sümbül’ünden Begonya’sına çiçekler açmaya başlıyor. Tabii ki mevsimlerin her birinin kendine has özellik ve güzellikleri var. Ama İlkbahar mevsiminin insan nezdinde yeri bir başka! Rabbimizin lütfu keremi ile yarın onbir ayın Sultanı bir Ramazan ayına daha veda ediyoruz.  Yarın Arife, öbür gün üç gün sürecek Bayram’ı kutlamaya başlayacağız inşallah. Bayram tatili ise 9 gün! Parası olan için güzel bir tatil fırsatı, çifte bayram yapmış olunur!

Ramazan ayı, bireysel olarak sosyalleşmenin önünü açan en büyük etkenlerden birisidir. Ayrıca insana ferdi olarak sabretmeyi, paylaşmayı ve toplumca ortak noktalarda buluşup mutlu olmayı sağlamaktadır. Toplumsal açıdan bakacak olursak, değil bir ülkede dünyada yaşayan bütün Müslümanların ortak paydası olma özelliği taşımaktadır. Gerek Ramazan, gerekse Bayram günlerinde tüm dünyada Müslümanlar sevinir ve kaynaşırlar. Bu bağlamda ihtiyaç sahiplerinin tespiti ve yardımcı olunması için topyekün çalışma yapılan bir toplumsal harekettir. Bayramlar sevinç ve mutluluk günleridir. Sevinç ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, acılar ve üzüntüler ise paylaşıldıkça azalırmış!

Ramazan Bayramı, bir ay boyunca her gün tutulan orucun iftar vakitlerindeki oruç açma sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini yaşatır. Bayramlar insanları buluşturup kaynaştıran en güzel vesilelerden biridir. Öyle ki, bayramlarda yardımlaşma, hediyeleşme ruhu şahlanır. Fakirler, yoksullar ve de çocuklar sevindirilir. Bu sadece hayatta olanlarla kalmaz ahirete göç etmiş olanlarımızın kabirleri ziyaret edilerek Kur’anlar okunur, Fatihalar gönderilir. Onun için Dini Bayramlarımızın Müslümanlar nezdinde ayrı bir yeri vardır.

Bayram ayni zamanda, toplumun yukarıdan aşağıdan her sınıfının Bayram Namazında buluşup kucaklaştığı, mesafelerin kaldırıldığı, küslerin barıştırıldığı en etkili kitlesel bir vasıtadır. Dünya ve ahiretin sahibi olan yüce Allah (cc), insan için lâzım olan her şeyi yaratmış, ondan sonra Âdem ile Havva’yı dünyaya göndermiştir.

Bu dünyada her şey insan için, insan da Allah’a kulluk/ibadet için yaratılmıştır. Allah’ın bu Dünya’da insanlara vermiş olduğu nimetler ‘adil’ bir şekilde paylaşılsa, yani herkese hak ettiği verilmiş olsa yüz milyonlarca insan açlıktan perişan olur mu?

Kur’an’da 50’ye yakın “infak” (muhtaçlara yardım) ile ilgili ayetler var. Mesela;

• “Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak (yardım) ederler.” (Bakara:3)
• “Allah yolunda infak yardım) edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.” (Bakara:195)
• “Ey iman edenler! Kendisinde artık alış veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.” (Bakara: 254)

 “Adil Düzen” ile yönetilen bir ülkede açlıktan insanlar ölmez, her şeyden önce insanlar aç bırakılmaz! Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; “komşusu aç iken tok yeten bizden değildir” buyurur. (Bu, hakiki iman etmenin ve Müslüman olmanın gereğinin yapılmadığını ifade eder!)

Adil bir düzen’de, geçim sıkıntısı çeken insan olmaz. Çünkü Zekât’ı ile İnfak’ı (yardımı) ile yardımlaşma/paylaşma olur. Devlet, zekât müessesesini kurar, Zekât vermeye gücü yetenlerden Zekât’ı toplar ve Kuran’da belirtilen ihtiyaç sahiplerine paylaştırır. Dinimizde, Zekât’ı verilmemiş para kirlidir. Zekât’ı vermekle fakirin hakkını vermiş ve alın teriyle kazanılan parayı tertemiz hale getirmiş oluruz.  Ne yazık ki günümüzde insanlar yönetimler eliyle fakirleştiriliyor. Nasıl mı?  Mesela, haksız alınan vergilerle! Geçimini kıt kanaat sağlayan insanlardan da servetinin hesabını bilmeyenlerden de zengin fakir demeden dolaylı dolaysız ekmeğinden otomobiline çeşitli vergiler alınarak fakir daha da fakirleştiriliyor. Bu durum “Bayram ikramiyesi” vermekle telafi edilemez! İslam’da vergi zenginden (mali gücü yetenden) alınır.

Unutmayalım ki, bu dünya geçici bir imtihan yeridir. Fakirlik de zenginlik de, sağlıklı yaşam da hastalıklar da… birer imtihandır. Önemli olan Allah’ın nimetlerine şükredebilmek, bela ve musibetlere de sabretmektir.

Bu dünyada ömürler fakir, zengin bir şekilde geçiyor. Esas olan sonsuz hayat, ahiret hayatıdır. Akıllı insan ahiret yatırımına öncelik ve ağırlık verendir. Bu dünya hayatında her şey geçici olduğu gibi Bayramlar da geçicidir. Gerçek ve sonsuz bayram, ahirette yüz akı ile hesabımızı verip Cennet ve Cemalullah’a kavuştuğumuz an olacaktır.                                                                                                                                                           

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınız mübarek olsun.

Dostça kalın…