Recep Çınar
Sözlerini Sezen Aksu’nun yazdığı, en güzel de Zeki Müren’in dillendirdiği “Sorma ne haldeyim” şarkısı, bizim gençliğimizde en çok dinlenenlerdendi! Ne diyor o şarkı sözlerinde? Gün ağarınca boynum bükülür / Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır / Sorma ne haldeyim / Sorma kederdeyim / Sorma yangınlardayım / zaman zaman / Sorma utanırım / Sorma söyleyemem…
Günümüzde Toplumun çoğu hayatın sıkıntılarından, kaygılarından, zorluklarından … muzdarip. Boynumuz da büküldü, boyumuzda! Peki, içinde bulunduğumuz, söylesek de duyuramadığımız bu halin adı nedir? “Hal-i pür melal”! Farsça kökenli bir kelime. Anlamı, bir kişinin üzülmesine, acı çekmesine ve hayal kırıklığına uğramasına neden olan hadiselerdir. Bu durumda olan kişiler ise “mükedder, mahzun ve melül” olarak tanımlanır.
Farsça kökenli olan “Hal-i pür melal”, Osmanlı Türkçesinde bir deyimdir ve anlamı “huzursuzluk, üzüntü ve keder içinde olma, hayal kırıklığına uğramak…”Eskiden bu ifade, birçoklarının günlük yaşamında hissettiği durumu açıklamak için kullanılırdı. Toplum olarak, bilhassa son yıllarda ‘stres, kaygı ve endişe’ gibi hislerle sıklıkla karşı karşıya geliriz. İşte, “hal-i pür melalimiz” tam da bu olumsuz duyguların birleşimiyle ortaya çıkar.
İnsanoğlu günümüzde, teknolojik gelişmelerin de hızıyla, hızlı bir yaşam tarzına sahip oldu.
Ancak toplumumuzun birçoğunun ekonomik sıkıntılar içinde olması huzursuzluk, bitkinlik ve tükenmişlik… gibi duygusal ve fiziksel yorgunluklar oluşturdu. İnsanlar ne yapacaklarını şaşırıyor! Bununla beraber görüntülüsü, yazılısı, sosyal… medyası ile ulaştığımız haberlerin de bir çoğu huzurumuzu kaçırıyor! Ekonomiden Ahlak’a tüm kırmızıçizgilerimiz çiğneniyor!
Edebiyatçı Yazar Ali Haydar Aksal, yıllar önce öyle yazmıştı! “Gün gelecek bu ülkede; başörtüsü serbest edilirken Kur’an dersi de okullarda okutulacak. Tek şart, ABD ve Siyonizm’in bölgedeki planlarına engel olmamak!”. Bu günleri 23 yıl önceden bildirmiş! (Milli Gazete – Şubat 2001). İşte, Feraset böyle bir şey!
BUYURUN, NE HALDE OLDUĞUMUZA ÖZETLE BİR BAKALIM!
Türkiye’nin Mart Ayı Dış Borcu 500 Milyar Doları Aştı!
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye’nin brüt dış borç stokunun 31 Mart itibarıyla 506,8 milyar dolar, net dış borç stokunun ise 283,9 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Tabi, borç yiğidin kamçısıdır!
5 Aylık bütçe açığı faiz ödemesi kadar! Türkiye’nin merkezi yönetim bütçe gelirleri Mayıs’ta 1 trilyon 7 milyar 136 milyon lira, giderleri ise 787 milyar 728 lira oldu. Bütçede Mayıs’ta 219,4 milyar lira fazla oluşurken, Ocak-Mayıs döneminde 471,9 milyar lira açık verildi! Bütçeden faize Mayıs’ta 110,06 milyar lira, Ocak–Mayıs döneminde ise 475,1 milyar lira ödendi!
İflaslar arttı! Kapanan şirket sayısı ise geçen yıla kıyasla yüzde 30 arttı!
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre, 2024’ün ilk 5 ayında üzde 30,1 artış ortaya koydu.
Aranan kaynak vergide bulundu!
Hazine ve Maliye Bakanlığı, geniş çaplı vergi paketi hazırladı. Yeni pakette, hemen herkesin hissesine bir vergi düşüyor! Ekonomik krizden çıkış için yol aranırken ilginç bir yöntem bulundu! Hazine ve Maliye Bakanlığının hazırladığı ve kanun teklifine dönüştürülmesi beklenen yeni vergi paketinde, KDV ve ÖTV başta olmak üzere pek çok alanda geniş kapsamlı düzenlemeler öngörülüyor. “Özel Gider Harcama Bildirimi” uygulaması getirilecek; doktorlar, diş hekimleri gibi serbest meslek sahipleri ile kuaför, restoran, kafe sahibi gibi ticaret erbabının hâsılatları yakından takip edilecek. “Vergi tsunamisi” olarak değerlendirilen pakette sadece KDV, ÖTV ve harçlar ile ilgili düzenlemelerin yıllık gelir etkisi toplam 181 milyar TL olarak hesaplandı.
Neymiş, vergilerle adaleti sağlayacaklarmış! Vergi “zenginden” alınır, Vergi “servetten” alınır, adalet böyle sağlanır. Milyarderlerle asgari ücretliler ayni kefeye konmaz! Bunların yaptıkları zulümdür! Hazine ve Maliye Bakanı hala yeni vergi yolları arıyor! 2024 bütçesinde 8 trilyon 437 milyar TL gelir, 11 trilyon 89 milyar TL gider öngörülürken, bütçe açığı 2 trilyon 652 milyar TL! Yandaş şirketlerin affedilen vergi borçları affedilmemiş olsa bu açık kapanırdı!
Hafta geçmiyor, ZAM olmasın!
Artık alıştık! Zam ile yatıyor, zam ile kalkıyoruz! EPDK, tarafından yapılan üretim maliyetlerindeki artış nedeniyle elektrik tarifelerinde yeni bir düzenleme yapıldı. 1 Temmuz 2024 tarihinde Elektrik fiyatları %38 oranında arttı. Akaryakıtı yazmaya gerek var mı? Haftada bir yeni zam!
“Başardık” diyorlar! Evet, başardılar!
Türkiye’nin, Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede yeterli çabayı göstermediği gerekçesi ile gri listeye alınan Türkiye, üç yıl sonra listeden çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “FATF Gri listesinden” çıkış haberini sosyal medyadan yaptığı “Başardık” paylaşımıyla duyurdu. İktidar, 2021’de yani kendi döneminde girdiğimiz listeden, yine kendi döneminde çıkışını “başarı” olarak sunuyor.
Peki, söz konusu “Gri listeye” AKP iktidarı dışında Türkiye’den giren başka iktidar oldu mu?
Başarıya işaret eden neleri var ki?
Sayın Şimşek’in göreve geldiği Haziran 2023’te yüzde 38 olan enflasyon, bu sene Mayıs’ta yüzde 75’le tavan yaptı! Başarı dediği;
- Bin liralık emekli maaşını mı? / Açlık sınırının altında kalan asgari ücreti mi? / Bir dilimi 10 lira olan ekmeği mi? / Sofrada unutulan kilosu 600 lirayı aşan eti mi? / El sürülemeyen meyve sebze fiyatlarını mı? / 40 lirayı aşan akaryakıt fiyatlarını mı? / Tarım ülkesinde biten tarım ve hayvancılığı mı?…
Ülkemizde 10 milyon bağımlı var!
Son zamanlar medyaya yansıyan haberlerde ülkemizde 1 milyonu genç olmak üzere 10 milyon madde ve davranışsal bağımlı olup, bağımlılık yaşının ilkokul seviyesine indiği haberi yer aldı! Cinayetlerin %60’ının, vücut bütünlüğüne karşı, suçların %40’ının, cinsel saldırıların da %33’ünün alkol ve madde bağımlılarının olduğu belirtiliyor!
“EMEKLİLER” günü mü, “SÜRÜNENLER” günü mü? Neyi kutluyoruz?
30 Haziran tarihinde her yıl “Dünya Emekliler Günü” kutlanır. Kutlanır da günümüz şartlarında 10 bin TL maaş ile emekli “sürünüyor”! Neyi ve nasıl kutlayacak? Önce emeklettiler, şimdi de süründürüyorlar! Evet, Dünya “Emekliler günü” kutluyor, ama bizde ancak “sürünenler” günü kutlanıyor!
Ellerinden geleni yapıyorlar! Ama kendileri için!
Bazıları da iktidar “ellerinden geleni yapıyor” diyor. Evet, yapıyorlar ancak “yüzde 20’lik bir zümre dışında yapılanlar kimseye yaramıyor! Adam 10 bin TL emekli aylığı veya 17 bin TL asgari ücretle ile hangi ihtiyacını karşılayacak?
Böyle adalet olur mu? İşte, bizim hal-i pür melalimiz!
Bu durum değişir mi? Elbette değişir; Hakkı üstün tutan “Adil bir Düzen” ile!
Bu konuda yazılacak daha çok şey var da, şimdilik bunlarla yetinelim!
Dostça kalın…
News
