10 Eylül 2025 Çarşamba
YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI (8)
Ürgüp Sucuoğlu Konağı ile “Osmanlı Matbuat ve Çizgi Dünyasında” Zeplin, Uçak, Balon ve İstanbul
O dönem haberlerin bu kadar hızlı ve detaylı bir şekilde Anadolu halkına iletilmesi eldeki haberleşme imkanlarının kısıtlı olmasından ötürü kolay değildi. Elbette Ürgüp Sucuoğlu Konağı duvarlarına yapılan resimler misali, bu tür benzeri eylemlerle, ülkenin en karanlık ve karmaşık yıllarında, bir umut ışığı bekleyen Anadolu insanının İstanbul’dan gelen haberlere karşı nasıl bir hassasiyet ve aciliyet içinde olduğunu çok net bir biçimde göstermektedir. Kim bilir, belkide o yüzden Anadolu insanı bir anda kendine umut ışığı olan MUSTAFA KEMAL’i bağrına bastı ve o Anadolu insanın bitip tükenmez çilesinin doğurduğu umut ışığı MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ismiyle hayat buldu.
Teşekkürler Anadolu, Teşekkürler Nevşehir, Teşekkürler Ürgüp!…
————————————————————– son ————————————————-
Yararlanılan Kaynaklar;
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ TURİZM FAKÜLTESİ, TURİZM REHBERLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ EDİRNE’DEYDİ…
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi, Turizm Rehberliği Bölümü Öğrencileri, hocaları Öğr. Görv.si Filiz Yüksel ve Öğr. Görv. Hülya Ceylan eşliğinde 16.Mart.2019 tarihinde Sinan ve Selimiye Cami Vakfı (SİSEV) ‘ nın konuğu olarak Edirne’yi, Edirne’nin tarihi eserlerini, tarihi Edirne Belediye Binasındaki Mustafa Kemal Atatürk’ün Edirne ziyaretlerinde kaldığı odasını, yerdeşimiz Mimar Koca Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Cami ve külliyesini gezdi.
YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI (7)
Ürgüp Sucuoğlu Konağı ile “Osmanlı Matbuat ve Çizgi Dünyasında” Zeplin, Uçak, Balon ve İstanbul
3. OSMANLI SON DÖNEMİ YAZILI MATBUATINDA “ÇİZGİLERLE BALON-ZEPLİN-UÇAK”
1909 – 1913 yılları arasında böylesine önemli gelişmeler olurken, 1997 yılında bir araştırma eylemi sırasında, Ürgüp’te tesadüfen karşımıza çıkan iki muhteşem duvar resminin, seneler sonra, tarihe düşülmüş önemli bir not niteliğinde olduğunu gördük. Daha sonra da “konu ile başka çizimler veya resimler var mı?” sorusuna yanıt ararken karşımıza, elbette bu kadar önemli gelişmeleri konu edinmiş ve o devrin matbuatında yayınlanmış bazı kareler çıktı. Gerek güldürmeye, gerek düşündürmeye, gerekse de gelecek için tahminler yürütmeye esas alan bu karelerin bazılarını konumuz ile alakalı olacağını düşünerek, yazımızın son bölümünde paylaşmayı uygun bulduk (Resim.36-45).
4. SONUÇ Osmanlı döneminde Duvar Resimlerini “Geç Dönem Osmanlı Sanatı” olarak nitelendiren Prof. Dr. Rüçhan Arık hocamız;” Yüzyıllarca süren minyatür sanatının yalnızca bir mutlu azınlığın malı olmadığı, Batı etkisiyle anıtsal duvar resmi yapmaya kalkışan halk ressamlarının, âdetâ büyütülmüş minyatürler gibi resim yapmasına yol açacak kadar halkın da malı olduğu, bu resimlerden anlaşılmaktadır” demektedir[1]. Aynı doğrultuda Yrd. Doç. Dr. Seyfi Baskan, kitap resimlerinin (minyatür) Duvar Resimlerine yerini bırakmasını 18. Yüzyılın ikinci yarısından sonrasına tarihler[2]. Ve Duvar resim tekniğinin “Geleneksel Mimari Süsleme tekniği olan Kalem İşi denilen nakış tekniğinden “ bir farkı olmadığını ifade etmektedir ki, şimdiye kadar pratikle elde ettiğimiz kişisel tecrübeler de bu ifadeyi doğrulamaktadır.
Yine yıllar boyu edindiğimiz tecrübeler ve bilgiler ışığında, duvarlara nakşedilen kalemişi resimlerin, sadece süsleme amacı ile değil, aynı zamanda içinde yer aldığı mekânların önem ve kullanım amacını ifade etmek için veya herhangi bir özlemi, dileği veya tarihi bir olayı belgeleme amacı ile yapılmış olduğunu gördük. Bu bağlamda Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, Sucuoğlu Konağının kışlık bölümündeki Baş Odanın duvarlarını karşılıklı olarak süsleyen bu iki kalem işi tablonun, konu itibarı ile yapılma sebebi hakkında iki değişik ihtimal olduğunu aklımıza getirmektedir.
[2] BAŞKAN, Seyfi, Başlangıcından Cumhuriyet Dönemine Kadar Türklerde Resim, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, 2. Baskı 2014, sayfa 173
Ayrıca ev sahibi hakkında da bilgi şu çok önemli bilgileri vermektedir;
YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI (6)
Ürgüp Sucuoğlu Konağı ile “Osmanlı Matbuat ve Çizgi Dünyasında” Zeplin, Uçak, Balon ve İstanbul
Resim 28 Duvar resminden Tunca kıyısındaki Kasır detayı.
Buradaki Roma Sur çiziminin alt ucu, ırmak kenarında, ışıklığı olan bir Kasır (Resim.28) betimlemesi yapılmıştır. Bu görüntü, o dönemi yansıtan bir gravürde yer alan, Tunca Nehri Tavuk Ormanı Sahilinde Hicri 11. Yüzyılda yapılmış olan Kafesli Kasır’ı (Resim.29) anımsatmaktadır.
Dolayısı ile resim boyunca betimlenmiş ırmağın Tunca Nehrini temsil ettiğini biraz daha rahat söyleyebiliriz. Zira manzara üzerine işlenen köprünün 12 gözlü olması, gerçekte peş peşe gelen Tunca (Ekmekçioğlu Ahmet Paşa) (Resim.30) ve Meriç (Sultan Mecit) Köprülerinin her ikisinin de 12 gözlü olmasına rağmen, Tunca nehrinin kente olan yakın olan mesafesi, tahmin önceliğini Tunca Nehri ve üzerindeki köprüye (Resim.31) vermektedir. Kulenin sol yanında iki katlı ve üzerinde belli belirsiz sallanan bayrağı ile resmi kurum olduğu anlaşılan bir bina vardır (Resim.24). Kent kalabalığı içinde yer alan, gerçekte bu büyüklüğü ve önemi temsil eden tek bina 1897-99 yıllarında Vali Vekili Müşir Arif Paşa tarafından yaptırılan ve o gün-bugün Ordu Karargahı olarak kullanılan Tümen Karargâh (Daire-i Müşir)Binası (Resim.32) olmalıdır.
Kulenin sağ hizası yanında duran ve belli belirsiz minareleri, iki küçük, bir büyük kubbesi ile bir cami yer almaktadır. Yivli minaresi, iki yanında birer(aslında ikişer adettir) küçük, ortada bir büyük kubbesi ile bu caminin Üçşerefeli (Yeni) Cami olduğuna dair hiçbir kuşku yoktur. Türk Cami Mimarisi Gelişim silsilesinde ilk defa dört minareli olarak inşa edilen bu caminin buradaki tasvirinde (Resim.33) her ne kadar tek minare gibi gözükse de, hemen arkasındaki belli belirsiz minare karaltıları sanki bu camiyi tamamlıyor gibidir (Resim.34). “Edirne’nin Manzarası” konulu büyük duvar resminin tam da bu kısımda resmin en dikkat çekici iki figürü karşımıza çıkmaktadır. Makedon Kulesi ve Üçşerefeli (Yeni) Cami üzerinde,
gökyüzünde uçan Zeplin görünümlü “Keşşaf Balonu” (Resim.35) ve Uçak (Resim.36) betimlemeleri vardır. Ki Edirne ile Balon -Uçak ilişkisini (Resim.37) anlatan ayrıntılı bilgileri bu makelemizin ilk bölümünde konu etmiştik[1]. Uçak resminin sağ yanında ise daha önce de söz ettiğimiz gibi resmin üzerindeki tek Osmanlıca
[1] ESMER,Mehmet Ali, “YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI – 1.Bölüm” isimli Makale, İŞ’TE NEVŞEHİR, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Dergisi, 2018-Sayı 25, s.53-56
(Küre biçimli balon yerine torpido mermisi biçimli sabit) balondur ve tek sepeti vardır. İki sepetli olan torpido biçimli Balonların, bir sepeti insan taşıyan kabin, diğeri ise güdümlü motoru taşıyan kabin olup, mucidinin ismine ithafen “Zeplin” olarak bilinen hava araçlarıdır. Resmin bütününde, her ne kadar Selimiye Cami tasvirinde olduğu gibi eksik ve kusurlar, Balonun tek sepet yerine çift sepetli betimlemesi olsa da ve bazı yapılar tam yerinde olmasa da, bu manzarayı duvara nakşettiren kişinin Edirne’yi gördüğü ve muhtemelen ilgi duyduğu Havacılık olaylarına da süratle vakıf olduğu ortadadır. Bu arada duvara resimleri yapan Nakkaşın, “Edirne’nin Manzarası” isimli eserini, yaptırandan aldığı tarif ile kendi hayal dünyasını ustalıkla birleştirerek meydana getirdiği, bizim açımızdan kaçınılmaz bir gerçek olsa gerek…
Resim 37 “Edirne’de askeri keşşâf balonunun ilk tecrübe-i suûdiyesi: Balonun sundurmasından ihracıyla is’âdı ameliyâtı” Osmanlıca yayınlanan “Şehbal Dergisi” Sayı .56, sayfa.149 / 1 temmuz 1328 (Rumi) (http://ataturkkitapligi.ibb.gov.tr/yordambt/yordam.php?aTumu=edirne%20%20balon&bolumsanal=008) |
YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI (5)
Ürgüp Sucuoğlu Konağı ile “Osmanlı Matbuat ve Çizgi Dünyasında” Zeplin, Uçak, Balon ve İstanbul
2.b.2. EDİRNE MANZARASI (Resim.17);
Köşk Odanın batı duvarındaki 2. resim kapı ile pencere arasında, yerden 1,66 m. yukarıda ve 3,33 m. uzunluk 1,77 m. yüksekliktedir. Fletolarla çerçevelenmiş dikdörtgen formlu muhteşem bir kalem işi olan resim “Edirne Manzarası” nı konu almıştır..
Resim 17 Kışlık Köşk Odanın Doğu Duvarı yüzeyi, “EDİRNE’NİN MANZARASI” İle UÇAK- (Trachen)BALON resmi. Fot. M.A.Esmer-2018.09.05
şerefeleri ile Selimiye Camisini temsilen yapıldığına kuşku yoktur. Selimiye tasvirinin hemen etrafındaki sivil konutlar, sağ alt köşede çok kubbeli bir arastaya benzer yapı, bunun hemen altında resim boyunca uzayan geniş bir ırmak ve üzerinde 12 gözlü büyük bir köprü bir taş köprü çizimi yer almaktadır. Sağ alt köşe, ırmak üzerindeki Arasta’ya benzeyen yapı (Resim.20), muhtemelen
Eski Caminin güneyinde kalan meşhur Bedesten Çarşısına (Resim.21) atfen çizilmiş olabilir. Irmağın hemen altında yine resim boyunca uzanan Tren Yolu ve üzerinde seyir halinde olduğu belli olan uzunca bir Kara Tren Katarı (Resim.22a, 22b) dikkat çekicidir. Malum, Osmanlı döneminde Edirne, Mimar Kemalettin’e ait Eski Gar (Resim.23) ve CER binaları ile zamanının en stratejik tren yolu hattına sahipti. Bunu uzunca bir kara tren resmi ile vurgulaması ayrı bir özellik arzetmektedir.
Resmin sol kenarında yarı harap olmuş kale bedenleri, bitiminde ise yuvarlak kesitli yüksekçe bir kule resmedilmiştir(Resim.24). Gerçekten de, aynı yerde harap olmuş Roma Dönemi Kale Surlarını (Resim.25) ve bir zamanlar saat kulesi olarak kullanilan Makedon Kulesi (Resim.26) isimli yapıyı, günümüzde bile rahatça görebiliriz (Resim.27).
Resim 20 Duvar resminden Bedesten benzeri yapı detayı
Resim 21 Edirne Bedesten 1940 lı yıllar.
Resim 22a Duvar resminden Kara Tren Katarı detayı
Resim 22b Karaağaç Tren garı Kara Tren Lokomotifi
Resim 23 Mimar Kemalettinn imzalı edirne karağaç tren Gar Binası 1910.
Resim 24 Duvar resminden Makedon Kulesi, dibinde Roma Kale duvar kalıntıları, solunda Daire-i Müşir binası ve havada Keşif Balonu detayı.
Resim 25 Duvar Resminden Roma Kale Kalıntıları Detayı
Resim 26 GünümüzdeMakedon Kulesi ve Roma Kalesi kalıntıları 2015
YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI (4)
Ürgüp Sucuoğlu Konağı ile “Osmanlı Matbuat ve Çizgi Dünyasında” Zeplin, Uçak, Balon ve İstanbul
2.b.1. İSTANBUL MANZARASI (Resim.14);
Köşk Oda doğu duvarında muhteşem detaylara sahip bir “İstanbul-Galata” manzarası durmaktadır. Bu heybetli resim 1,66 m. Yukarıda olup 3,75 m. Uzunluk, 1,80 m. yüksekliktedir.
Bu resimde Galata Kulesi üzerinden tarihi yarımadaya doğru bakış açısı olan manzaranın alt bölüm orta aksında Galata Kulesi resmedilmiştir. Galata Kulesinin sol yanında bugün İstanbul Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Tarih Ve Sanat Merkezi Müzesi olarak kullanılan bina, sağ yanında da meşhur Haliç üzerine kurulmuş Galata Köprüsü görülmektedir. Galata Köprüsünün başında ise yüzyıl önce çekilmiş bir resimde (Resim.16) olduğu gibi sebilvâri bir yapının abartı boyutlarda bir çizimi gözükmektedir. Resmin sol yanında Haliç’in bitip İstanbul Boğazı ortasında Kız Kulesi ve etrafında da (sanki bir çoğu savaş ve işgal günlerini hatırlatan) askeri gemiler ile sair nitelikli gemi çizimleri mevcuttur. Duvar resminin sağ yan bitişiğinde yine Haliç üzerindeki ikinci köprü olan Azapkapı -Unkapanı Köprüsü yer almaktadır. Bu köprünün başlangıcında bulunan cami ise büyük usta Mimar Sinan’ın eseri olan Sokollu Mehmet Paşa Camisinden başkası değildir.
Resmin yatay orta aksında yer alan kısım tarihi yarımada olup üzerinde soldan sağa sırayla; Saray burnu ucunda yükselen Deniz Feneri, üzerinde Topkapı Sarayı ve Adalet Kulesi, Sarayın hemen altında Haliç’e nazır, Topkapı Sarayı’nın dış bahçesinde yer alan Sepeçiler Sahil Köşkü vardır. Köşk, Hassa Başmimarı Kasım Ağa’nın mimarbaşılığı zamanında 1053’te (1643) Sultan İbrâhim’in emriyle inşa edilmiştir. Sağ tarafa doğru devam edildiğinde Topkapı sarayı yanında Ayasofya Camisini, alt kısım Galata Köprüsü ile birleşen ucunda Eminönü Yeni Cami, hemen üzerinde muhtemelen Sultan Ahmet Camisi olduğunu düşündüğümüz yapı ve son olarak da üzerinde Ayyıldızlı bayrağın dalgalandığı Bayezıd (Yangın Gözetleme) Kulesi görülmektedir.
Resim 16 Galata Köprüsü ve Baştarafında sebilvari bir yapının çatısı, (http://semtler.istanbulium.net/search/label/galata)