eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
Uzm.Psk Nergis Özdinç

Uzm.Psk Nergis Özdinç

07 Ekim 2025 Salı

İLİŞKİLERDE ÇATIŞMA YÖNETİMİ

İLİŞKİLERDE ÇATIŞMA YÖNETİMİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çatışma yönetimi, ilişkide ortaya çıkan anlaşmazlıkların, duygusal patlamaların veya fikir ayrılıklarının yıkıcı değil, yapıcı ele alınmasını sağlayan beceriler bütünüdür. Yani mesele çatışmamak değil, çatışma anında nasıl davrandığımızdır.

İlişkilerde çatışma kaçınılmazdır. Çünkü iletişimin olduğu yerde çatışma da vardır. Hatta çatışmanın olmadığı bir ilişkide iletişimin olmadığını düşünürüz. İlişki demek her zaman uyum demek değildir. Önemli olan, farklılıkları nasıl ele aldığımızdır.

Çatışmaları yönetebiliyor olmak hem bireye hem de ilişkiye katkı sağlar. Örneğin, doğru yönetilen çatışmaların sonunda taraflar birlerini daha iyi anlayabilir. Anlaşmazlıkların saldırıya dönüşmeden çözülmesi, taraflar arasında güven sağlar. Sağlıklı çatışabilmek, bastırılmış duyguların birikmesini engeller. Konuşulmayan her çatışma, zamanla kırgınlık olarak birikir. Sağlıklı yönetim bu birikimi önleyicidir. Çatışmalar, duyguları ifade etme, sınırları belirleme ve karşılıklı anlaşma fırsatı sunduğu için iletişimi geliştirir.

Bunları yapabilmek için iletişim becerilerinin geliştirilmesi gerekir. Önceki yazılarımda daha detaylı anlattığım becerileri şu şekilde tekrar özetleyebilirim;

Ben dilini kullanarak, suçlama ve yargılamadan uzaklaşarak duygular ifade edilebilir olduğunda, iletişimde kendi sorumluluğumuzu almış oluruz ve böylece çatışma daha kontrol altına alınabilir.

Aktif dinleme ile karşımızdaki kişiyi gerçekten duyabilir oluruz. Onu duymaya başladığımızda asıl ihtiyacını da görebiliriz. Çatışmaların çoğu zaten ihtiyaçların görünmez olmasından gelmez mi?

Empati ise karşımızdaki kişiyi anlayabilmek için kendimizi onun yerine koyabilmektir. Anlaşılmış, duyulmuş ve görülmüş olmak çatışmaların şiddetini ve yönünü olumlu anlamda değiştirebilir.

Tartışmalarda mola yönetimini kullanarak çatışmalar sağlıksız durumdan daha sağlıklı sürece taşınabilir. Karşılıklı olarak düşünme, soğuma, zihni odaklama için süre istenebilir. Burada sınırsız bir süre değil tam tersine birlikte belirlenmiş net bir süreden bahsediliyor.

Diğer bir yöntem ise, kazan-kazan yaklaşımı ile ortak çözüm üretebilmektir. Bu, her iki tarafı memnun edecek bir adım atmakla, orta noktada buluşabilmekle mümkün olabilir. Çatışmanın sonunda iki tarafın da kendini kazanmış hissetmesi önemli. Aksi halde bir tarafta duygular bastırılır ve patlama için başka bir çatışma beklenebilir.

Çatışmadan korkulmamalı. Hatta çatışmadan kaçmak ilişkiyi zayıflatır, yönetebilmek ise güçlendirir. Elbette öncesinde iletişim becerilerimizin güçlenmesi gerekir. İletişim becerileri sağlıklı olduğunda çatışma da sağlıklı yönetilebilir olur. İşte bu nedenle hepimizin en temelinde ben dilini kullanmayı, aktif dileyebilmeyi, empati kurabilmeyi ve açık iletişimi öğrenmesi gerekli.

Devamını Oku

İLİŞKİLERDE BEN DİLİ

İLİŞKİLERDE BEN DİLİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İletişimin pek çok yolu olsa da dilimizi kullanmak yani sözel iletişim, ilişkilerde kritik bir rol oynar. Beden dili ve ses tonu gibi iletişim unsurlarının yanında sözcükleri sağlıklı kullanabilmek iletişimin yönünü değiştirir.

Sözel iletişimde dili nasıl kullandığımız, duyguları ifade etmek ve anlaşılır olmak için önemlidir. Mimikler ipucu verebilir ama ne hissettiğimizi net olarak anlatamaz. Sessizlik anlamlar taşır ancak niyetimizi açıkça gösteremez. Duyguların dili vardır ama anlaşılmak için kelimelere ihtiyaç hissederiz. Beden dili yoruma açıktır ama sözel iletişim belirsizlikleri netleştirir. Yanlış anlamaları açıklığa kavuşturduğu için ilişkilerde netlik ve güven sağlar.

İletişimde sözcükleri nasıl kullandığımız önemli bir detaydır. Açık olmak, netlik kazanmak için kullanılan sözcükler bazen iletişim engeli olabilir. İlişkilerde “Ben Dili”, sözlü iletişimin sağlıklı, yapıcı ve empatik şekilde olabilmesi için kullanılır.

“Ben Dili”, kişinin kendi duygu, düşünce ve ihtiyaçlarını ifade ederken, karşısındaki kişiyi suçlamadan ve yargılamadan konuştuğu bir iletişim biçimidir. Örneğin, “Sen hep geç kalıyorsun zaten,” cümlesi suçlayıcı bir dildir. Oysaki ben dili kullanarak, “Geç kaldığında endişeleniyorum ve kendimi değersiz hissediyorum,” şeklinde duygu ve düşüncelerimizi ifade edebiliriz.

İlişkilerde suçlayıcı sen dilini sıklıkla kullandığımızda, karşımızdaki kişi kendini sürekli savunma ihtiyacında hissedebilir. Dolayısıyla böyle bir iletişimde bizim ne hissettiğimiz geri planda kalabilir ve günün sonunda kendimizi anlaşılmamış hissedebiliriz.

Ben dilini kullanmak önemlidir. Çünkü suçlama ve savunma döngüsünü kırar. Ben dili kullanmak daha açık ve işbirlikçi bir iletişim ortamı yaratır. Ben dili aynı zamanda kişisel sorumluluk almayı da sağlar. Bu sayede kişi kendi duygusunu sahiplenir ve bu içgörü kazandırır. Ben dili ile yumuşak ama net ifade edilen duygular, karşılıklı empatiyi destekleyerek duygusal yakınlığı güçlendirir. Suçlama ve yargılamanın olmadığı bir iletişim, güven ortamı oluşturur.

Ben dilini dönüştürmek başta bizi zorlayabilir ancak kullanmaya başladığımızda nelerin değiştiğini görmek motive edecektir. Örneğin; “Sen beni hiç dinlemiyorsun,” cümlesinin ben dili, “Duyulmamış hissettiğimde üzülüyorum,” veya “Sen çok bencilsin,” yerine, “İhtiyaçlarım görülmediğinde kendimi yalnız ve çaresiz hissediyorum,” gibi bir cümleyle kendimizi daha sağlıklı ifade edebiliriz. Böylece kendimizi anlatmak yeni bir kavga sebebi olmaz. Aksine kendimizi ifade edebildiğimiz ve anlaşıldığımız için daha iyi hissedebiliriz.

Kısacası, ilişkilerde ben dilini kullanmak, karşındakini değil kendini anlatmaktır. Savunmaya değil anlayışa davet eder.

Devamını Oku

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsan, kendini gerçekleştirme potansiyeli olan bir varlıktır. Maslow’un teorisine göre; kendini gerçekleştiren insan, kendi potansiyelinin farkında olan ve bu potansiyelini kullanabilen insan demektir. İnsanda bu tepe noktaya gelmeden önce temel bazı ihtiyaçların karşılanmış olması gerekir. Fizyolojik, güvenlik, ait olma ve sevgi ihtiyacı ile değer görme ihtiyacı tamamlandığında ancak kendini gerçekleştiren insan olabiliriz.

Bu ihtiyaçlar karşılanmadan kendini gerçekleştiren insandan bahsetmek zordur. Sadece “mış” gibi olabilir. Gerçek anlamda kendini gerçekleştirmiş insan olabilmek için ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidindeki her basamağı tamamlayarak ilerlenmelidir. Aksi halde bu sadece bir taklit ve kopyalama olacaktır. Bu durum olmak istediğimiz, varmak istediğimiz yere ulaşmamıza engeldir.

İhtiyaçlar piramidi basamaklarından ilki ve en temeli elbette nefes alabilme, yeme, içme, cinsellik gibi temel fizyolojik ihtiyaçların karşılanabilmesine yöneliktir. Bu ihtiyaçların karşılanmasının ardından ikinci sırada güvenlik ihtiyacı ortaya çıkar. Burada beden güvenliği, maddi kaynakların korunması gibi ihtiyaçlarımız oluşur. Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanması ile ait olma ve sevgi ihtiyacımızı karşılayacak ilişkiler kurmaya gayret ederiz. Arkadaşlık, romantik ilişkiler ve aile dinamikleri ile bu ihtiyaçlarımız karşılanabilir. Bu alandaki ihtiyacın sağlıklı karşılanması ile bir üst aşama olan değer ihtiyacı basamağına geçeriz. Bu basamakta prestij, başarı, statü ve roller gibi alanlar ile değerli olmayı deneyimleme ihtiyacımız oluşur. Herkesin değer görmek istediği alanlar farklılıklar gösterse de temel değer ihtiyacı sonradan edinilen statülerle karşılanamayacak düzeyde olabilir. O zaman bir önceki basamak olan ait olma ve sevgi görme aşamasına tekrar bakmak gerekir.

Tüm bu ihtiyaçlarımızın atlanmadan karşılanması sonucunda, kendimizi değerli hisseder ve kendini gerçekleştirme aşaması için depolarımızı doldurmuş oluruz. Örneğin, üçüncü basamaktaki ait olma ve sevgi ihtiyacını karşılayamayan biri, bir üst basamak olan kendini değerli hissetme basamağını tamamlamakta zorlanabilir. Kendini değerli hissetme ihtiyacını dışsal faktörlere bağlama eğilimi gösterebilir. Para, hediye, ilgi gibi dışsal faktörlerle kendini değerli hissetmek geçicidir.

Kendini gerçekleştiren insanı rol model almak, sizi kendini gerçekleştiren bir insan yapmaz. Aksine neden bu rol modele ihtiyaç hissediyorum diye düşündüğünüzde, kendinize vereceğiniz cevap hangi ihtiyaç basamağında takılıp kaldığınızla ilgili size yol gösterecektir.

Kendini gerçekleştiren insanların özelliklerini özetlersek; kendilerini çok iyi tanırlar ve kendileri ile barışıktırlar. Bağımsız olmayı severler. Yalnız kalmaktan ve olumsuz durumlardan korkmazlar. Az ve öz ilişkiler kurmayı tercih ederler. Problemlerle baş edebileceğine dair inançları güçlüdür.  Her koşulda umut etmeyi tercih ederler. Esnek ve yaratıcıdırlar. Farklılıklara saygılıdırlar. Kimseyi değiştirme çabasına girmez, insanları olduğu gibi kabul edip ona göre hareket ederler. Kendilerini her koşulda değerli hissedebilirler. Yeni deneyimler onları korkutmaz çünkü kendilerine güvenleri tamdır. Mizahı hayatlarında aktif kullanırlar. Birilerini taklit etmez genelde taklit edilen insan olurlar. Başkaları ile ilgilenmekten çok kendilerini geliştirmek için zaman harcarlar.

Maslow’un piramidindeki basamakları tamamlayarak en yüksek mertebe olan kendini gerçekleştiren insan olmak yazıldığı gibi kolay değil elbette. Ama imkânsız da değil. Şu an hangi basamaktaki ihtiyaçlarınızı karşılamak için çabaladığınızı fark etmek, bu yolda ilerlemenize yardımcı olacaktır.

Devamını Oku

KENDİNE İYİ BAK!

KENDİNE İYİ BAK!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugüne kadar sana hep “Kendine iyi bak,” dediler değil mi? Peki sen kendine nasıl iyi bakacağını biliyor musun? Kendini tanımadan, özünü bilmeden kendine yardım edebilir misin?

Kendine iyi bakmak için öz farkındalık gerekir. Özünü fark etmek, kendini tanımak aynı zamanda yüzleşme gerektirdiği için insanı zorlar. Bu yüzdendir ki kendimizi tanımaktan kaçar görünürüz.

Öz farkındalık, duygu, düşünce, davranış ve ihtiyaçlarımızın farkında olmaktır. Yani “Ben ne hissediyorum, neden böyle davranıyorum, hangi ihtiyaçlarımı gidermeye çalışıyorum?” gibi sorulara içtenlikle cevap verebilme becerisidir.

Bu beceri, kendimizle dürüst bir ilişki kurmayı ve yaşamdaki seçimlerimizi daha bilinçli yapmayı sağlar. Öz farkındalık, sadece iç dünyamızı bilmek değil, aynı zamanda kendi davranışlarımızın başkaları üzerindeki etkisini de fark edebilir olmaktır. Dolayısıyla hem içsel hem de dışsal farkındalık boyutlarını içerir.

Başkaları ile ilişki kurmak için çabalarken, maalesef kendimizle ilişki kurmayı gözden kaçırıyoruz. Hatta bunu küçümsüyoruz. Oysaki ilişki kurma önce kendimizden başladığında diğerleri ile olan ilişkilerimiz daha sağlıklı yapılanır.

Öz farkındalık doğuştan gelen sabit bir özellik değil, geliştirilebilen bir beceridir. Bunun için birkaç öneri sıralanabilir;

Duygularını İzlemek: Gün içinde hissettiğiniz duyguları odaklanıp bunları adlandırmak farkındalık kazandıracaktır. Şu an gerginim, kıskançlık hissediyorum gibi cümlelerle duygularınız hakkında konuşabilir veya yazabilirsiniz.

Günlük Tutmak: Düzenli olarak duygu, düşünce ve yaşantıları yazmak, görünür olmayan noktalara ışık tutabilir.

Bilinçli Farkındalık – Mindfulness Pratikleri: Anda kalmak, duygu ve düşünceleri yargılamadan gözlemliyor olmak öz farkındalığı güçlendirir.

Geri Bildirim: Yakın çevreden yapıcı geri bildirim isteyebilirsiniz. Bu sayede kendinizi başkalarının gözünden görme fırsatı yakalarsınız.

Psikoterapi veya Öz Yardım Çalışmaları: Öz farkındalık geliştirmek için uzman desteği alabilirsiniz. Öz Terapi kitapları ve programları kendinizi tanıma yolculuğunda size rehberlik edebilir.

Kendi Kendine Soru: “Neden böyle hissediyorum?”, “Bu davranışımın arkasında hangi ihtiyacım var?”, “Başkaları üzerinde nasıl etki bırakıyorum?” gibi sorulara vereceğiniz cevaplar farkındalık kasınızı güçlendirecektir.

Kendimizi tanımadan hayatı anlamakta zorlanabiliriz. Öz farkındalık, hayat yolculuğunun ilk adımıdır.  Kendini tanıma cesareti aynı zamanda kişiye özgürlük kazandırır. Bu, başkalarına göre değil kendine göre yaşama özgürlüğüdür.

Devamını Oku

OKUL DİYALOGLARI BAŞLADI!

OKUL DİYALOGLARI BAŞLADI!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Okulların açılması ile, çocuklarla yapılan sohbetlerin içeriği de değişmeye başlıyor. Çocuklarınızın okulda geçirdikleri zaman diliminde neler yaptıkları hakkında bilgi sahibi olmak istemeniz çok normal. Bu isteğin kaynağı bazen merak, bazen de endişe olabilir.

Çocuklarla o günü nasıl geçirdikleri hakkında konuşmak elbette çok kıymetli. Ancak bu sohbetlerin hangi zaman diliminde, hangi mekânda yapıldığı kadar hangi sorularla bilgi almaya çalıştığımız da çok önemli. 

İletişim kurarken açık uçlu sorular sormayı tercih etmeniz iletişimi sürdürme adına önemli bir detay. “Bugün okul nasıldı?” veya “Bugün okulda ne yaptın?” gibi kapalı uçlu sorulara verilen cevaplar genelde; iyiydi, kötüydü, oynadım, bir şey yapmadım şeklinde olacak ve muhtemelen sizi tatmin etmeyecektir. Bu sohbetin sonunda ise, “Çocuğum okul hakkında hiçbir şey anlatmıyor” düşüncesi sizi endişelendirebilir.  Oysaki çocukların yaş dönemine göre “Bugün bir renk olsaydı hangi renk olurdu?”, “Bugün seni en çok ne mutlu etti?”, “Bugün en çok neye şaşırdın?”, “Bugünü puanlayacak olsan 1-5 arası kaç puan verirdin? Neden?” gibi açık uçlu sorular sormak iletişimi sürdürmede daha destekleyici olacaktır. Böylece okul hakkında konuşmak sorgulanıyormuş hissi yaratmayacak ve bu sohbetten daha çok keyif alacaklardır.

Bu soruları ne zaman ve nerede sorduğumuz, aldığımız cevaplarda farklılıklara neden olabilir.  Okuldan çıktığı gibi bahçe kapısında ya da eve girdiği gibi çantasını çıkartırken sorduğunuz sorulara verilen cevaplar sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu nedenle iletişimi başlatmadan önce, çocuğunuzun biraz dinlenmesine ve odağının başka bir alanda olmamasına dikkat edilmesi daha verimli bir iletişim kurulmasını sağlayacaktır.

Çocuklarla sohbet ederken, o anda tüm ilginizin onda olduğuna dair tepkiler vermeniz önemli. Çocuklar dinlenilmediklerini hissettiklerinde tekrar anlatmak istemeyebilirler.  Bu nedenle göz teması kurarak ve bazı sözel geri bildirimler vererek onu dinlediğinizi gösteren davranışlarla odağınızın onda olduğuna dair ipuçları verebilirsiniz. 

Konuşma sonunda suçlanmış, yargılanmış ve anlaşılmamış hisseden çocuklar, okul konusunda tekrar sohbet etmek istemeyebilir. Dinledikten sonra, gerekiyorsa çocuğunuza öneriler vermek kendisini daha anlaşılmış ve desteklenmiş hissettirecektir. Konu ne olursa olsun kendisini anlaşılmış hisseden çocuk ile daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz. 

Yeni eğitim öğretim döneminde çocuğunuzla keyifli sohbetler dilerim.

Devamını Oku
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler