eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
Uzm.Psk Nergis Özdinç

Uzm.Psk Nergis Özdinç

16 Eylül 2025 Salı

KENDİNE İYİ BAK!

KENDİNE İYİ BAK!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugüne kadar sana hep “Kendine iyi bak,” dediler değil mi? Peki sen kendine nasıl iyi bakacağını biliyor musun? Kendini tanımadan, özünü bilmeden kendine yardım edebilir misin?

Kendine iyi bakmak için öz farkındalık gerekir. Özünü fark etmek, kendini tanımak aynı zamanda yüzleşme gerektirdiği için insanı zorlar. Bu yüzdendir ki kendimizi tanımaktan kaçar görünürüz.

Öz farkındalık, duygu, düşünce, davranış ve ihtiyaçlarımızın farkında olmaktır. Yani “Ben ne hissediyorum, neden böyle davranıyorum, hangi ihtiyaçlarımı gidermeye çalışıyorum?” gibi sorulara içtenlikle cevap verebilme becerisidir.

Bu beceri, kendimizle dürüst bir ilişki kurmayı ve yaşamdaki seçimlerimizi daha bilinçli yapmayı sağlar. Öz farkındalık, sadece iç dünyamızı bilmek değil, aynı zamanda kendi davranışlarımızın başkaları üzerindeki etkisini de fark edebilir olmaktır. Dolayısıyla hem içsel hem de dışsal farkındalık boyutlarını içerir.

Başkaları ile ilişki kurmak için çabalarken, maalesef kendimizle ilişki kurmayı gözden kaçırıyoruz. Hatta bunu küçümsüyoruz. Oysaki ilişki kurma önce kendimizden başladığında diğerleri ile olan ilişkilerimiz daha sağlıklı yapılanır.

Öz farkındalık doğuştan gelen sabit bir özellik değil, geliştirilebilen bir beceridir. Bunun için birkaç öneri sıralanabilir;

Duygularını İzlemek: Gün içinde hissettiğiniz duyguları odaklanıp bunları adlandırmak farkındalık kazandıracaktır. Şu an gerginim, kıskançlık hissediyorum gibi cümlelerle duygularınız hakkında konuşabilir veya yazabilirsiniz.

Günlük Tutmak: Düzenli olarak duygu, düşünce ve yaşantıları yazmak, görünür olmayan noktalara ışık tutabilir.

Bilinçli Farkındalık – Mindfulness Pratikleri: Anda kalmak, duygu ve düşünceleri yargılamadan gözlemliyor olmak öz farkındalığı güçlendirir.

Geri Bildirim: Yakın çevreden yapıcı geri bildirim isteyebilirsiniz. Bu sayede kendinizi başkalarının gözünden görme fırsatı yakalarsınız.

Psikoterapi veya Öz Yardım Çalışmaları: Öz farkındalık geliştirmek için uzman desteği alabilirsiniz. Öz Terapi kitapları ve programları kendinizi tanıma yolculuğunda size rehberlik edebilir.

Kendi Kendine Soru: “Neden böyle hissediyorum?”, “Bu davranışımın arkasında hangi ihtiyacım var?”, “Başkaları üzerinde nasıl etki bırakıyorum?” gibi sorulara vereceğiniz cevaplar farkındalık kasınızı güçlendirecektir.

Kendimizi tanımadan hayatı anlamakta zorlanabiliriz. Öz farkındalık, hayat yolculuğunun ilk adımıdır.  Kendini tanıma cesareti aynı zamanda kişiye özgürlük kazandırır. Bu, başkalarına göre değil kendine göre yaşama özgürlüğüdür.

Devamını Oku

OKUL DİYALOGLARI BAŞLADI!

OKUL DİYALOGLARI BAŞLADI!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Okulların açılması ile, çocuklarla yapılan sohbetlerin içeriği de değişmeye başlıyor. Çocuklarınızın okulda geçirdikleri zaman diliminde neler yaptıkları hakkında bilgi sahibi olmak istemeniz çok normal. Bu isteğin kaynağı bazen merak, bazen de endişe olabilir.

Çocuklarla o günü nasıl geçirdikleri hakkında konuşmak elbette çok kıymetli. Ancak bu sohbetlerin hangi zaman diliminde, hangi mekânda yapıldığı kadar hangi sorularla bilgi almaya çalıştığımız da çok önemli. 

İletişim kurarken açık uçlu sorular sormayı tercih etmeniz iletişimi sürdürme adına önemli bir detay. “Bugün okul nasıldı?” veya “Bugün okulda ne yaptın?” gibi kapalı uçlu sorulara verilen cevaplar genelde; iyiydi, kötüydü, oynadım, bir şey yapmadım şeklinde olacak ve muhtemelen sizi tatmin etmeyecektir. Bu sohbetin sonunda ise, “Çocuğum okul hakkında hiçbir şey anlatmıyor” düşüncesi sizi endişelendirebilir.  Oysaki çocukların yaş dönemine göre “Bugün bir renk olsaydı hangi renk olurdu?”, “Bugün seni en çok ne mutlu etti?”, “Bugün en çok neye şaşırdın?”, “Bugünü puanlayacak olsan 1-5 arası kaç puan verirdin? Neden?” gibi açık uçlu sorular sormak iletişimi sürdürmede daha destekleyici olacaktır. Böylece okul hakkında konuşmak sorgulanıyormuş hissi yaratmayacak ve bu sohbetten daha çok keyif alacaklardır.

Bu soruları ne zaman ve nerede sorduğumuz, aldığımız cevaplarda farklılıklara neden olabilir.  Okuldan çıktığı gibi bahçe kapısında ya da eve girdiği gibi çantasını çıkartırken sorduğunuz sorulara verilen cevaplar sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu nedenle iletişimi başlatmadan önce, çocuğunuzun biraz dinlenmesine ve odağının başka bir alanda olmamasına dikkat edilmesi daha verimli bir iletişim kurulmasını sağlayacaktır.

Çocuklarla sohbet ederken, o anda tüm ilginizin onda olduğuna dair tepkiler vermeniz önemli. Çocuklar dinlenilmediklerini hissettiklerinde tekrar anlatmak istemeyebilirler.  Bu nedenle göz teması kurarak ve bazı sözel geri bildirimler vererek onu dinlediğinizi gösteren davranışlarla odağınızın onda olduğuna dair ipuçları verebilirsiniz. 

Konuşma sonunda suçlanmış, yargılanmış ve anlaşılmamış hisseden çocuklar, okul konusunda tekrar sohbet etmek istemeyebilir. Dinledikten sonra, gerekiyorsa çocuğunuza öneriler vermek kendisini daha anlaşılmış ve desteklenmiş hissettirecektir. Konu ne olursa olsun kendisini anlaşılmış hisseden çocuk ile daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz. 

Yeni eğitim öğretim döneminde çocuğunuzla keyifli sohbetler dilerim.

Devamını Oku

OKULA PSİKOLOJİK HAZIRLIK

OKULA PSİKOLOJİK HAZIRLIK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uzun süren yaz tatilinin ardından yeni bir döneme başlıyor olmak, beraberinde bu sürece uyum sağlamayı da getiriyor. Okulların açılması ile yeni bir düzen kurmak hem ebeveynler hem de çocuklar için bir ihtiyaç.

Çocukların tatilde değişen uyku, beslenme, ekran kullanımı gibi alışkanlıklarını, okulların açılması ile yeniden düzenleme ihtiyacı hissedilecektir. Günlük rutinlerin yeniden düzenlenmesi her yaş grubu çocuğu ve ebeveyni farklı şekillerde etkileyebilmektedir. Bu sürece daha kolay uyum sağlayabilmek için tekrar rutin oluşturabilmek ve bu rutinlere ailece uyabilmek çok önemlidir. Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;

Tatil sonrası eski düzeninize dönme konusunda net ve istikrarlı olmanız önemli. Özellikle uyku ve uyanma saatlerindeki yeniden yapılandırmayı okulların açılmasına yakın bir tarihe bırakmamaya özen gösterin. Uyku ve beslenme öğünü saat alışkanlıklarını yeniden oluşturmak biraz zamana alabilir.

Okul malzemelerini hazırlama sürecinde öğrenciyi dâhil etmek, okulla ilgili sorumluluk bilincine katkı sağlarken aynı zamanda yeni döneme uyumunu da destekleyecektir. Yaşına göre kitaplarını etiketleme, kırtasiyeden eksiklerini tamamlama gibi farklı alanlarda öğrenciler sürece dâhil edilebilir.

Okulun başlaması ile yapılacak kısıtlamaları son güne bırakmamaya özen gösterin. Söz konusu kısıtlamaların, okullar açılmadan birkaç hafta öncesinden kademeli olarak yapılması önerilir. Örneğin teknoloji kullanımı günde 5 saat olan bir öğrencinin yavaş yavaş günlük kullanım süresi günde bir saate çekilebilir. Aksi halde son gün okulların açılması ile getirilen kısıtlamalar okula karşı olumsuz algı oluşturabilir.

Her konuda olduğu gibi yaz tatil sürecini değerlendirirken kıyaslamalardan uzak durmakta fayda var. Arkadaşlarının bitirdiği kitap sayısı ve benzeri alanlarda kıyaslama yapmak yerine öğrencinin kendi hızını ve gelişimi birlikte değerlendirebilirsiniz. Örneğin “Tatilin sence verimli geçti mi?”, “Kitap okuma alışkanlığın hakkında ne düşünüyorsun?” gibi yaşına uygun sorularla yargılamadan uzak, önce kendisinin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat tanınmalıdır.

Son olarak ebeveynlerin yeni dönemle ilgili kullandıkları dil ve konuşma içerikleri çocukları olumu ya da olumsuz etkileyecektir. Yeni dönemin başlaması ve beraberinde gelen zorluklardan bahseden konuşmaların sık duyulması çocukların da bu duyguları yansıtmalarına neden olabilir. Çocuklarla okula dönüş hakkında konuşmanız ve duygularını anlıyor olmanız okula uyum ve motivasyon süreci için size destek olacaktır.

Öğrencilerin yeni okul dönemi ile ilgili stres ve kaygı duymaları makul düzeyde normaldir. İlk bir hafta zorlanmaları da kabul edilebilir. Olumlu ebeveyn tutumları ve öğretmen iş birliğine rağmen okula gitmek istememe ve karın ağrısı gibi farklı bedensel şikayetler iki aydan fazla süre devam ediyor ise destek almaktan çekinmeyin. Tüm öğrenci ve ebeveynlere keyifli ve sağlıklı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.

Devamını Oku

GELECEK İÇİN BUGÜNDEN GÜÇLEN

GELECEK İÇİN BUGÜNDEN GÜÇLEN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uzm. Psk. Nergis ÖZDİNÇ

Güç kavramı herkes için farklı anamlar taşıyabilir. Burada fiziksel güçten ziyade psikolojik açıdan güçlü olmaktan bahsedeceğiz. Psikolojik olarak güçlenmeye neden ihtiyacımız var?

Psikolojik açıdan güçlenmek, zorluklarla başa çıkabilmek, duyguları düzenleyebilmek, kendimizle ve çevremizle sağlıklı ilişkiler kurabilmek, esnek ve anlam odaklı bir yaşam sürdürebilmek demektir.

Geçmişte ve şimdiki zamanda hayatımızı etkileyen olumsuz durumlar hep oldu. Gelecekte de olmaya devam edecek. Hayatta kaldığımız sürece başa çıkmak zorunda kaldığımız durumlarla karşı karşıya kalacağız.

Bazen benzer olayların tekrar ettiğine tanık olacağız. Geçmişte o durumla nasıl baş ettiğimizi hatırlayacak ve ona göre bir yol alacağız. Çünkü geçmiş deneyim bizi güçlendirmiş olacak. Bazen de hiç tanıdık olmayan bir durumla mücadele ederken bulacağız kendimizi. Elbette zorlanacağız. Ancak psikolojik açıdan güçlendiğimizde bu bizi yıkamayacak. Evet belki sarsacak ama rotamızı yeniden oluşturup yolumuza devam edebileceğiz.

Geçmişte üstesinden geldiğin bir durumu düşün. Hangi güçlü yönlerin sayesinde bunun üstesinden gelebildiğini anımsa. Hepimiz küçük ya da büyük bizi zorlayan durumlardan geçmişizdir. O gün sizi güçlü tutan hangi kaynaklara sahiptin. Bu kaynaklarını hatırla. Aile ve sosyal çevre dış kaynaklarımızdır. İç kaynaklarımız bizi hayata bağlayan, zor zamanlarda ayağa kaldıran görünmez güçlerdir.

Öz farkındalık yani duygularımızı ve kendimizi tanıyor olmak en önemli içsel kaynaklarımızdan biridir. Öz şefkat, hatalar karşısında kendine gösterdiğin anlayıştır. Benlik algısı, değerini biliyor olmaktır. Bunlar seni güçlendirecek temel içsel kaynaklar diyebiliriz. Elbette sadece bunlar değil; Umut etmek, geleceğe dair olumlu beklentileri koruyabilmek demektir. İyimserlik, sabır, azim ve kararlılık, değerler, hayal gücü, mizah duygusu, merak ve vicdan içsel kaynaklarımızdandır.

Geçmişte ve şimdiki zamanda bizi güçlendiren kaynaklarımızı geleceğe taşıyabiliriz. Hatta onlara yenilerini ekleyerek kendimizi duygusal ve bilişsel olarak daha da güçlendirebiliriz.

Kendinizi gelecekte güçlü biri olarak hayal edin. Bugünkü sizden farklı olan kaynakları neler? Bu kaynakları bugünden nasıl ortaya çıkartabilirim? Gelecekteki güçlü benin şu anki benden farkı ne? Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sizi içsel kaynaklarınıza götürecek. Unutma, yarınki güçlü seni bugünkü farkındalığın oluşturacak.

Devamını Oku

BENİ DUYUYOR MU?

BENİ DUYUYOR MU?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlişkilerde iletişimin önemini bir önceki yazımda vurgulamıştım. Şimdi bu yazıda biraz detaylara ineceğiz. Aktif dinleme, iletişimde en temel unsurlardan biridir ve ilişkilerin derinleşmesini sağlar.

Aktif dinleme, yalnızca sessiz bir şekilde karşınızdakini dinlemekten çok daha fazlasıdır. Sadece dinlemek değil, anlamaya çalışarak, odaklanarak, empatiyle dinlemektir. Bu dinleyiş biçiminde, karşınızdaki kişinin söylediklerine zihinsel ve duygusal açıdan gerçekten orada olarak katılmak anlamına gelir. Aktif dinleme becerisinin ilişkiye katkısı tahmin edilenden fazladır.

İletişimde aktif dinlemenin olması, ilişkilerde güven artışını destekler. Dinlendiğini hisseden kişi kendini daha güvende hissedecektir. Aynı zamanda çatışma ve anlaşmazlıkları da azaltır. İlişkilerde, beni anlıyor hissi duygusal bağı güçlendirir. İletişimde olumlu geribildirim sağlandığında devamı için de çaba gösterilir ve sağlıklı ilişkiler kurmanın yolu açılmış olur.

Aktif dinleme becerisini geliştirmek için dikkat edilecek birkaç unsurdan bahsedebilirim. Öncelikle göz teması kurmak gibi bedensel dikkatin orada olduğunu göstermek ilk adım olabilir. Dinlerken başını sallamak, bedenini karşındaki kişiye döndürmek, buradayım ve seni dinliyorum demenin başlangıcıdır. Dinlerken telefona veya televizyona bakmanız buna katkı sunmayacaktır.

Konuşurken karşınızdaki kişinin sözünü bitirmesini beklemek, kendi vereceğiniz cevaba odaklanmak yerine “ne diyor ne anlatıyor” diyebilmek, sizi aktif dinleyici rolüne sokar. Tavsiye vermeden önce karşınızdaki kişinin duygusuna odaklanmak, onun duygusuna eşlik edebilmek, empatik tepkiler vermenizi sağlayacak. “Bunda üzülecek ne var.” gibi duyguyu yok saymak yerine, “Bu seni gerçekten üzmüş.” diyebilmek için empati yapabilmek gerekir.

Yansıtma cümleleriyle, karşınızdaki kişiyi gerçekten anladığınıza ilişkin geri bildirimlerde bulunabilirsiniz. Gerçekten orada olup, onu aktif dinlediğinizde “Yani diyorsun ki bu durum seni değersiz hissettirdi.” gibi cümleler kolaylıkla kurulabilir olur.

Bunlara ek olarak, söylenenlerin altındaki gerçek ihtiyacı anlayabilir olmak aktif dinlemenin bir sonucudur. Öfke duygusunun altında aslında ilgi ihtiyacı olabilir veya sitemin içinde duyulmama hissi gözlenebilir. Aktif dinleme becerisi bunları ayırt etmeye yardımcı olur.

İlişkilerde yaşanan pek çok sorun iletişim temellidir. Biri kendini duyulmamış hissettiğinde, güven, değer gibi unsurlar sorgulanmaya başlar. İlişkilerin sürdürülebilir olmasının altında anlaşılıyor olmak çok kıymetli. Dinliyormuş gibi yapmak yerine gerçekten duymak, ilişkiyi güçlendirecektir. İletişim için sadece konuşmak yeterli değildir.

Devamını Oku
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler