evden eve nakliyat
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18400120,38%
Edirne
27°

AÇIK

05:01

İMSAK'A KALAN SÜRE

Nuri Böcekbakan

Nuri Böcekbakan

06 Eylül 2024 Cuma

CUMA NAMAZI VE ÖNEMİ

CUMA NAMAZI VE ÖNEMİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıymetli Okurlarım!

En kalbi duygularımla hasretle, özlemle, muhabbetle sizleri selamlıyorum. Cumanız Mübarek olsun.

Yüce Rabbimiz Cuma suresinde: 

 “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır”[1] buyurmakta, farz olan Cuma namazının, dünyalık elde etmekten daha kazançlı daha hayırlı ve faydalı olduğunu, devam eden ayette de Allah’a karşı kulluk vazifesi yerine getirildikten sonra günlük hayattaki işlerin yapılabileceğini, her şeyin sahibi olan Allah’ın kulları için yarattığı nimetleri elde etmek için çalışılabileceğini bildirmektedir.

Yüce Rabbimiz, mü’minlerin duygu ve düşüncelerinde, söz ve fiillerinde dünya ve ahiret dengesini oluşturmalarını, her iki hayat için de çalışılmalarını ister. Dünya hayatı, ebedî âlemdeki hayata göre çok kısadır; kul bunu unutup dünya ebedî imiş gibi kendini ona vermemeli, dünyasını âhireti için değerlendirmelidir:

 “Allah’ın sana verdiğinden(O’nun yolunda harcayarak)ahiret yurdunu ara. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.” Kasas:28/77

Dünyalık hiçbir iş ve uğraş Cuma namazını kılmamaya mazeret olamaz. Hiçbir maddi kazanç Cuma namazını kaçırma sebebiyle oluşan büyük kaybı telafi edemez.

Cuma Kavramı

            Cuma, İslâmiyet’te büyük değer verilen haftalık toplu ibadetin yapıldığı gün ve o gün ifa edilen ibadetin (namazın) adıdır.

Cuma Gününün Kısaca Tarihçesi

İslâm’dan önce haftanın altıncı gününe arûbe denirdi. Bu günün Cuma adını alması bilhassa toplantı günü olmasından kaynaklanmaktadır.

 Hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre Cuma, haftalık ibadet günü olarak daha önce Yahudi ve Hıristiyanlar için tayin ve takdir edilmiş, fakat onlar bu konuda ayrılığa düşerek Yahudiler cumartesiyi, Hıristiyanlar pazarı haftalık toplantı ve ibadet günü olarak benimsemişler, Allah da Cuma gününü Müslümanlara nasip etmiş, onları bu konuda hakka ulaşmaya muvaffak kılmıştır. Böylece İslâm’da haftalık toplu ibadet günü olarak Cuma günü seçilmiş, bu günün bir bayram olduğu birçok rivayette açıkça belirtilmiştir.

Hz. Peygamber(sas) Cuma namazını ilk defa hicret esnasında Medine yakınlarında, Salim b. Avf yurdundaki Ranuna Vadisi’nde kıldırmıştır.

Cuma Gününün Anlam ve Önemi

Değerli okurlarım !

Cuma günü sahip olduğu özelliklerden dolayı gerek fert gerekse toplum olarak Müslümanlar açısından büyük önem taşır.

Cuma, Müslümanları bir araya getiren bir gündür. Bu gün Müslümanların kendilerini ilgilendiren konularda istişarelerde bulundukları, kaynaşıp birliktelik ruhu kazandıkları mübarek bir gündür.

 Bu mübarek günde Hz. Âdem’in cüzleri bir araya getirilmiştir.(Hz. Âdem yaratılmıştır.)

Bu gün Hz. Âdem ve Hz. Havva yeryüzünde buluşmuştur.

Cuma, hayır ve bereketleri kendinde toplayan gündür.

Kendisinde güneşin doğduğu en hayırlı gün cumadır.

Kıyamet Cuma günü kopacaktır.

Nitekim Rasulullah Efendimiz(sas) bir hadislerinde Cuma gününün ehemmiyetiyle ilgili

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı. ”[2]

Cuma Namazı Öncesi Hazırlıklar

Cuma günü Müslümanların bayramı olduğu için, Perşembe günü akşamından başlamak üzere maddi manevi birtakım hazırlıklarda bulunmak, madden ve manen temizlenmek gerekir.

Cuma gününde, farz olan Cuma namazının dışında boy abdesti almak sünnettir.(bazı âlimlere göre farzdır),

         İbn Ömer (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy abdesti alsın. ”[3]

         Ebû Saîd el–Hudrî (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her bâliğ olan kimseye cuma günü boy abdesti almak gereklidir. ”[4]

         Semüre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her kim cuma günü abdest alırsa ne iyi eder; hele boy abdesti alırsa, o daha iyidir. ”[5]

Bıyıkları kısaltmak, dişleri temizlemek, tırnak kesmek vb. bedeni temizlikleri yapmak, güzel ve temiz elbise giymek, mümkünse güzel koku sürünmek, camiye erken gitmek, camileri temizleyip kokulandırmak, Hz. Peygamber’e salâtü selam getirmek gibi hususların yerine getirilmesi sünnet kabul edilmiştir.

Cuma Namazı Kimlere Farzdır?

Bir müslümanın Cuma namazı ile yükümlü olabilmesi için erkek, hür, mukim (dinen yolcu sayılmayan) ve mazeretsiz olması şarttır. Böyle kimselere Cuma farz ı ayndır. Farz olduğu, Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir.

Cuma namazının farziyeti diğer namazlardan daha kuvvetlidir. Bir hadis i şerifte “Önemsemediği için üç cumayı terk eden kimsenin Allah kalbini mühürler.”[6] Buyurulmaktadır.

Cuma namazını özürsüz olarak terk etmek büyük günahtır.

Bir hadislerinde Efendimiz (sas) şöyle buyurur:

Ebû Hüreyre ile İbn Ömer (r.a)’den rivayet edildiğine göre bu iki sahâbî Resûlullah (s.a.v)’in minber üzerinde şöyle buyurduğunu duymuşlardır: “Bazı kimseler cuma namazlarını terketmekten ya vazgeçerler veya Allah Teâlâ onların kalplerini mühürler de gafillerden olurlar. ”[7]

Çok mühim bir günü ve namazı ihmal edip Cuma namazına katılmayan kişi, bu hareketiyle önceden açık olan kalbini o manevi atmosfere kapatmış, Cuma gününün hayır ve bereketinden mahrum olmuştur.

Kalbi mühürlenmiş olan kimse gönlü katılaşmıştır hissetmez, gözüne perde çekilmiştir hakikati göremez, kulağı ağırlaşmıştır hakka sağır kesilir, okunan Kur’an’ın yapılan vaaz u nasihatlerin tadına varamaz, imani olgunluğa eremez.

            Hiçbir mazereti bulunmadığı halde cuma namazına gitmeyen kimse, mânevî bakımdan kötü bir noktadadır. Böyle birinin cuma namazına gitmemek suretiyle işlediği günahı bağışlatmak için ancak tövbe etmesi gerekir. Bununla beraber kusurundan dolayı Cenâb-ı Hak’tan af dilediğini göstermek maksadıyla gücü yettiği ölçüde sadaka vermesini Peygamber Efendimiz tavsiye etmektedir.

Cuma Namazı Yükümlülüğünü Düşüren Mazeretler    

Bir kimseye Cuma namazının farz olması için, o kimsenin Müslüman, akıllı ve ergen olmasının yanı sıra, erkek olması ve Cuma namazına gitmemeyi mübah kılan herhangi bir mazereti bulunmaması, hür olması ve Cuma namazı kılınan yerde ikamet ediyor olması gerekir.

Cuma namazı kadınlara farz değildir. Kadınlar camiye gelip Cuma namazı kılarlarsa, bu namazları geçerli olur, o gün ayrıca öğle namazı kılmalarına gerek yoktur. Asr ı Saadette kadınlar Cuma namazına gitmişler, Rasulullah onlara camiye gelirlerken koku kullanmamalarını tavsiye etmiştir.[8]

Cuma namazına gitmemeyi mübah kılan mazeretler:

1. Hastalık. Hasta olup cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkan kimse cuma namazı kılmakla yükümlü olmaz. Yürümekten âciz durumda bulunan çok yaşlı kimseler de bu konuda hasta hükmündedirler.

2. Körlük ve kötürümlük: Kör (âmâ) olan bir kimseye, kendisini camiye götürebilecek biri bulunsa bile, Ebû Hanîfe, Mâlikîler ve Şâfiîler’e göre, cuma namazı farz değildir. Hanbelfler’le, Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre kendisini camiye götürebilecek biri bulunan âmâya cuma namazı farzdır. Kendisini camiye götürebilecek kimsesi bulunmayan âmâya ise, bütün bilginlere göre cuma namazı farz değildir. Ayakları felç olmuş veya kesilmiş kimselerle yatalak hastalara da cuma namazı farz değildir. Ama kılarlarsa Cuma namazı geçerlidir.

3. Uygun olmayan hava ve yol şartları: Cuma namazına gittiği takdirde kişinin önemli bir zarara veya sıkıntıya uğramasına yol açacak çok şiddetli yağmur bulunması, havanın çok soğuk veya sıcak olması veya namazgâha ulaşımın mümkün olamaması gibi durumlarda cuma namazı yükümlülüğü düşer.

4. Korku: Cuma namazına gittiği takdirde malı, canı veya namusunun tehlikeye gireceğine dair endişeler taşıyan kimseye de cuma namazı farz değildir.

Cuma Günü Yapılması Sakıncalı Olanlar

Aziz Mü’minler!

Cuma günü imam minbere çıkıp iç ezanın okunmasından itibaren namaz kılınıncaya kadar alışveriş ve benzeri bir dünya işiyle meşgul olmak, Cuma günü namaz vakti girdikten sonra yolculuğa çıkmak, hutbe esnasında başka şeylerle meşgul olmak gibi bazı hususların yapılması yasaklanmıştır. Cuma hutbesi Cuma namazı gibi Allah’ı zikir kapsamındadır. Bu esnada yanında konuşan kimseyi ikaz etmek bile uygun değildir.

         Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse güzelce abdest alarak cuma namazına gelir, hutbeyi ses çıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazla olarak üç günlük daha günahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken çakıl taşlarıyla oynarsa, boş ve mânasız bir iş yapmış olur. ”[9]

Cuma Namazının Fazileti

Peygamber Efendimiz Cuma gününün biz Müslümanların bayramı olduğunu beyan etmiştir. Bu günün faziletiyle ilgili olarak Rasulullah (sas)’dan çok sayıda sahih hadis rivayet edilmiştir.

Hadis-i şeriflerde Cuma günü gerekli temizliği yaptıktan sonra camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin o gün ile daha önceki Cuma arasında işlemiş olduğu günahların affedileceği haber verilmiş, bu günü önemsemeden üç Cuma namazı terk eden kimsenin kalbinin mühürleneceği bildirilmiştir. 

İki Cuma namazı, büyük günahlardan uzak durma hassasiyetiyle davranan mü’minlerin, bu ikisi arasında işledikleri küçük günahlarını örter, siler.

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffaret olur. ”[10]

       Hadis i şeriflerde,Cuma namazı için gerekli hazırlıkları yapıp, cami adabına uygun hareket eden, kimseyi rahatsız etmeyen, hutbeyi dinleyen kimsenin küçük günahlarının bağışlanacağı, camiye erkenden gitmenin, nafile kurban etme sevabına erdireceği bildirilmektedi

         Selmân (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü boy abdesti alarak elinden geldiğince temizlenir, saçını sakalını düzeltip tarar veya evindeki güzel kokudan süründükten sonra câmiye gider, fakat orada yan yana oturan iki kimsenin arasını açmaz, sonra Allah Teâlâ’nın kendisine takdir ettiği kadar namaz kılar, daha sonra sesini çıkarmadan imamı dinlerse, o cumadan öteki cumaya kadar olan günahları bağışlanır. ”[11]

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler hutbeyi dinlemek üzere topluluğun arasına katılır. ”[12]

Cuma gününün içine saklanmış olup dua ve tevbelerin kabul edileceği vakit olan  “saatu-l icabe”ye rastlayabilmek için çaba harcamalı, Kur’an okumalı, zikir yapmalı, Rasulullah’a salat ü selam getirmeli samimi bir kalp ile Yüce Allah(cc)’a dua ve istiğfarda bulunmalıyızا.

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) cuma gününden söz ederek şöyle buyurdu: “Cuma gününde bir zaman vardır ki, şayet bir Müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah’tan bir şey isterse, Allah ona dileğini mutlaka verir. ” Resûl–i Ekrem o zamanın pek kısa olduğunu eliyle gösterdi.[13]

.

Ebû Bürde İbni Ebû Mûsâ el–Eş`arî (r.a) şöyle dedi: Birgün Abdullah İbni Ömer bana:

Cuma günü duaların kabul edildiği zaman hakkında babanın Resûlullah (s.a.v)’den bir hadis rivayet ettiğini duydun mu? diye sordu. Ben de:

Evet, duydum. Babam, Resûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittiğini söyledi: –“O vakit, imamın minbere oturduğu andan namazın kılındığı zamana kadar olan süre içindedir. ”[14]

Kurban Bayramı arefesinin Cuma gününe rastlaması halinde, o yıl yapılan hac hacc-ı ekber (büyük hac) olarak anılır.

عَلَ.

            Evs İbni Evs (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur. ”[15]      

[1] Cum’a, 62/9

[2] Müslim, Cum`a 17, 18, (I,585).

[3] Buhârî, Cum`a 2, 5, 12, (I,212,213,215);  Müslim, Cum`a 1, 2, 4, (I,579-580).  

[4] Buhârî, Ezan 161, (I,208); Cum`a 2, 3, 12, (I,212,216); Müslim, Cum`a 5, 7, (I,580,581).

[5] Ebû Dâvûd, Tahâret 128, (I,251).

[6] Ebu Davud, Salat, 204; İbn Mace , İkametü’s-Salat, 93; Tirmizi, Cuma,7; nesai, Cuma,2

[7] Müslim, Cum`a 40, (I,591).

[8] İbn Ebu Şeybe, Musannef, Salavat, 340

[9] Müslim, Cum`a 27, (I,587).

[10] Müslim, Tahâret 16., (I,209); Müslim, Tahâret 14, 15, (I,209).

[11] Buhârî, Cum`a 6, 19, (I,213,218).

[12] Buhârî, Cum`a 4, (I,213); Müslim, Cum`a 10, (I,582).

[13] Buhârî, Cum`a 37, (I,224);Talâk 24, (IV,175); Daavât 61, (IV,166); Müslim, Cum`a 13–15, (I,583-584).

[14] Müslim, Cum`a 16, (I,584); Ebû Dâvûd, Salât 202, (I,636).

[15] Ebû Dâvûd, Vitir 26, (I,635).

CUMA NAMAZI VE ÖNEMİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL