eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
Şükrü Akıllı

Şükrü Akıllı

17 Ekim 2025 Cuma

65 YAŞ ÜSTÜNE ÜCRETSİZ ULAŞIM ENGELİ Mİ ?

65 YAŞ ÜSTÜNE ÜCRETSİZ ULAŞIM ENGELİ Mİ ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

           65 Yaş üstü vatandaşlarımıza toplu taşımada uygulanmakta olan muafiyet son günlerde yine tartışılmaya başlandı. Tam iki yıl önce de Tüm özel halk otobüsleri birliği, yükselen maliyetler nedeniyle 15 Ekim 2023 tarihinden sonra 65 yaş ve üstü vatandaşlar için ücretsiz taşıma hizmeti veremeyeceğiz demişlerdi.

            Bu kararın duyurulması ile Ülkemizdeki bütün şehirlerden şehir içi toplu taşıma yapan minibüsçü birliklerinden, Halk otobüsü işletmecilerinden paralel açıklamalar gelmeye başlandı. Edirne ETUS birliği de bu kervana katılmıştı. Konuyu daha detaylı olarak ele alacağım ama önce mevzuat yönüne bir bakalım.

             Mevzuatımızda; 8 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4736 sayılı yasa var, Birçok Bakanlar kurulu kararları, Cumhurbaşkanlığı kararları ile, Türk vatandaşı olan 65 yaş ve üzeri kişilerin Belediyelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabilmesi bu yasalarla güvence altına alınmış ve istisnasız düzenlenmiş kesin kurallardır. Bu yasalara dayanılarak 04.03. 2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Ücretsiz veya indirimli Seyahat kartları yönetmeliğinin” 5. maddesi de aynen şöyle ”Türk vatandaşı olan 65 yaş ve üzeri kişiler, demiryolları ve deniz yollarının şehir içi hatları ile, Belediyelere ,Belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya Belediyeler tarafından yetkilendirilen özel şahıs ve şirketlere ait şehir içi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılır” diyor.

                Şunu da ifade etmem gerek. Mevzuat gereği Devlet tarafından yani Aile ve sosyal politikalar Bakanlığınca her ay araç başına 2024 yılında 3.726 liralık destek ödemesi  yapılıyor. Günümüz koşullarında bu rakam oldukça yetersizdir. Bunun altını kalın çizgilerle çizelim. Aradan bir yıldan fazla zaman geçmiş, Akaryakıta defalarca zam yapılmış. Taşımacılık yapan işletme maliyetleri de var hızıyla artmış, bunlar bilindiği halde Siyasi iktidar bu konuda hiç adım atmamış.  65 yaş üstü yurttaşlarımızın bir günlük ulaşım bedellerini dahi karşılamayan bu ücreti yükseltmek akıllarından geçmiyor. Şehir içi ulaşım hizmetlerinden sorumlu yasa gereği Belediyeler ya halletsinler diyerek, İktidar çıkardığı yasaya ve 65 üstü vatandaşına sahip çıkmıyor. Faturasını Belediyelere bırakıyor. Daha da vahimi CHP li Belediyeleri silkeleyin talimatıyla başlayan operasyonlar özellikle ülkemizde %60 Yerel iktidara sahip CHP li Belediyeleri sıkıntıya sokmuştur.  Edirne Belediyesi de mali sıkıntılar içerisinde olan bir belediyedir. Bunu da gözlemliyor, biliyoruz.

                      Son günlerde Edirne’de en büyük sorun Susuzlukla mücadele konuşulurken, Halkın bu konudaki sıkıntılarını çözmek için başta Sayın Belediye Başkanımız ve çalışanları canla başla sorunu çözme mücadelesi verirken durduk yere Edirne’de yeni bir tartışma açıldı. Üstelik Ülkemizde hiçbir kentte ve Belediyede böyle bir gündem yokken. Belediye Başkanımız 65 yaş üstü ücretsiz ulaşımı yeniden ele alacağız, Öğrencilere destek için durumu iyi olanları kuracağımız bir komisyonla inceleyeceğiz, kısıtlama getireceğiz şeklinde açıklaması olmuş. Ben takip edemedim herhalde. Sosyal medyada da rastlayamadım. Ama halk arasında, Araçlarda konuşuluyor, tepkili açıklamalar yapılıyor. Yazılıyor çiziliyor.

                  Yukarıda konu ile ilgili mevzuatı ifade ettim. Bir ülkenin medeniyet seviyesi yaşlı ve emeklilerine sunabildiği refah imkanlarıyla ölçülür. Bu konuda takdir ve yorum sizlerin.  Ortada Yasayla verilmiş bir hak var. Bu hak sadece yasa ile kaldırılır, düzenlenir, kısıtlanır. Bunun başka bir yolu yoktur. Belediyelerin bu konuda hiçbir yetkisi yoktur. Komisyon kurarak Uluslararası insan hakları sözleşmesine, Sosyal devlet, Sosyal Belediyecilik ilkesine aykırı Emeklileri hedefe koyarak bir düzenleme yapmak asla söz konusu olamaz. Olmamalıdır. Buna kalkışılmamalı.

                     Bu hakkı tartışmaya açmak Gençlik yıllarını bu ülke için feda etmiş, pirim ödemiş, Vergi ödemiş, Üretmiş, Hizmet vermiş insanımızın Onuruyla oynanmamalı, Yaşam hakkı zedelenmemelidir.

                      Yapılacak tek şey vardır. Siyasi İktidar yani Hükümet çıkardığı yasaya sahip çıkarak, Taşıma yapan işletmelerin maliyetlerini, Belediyelerin durumunu dikkate alarak  oldukça yetersiz olan devlet desteğini acilen günün koşullarına göre arttırmalıdır. Yasada işletmeleri ve Belediyeleri rahatlatacak düzenlemeler, kısıtlamalar getirilebilir diye düşünüyorum.

                    Çünkü 65 yaş üstüne ücretsiz ulaşım hakkı ülkemize mahsus özel bir iltimas değil. Tüm Avrupa ülkelerinde benzer ve farklı uygulamalar var. Şüphesiz her toplum yaşlı insanına sahip çıkmak zorundadır. Bu sadece devletin değil, toplumun da görevidir. Bu çerçeveden baktığımızda 65 yaş üstü vatandaşın toplu taşımadan ücretsiz yararlanması gereklidir.

                     Sosyal devlet ve Sosyal Belediyecilik anlayışının da bir yansımasıdır.

Devamını Oku

 SELİMİYE GÖLGESİNDE FUAR!

 SELİMİYE GÖLGESİNDE FUAR!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

                        Geçtiğimiz Cuma günü Selimiye Camisi yanında açılan Adalet Bakanlığına bağlı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutuk evleri iş yurtları kurumu tarafından düzenlenen fuar dün itibarıyla kapandı.

                 Adalet Bakanının, Selimiye Camisi Gölgesinde olmaktan memnuniyet duyuyorum diyerek, Dünya ve ülke sorunlarına da değindiği, İş yurtlarının kuruluş ve çalışma sistemlerinden bilgiler verdiği konuşmasıyla açılan Fuarın büyük ilgi gördüğünü ve izdiham yaşandığını öncelikle ifade etmeliyim.

                   Çeşitli İl ve ilçelerden gelen 54 İş yurtlarının hazırlıklarını yaparak ürettikleri Yöresel lezzetler ve el sanatları ile Tekstil ürünlerinden ahşap işçiliğine, Tesbih yapımından takı malzemelerine kadar geniş bir yelpazede ancak oldukça dar bir alanda bitişik nizam stantlarda faaliyet gösteren iş yurtları ürünlerine ilginin çok yoğun olduğunu gözlemledim.

                      Bu yoğun ilgi ve izdihamda, itiş kakışla ürünlere bakma, inceleme, satın alma telaşında olan ziyaretçilerin gönül rahatlığı ile alışveriş yaptıklarını söylemek te zor. Stand önlerinde kuyrukta  istediği ürünü alabilmek için sabırla bekleyenler, yerin Fuar için hiç uygun olmadığını ifade ettiler.

                         Bence de, Şehir halkının, Çevre il ve ilçe halkının hatta Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen ziyaretçilerin yoğun ilgisi kente Ekonomik ve Kültürel anlamda bir değer katmış olsa da birtakım olumsuzluklar da yaratmıştır.

                   Yakın geçmişte Selimiye çevre düzenlemesi layıki ile yapıldı. Ancak caminin hemen yanındaki alana fuar izini verilmesiyle yazık oldu. Üzülerek ifade ediyorum. Yeşil doku büyük tahribata uğradı. Çimler ve diğer bitkileri eski haline getirmek çok zor. Fuarı ziyaret ettiğim ikinci günde manzara buydu. Bu günkü halini görmek gerek. Umarım Selimiye Gölgesinde hiç te uygun olmayan o alana fuar izini veren yetkililerimiz bundan sonra daha dikkatli davranırlar.

                    Halbuki Kültürel, Sosyal etkinliklerin yapıldığı Saray içi bu Fuar için neden düşünülmemiştir. Kanaatimce çok da uygun olurdu. Ziyaretçiler de gönül rahatlığı ile alışveriş yaparlar ve memnun kalırlardı.  Ayrıca, Şehir Merkezindeki trafik te de büyük bir kargaşa ve sorun yaşanmazdı. Şehir merkezine ulaşmak için km.lerce konvoylar oluşmazdı. Edirne’nin ulaşım altyapısı yoğun trafiği zaten kaldırmıyor. Bunu herkes biliyor, görüyor.

                       Kent değerlerini korumak adına ifade etmek istedim.

Devamını Oku

KIRKPINARDA AĞALIK VE 2025 KIRKPINAR AĞASI

KIRKPINARDA AĞALIK VE 2025 KIRKPINAR AĞASI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

                Tarihi Kırkpınar güreşleri ve Kültür etkinlikleri haftası bugün yapılacak resmi törenlerle başlıyor. Edirne yine bugünden itibaren yoğun ve hareketli bir hafta yaşayacak. 664. Yağlı güreşler de 4-5-6 Temmuz 2025 tarihlerinde her yıl olduğu Saray içinde yapılacak ve Türkiye Baş Pehlivanı pazar günü belli olacak. Bu arada 665. Yıl Kırkpınar Ağalık ihalesi de pazar günü yapılacak.

              Bu yılın Kırkpınar açısından bir başka önemi daha var. Saray içinde  Kırkpınar yağlı güreşlerinin yapılmaya başlandığının100. Yılı. Bunun da hatırlanması ve kayda geçilmesini önemli buluyorum.

               UNESCO tarafından “insanlığın somut olmayan kültür mirası listesinde “yer alan Kırkpınar yaşayan tarihtir. Hem spordur, hem gelenektir, hem kültürdür. Dipdiri dündür. Umut dolu ve bizi geçmişle bütün kılan yepyeni ve aydınlık bir gelecektir.

               Bu yıl 664.cisini yaşayacağımız Kırkpınar’ın bu günlere gelmesinde başta Edirne Belediye Başkanlığı olmak üzere, Güreş severlerin, Pehlivanların ve Kırkpınar ağalarının büyük payı vardır. Emek veren herkesi minnet ve saygı ile anıyorum.

               Kırkpınar’ı 664 yıldır günümüze taşıyan kendine has öğeleri ve ona ruh veren incelikli ritüeller vardır. Tabi ki Kırkpınar ağalığı da bunların başında gelir. Bu konuyu biraz daha açarak sizlerle paylaşmak istiyorum.

                Kırkpınar Ağalarımız uzun yıllardan bu yana büyük bir özveri ve içtenlikle bu işi üstlenmişler ve Ata sporumuz yağlı güreşlerin ve  organizasyonunun bu günlere taşınmasına vesile olmuşlardır. Ağalarımız Kırkpınar’ın tarihi dokusunun korunmasının yanı sıra kültürümüzün ayrılmaz parçası olan misafirperverliğimizin, ikramseverliğimizin en güzel sembolü olmuşlardır. Onlar sadece ekonomik desteğin sahibi değil aynı zamanda Kırkpınar geleneğinin sahibi konumunda olmuşlardır.

                   Geçmiş yıllarda Ağalık güreşecek pehlivanları himaye eden, güreşlere davet eden, konaklamalarını, yol masraflarını, yemeklerini, ödüllerini veren, seyircileri davet eden, ağırlayan, güreşlerin geleneklere uygun yapılmasına ve güvenlik düzeninin sağlanmasına kadar rolü olan bir çeşit kurumsal kimliği temsil edermiş.

                    Ağalar civar köy ve kasabalarda yaşayan sözünün eri, çevresinde dürüst ve namuslu olarak bilinen kişilerden, Köy ağaları arasından seçilirmiş. Ağaya herkes saygı gösteriyormuş. Kurallara ve geleneklere uymayanlara da ceza veriyormuş. Yani er meydanının tek hakimi ağa imiş. Ağaya gelen hediyeler pehlivanlara ödül olarak veriliyormuş. Gelirin fazlası ve kendi imkanlarıyla Okul, Cami, Çeşme vb. kamu hizmeti de veriyorlarmış. Geleneklere göre ağa kendisi için hazırlanan çadırda geleneksel kıyafetiyle otururmuş.

                     Ağanın kıyafeti toplum kıyafetlerinden farklıymış. Rumeli kesimi tarzda giysisi, başında serpuş denilen şapkası, ayağında Şalvar, Yeleğinin altında camadan denilen gömleği ve giysisinin her bölümü işlemeli, Deri ayakkabısı ve elinde kehribar 99 iri taneli tesbihi ile güreş sahasında dikkat çekiyormuş.

                       Görüldüğü üzere tarihi geleneği içinde Ağalık ile ilgili bugüne kadar yazılı bir kural bulunmamaktadır. Eskiden ağalar en çok parayı veren değil en itibarlı olan kişilerden seçilirmiş. Bugün ise Güreşlerin son günü kınalanan bir koç, Belediyece hazırlanan ağalık ihale şartnamesine göre açık arttırma ihale yöntemiyle koç’a en fazla parayı veren kişi Kırkpınar ağası olmaktadır. Ağalığın parayla satılması, şöhret ve ticari reklam malzemesi olarak kullanılması itibar kaybına sebep olduğu gibi, Yetkileri, Otoritesi, yaptıkları, yardımları, hatta kıyafeti tartışma ve eleştiri konusu olmaktadır.

                           Kırkpınar güreşlerini 75 yıldır organize eden Baş aktör Edirne Belediyesinin ev sahipliği değil bizzat yapması gereken, hakkı, görevi ve yetkisi olan Kırkpınar panelini bir derneğin yapmaya çalışması, Bu yılki Ağanın da kıyafetinle gel diyerek davet edilmesi ve Panele katılması ancak kıyafet ile ilgili sataşmalar karşısında, konuşmasından sonra paneli terk ettiği bilgilerini almıştım. Daha sonra hakkında kamuoyunda karşılık bulmayan eleştiriler yapıldı.  Neymiş efendim Ağa beyanında “Ağa kıyafeti modernize edilmeli Modaya uyduracağım, Ağalık kıyafeti giymeden daha önemli işler var” demiş.

                       Kırkpınar ile ilgili birçok gelenek son 50-60 yılda değişti veya terk edildi. Örneğin Hakem ve cazgır kıyafetleri, Kıspetler, Zembiller, Maniler, Peşrev, Kırkpınar uygulamaları ve Güreşin şekli değişti. Puanlama dediler, Lig dediler, Kota koydular. Puanı yeterli değil diye hayatlarını güreşe adamış iki genç Baş Pehlivanı bu yıl Er meydanından men ettiler, Güreşteki ilgiyi, merakı, seyir zevkini ve heyecanı bitirdiler, Kırkpınar’ın özüne dokundular gıkınız çıkmadı!

                      Ağa, kıyafetin güncellenmesi gerekir dedi diye atıp tutuyorsunuz? Yok Kırkpınar’ın özüne, geleneğine zarar verirmiş, yok bağları koparırmış, yok kültürel sürekliliği zedeleme riski taşırmış, falan… Hiçbir şey olmaz merak etmeyin. Adam Şalvar giymek zorunda değil? Kıyafetini güncelleyebilir, çağa uydurabilir yani. Kırkpınar’ı kıyafet üzerinden tartışmak bence doğru değil.. Kırkpınar Ağası Sayın Ufuk ÖZÜNLÜ de bir söyleşisinde öyle demiş. Gelin bir de diğer söylediklerine bakalım…

                    –Böylesine köklü bir geleneği kıyafet üzerinden tartışmak bana göre doğru değil? Ağalık kıyafeti modernize edilmeli, Ağalık kıyafeti giymeden daha önemli işler var. Nesiller gelip geçti, zaman değişti ancak gelenek, görenek ve Kırkpınar kültürünün özü hep yaşatıldı. Kırkpınar’ın asıl gücü özü koruyarak geleceğe taşımak olmalı.

                     –Kırkpınar’a gençleri çekmek, Yeni kitlelere ulaşmak Fikir üretmek, çalışmak, geleceğe katkı sağlamak, çözüm getirmek gerek.

                     –Gelenleri en iyi ağırlamak için çalışıyoruz, Misafirlerimizin konforuna ve eksiksiz karşılanmasına odaklandık diyor.

                    –Edirne’ye ağalık sürecinde 3 yıl-3 proje hedefiyle kalıcı eserler bırakmak istiyorum diyor.

                     Netice itibarıyla 664.Kırkpınar kültür etkinlikleri ve Yağlı güreşleri açılış töreninde Ağa’nın yeni kıyafetini de göreceğiz inşallah. Her şeyin en iyisi ve en güzeli olsun diyorum.

Devamını Oku

EDİRNE VE KIRKPINAR (2)

EDİRNE VE KIRKPINAR (2)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

             Bildiğimiz üzere Dünyadaki en eski spor etkinliklerinden olan tarihi Kırkpınar yağlı güreşleri geçmişten günümüze uzanan köklü bir gelenek önemli bir kültürel zenginliğimizdir.

             Edirne, Türk karakterini en iyi temsil eden asil bir sporun, Yağlı güreşin asırlardan beri yapıldığı, iradelerin bilendiği Er Meydanıdır. Edirne Kırkpınar’ın beşiğidir.

              Kırkpınar’ın vazgeçilmez öğelerinden Ağa’sı ile, Pehlivanıyla, Kıspet ve Pırpıtı ile, Yağcısı, Yağlanma ve Peşreviyle, Cazgırı ve Hakemiyle , Davul -Zurnasıyla, Müzik eşliğinde yüzlerce sporcunun aynı anda karşılaştığı, İslami dua ve temennilerle yeryüzünde yapılan tek spordur. Bu nedenlerle UNESCO’nun “insanlığın korunması gereken kültür mirası” listesine alması Kırkpınar güreşlerini evrenselleştirmiştir.

             Yiğit büyüklerimiz 664 yıl öncesinden bugüne dek daima sportmenlik ve mertlik duyguları içerisinde ortaya koydukları mücadelelerle Ata sporumuz güreşi tarihin derinliklerinden bu günlere taşımışlardır. Bugün bizlere düşen görev, Ata sporumuz güreşe ve güreşin kaynağı olan Kırkpınar’a gereken önemi vermek, bu kültürel mirası gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde taşımaktır.

              Bu köklü geleneği tarihsel süreç içerisinde çok az da olsa bazı yıllarda  önemli nedenlerden ve mücbir sebeplerden dolayı yapılamamış olsa da  genelde yapılmıştır. 75 yıldır Edirne Belediyesinin Organizasyonu ve öncülüğünde kısıtlı olanaklara rağmen yapılmasına çalışılmaktadır. Yeterlidir diyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Devletin Kırkpınar yağlı güreşlerine sağladığı devlet desteği yeterli olmuş mudur? Buna da verilecek cevap tabi ki Hayır dır.

               Böylesine önemli tarihsel bir olguyu bu günlere taşıyabildik. Ancak eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Yıllarca Kırkpınar organizasyonlarında  ve  Er meydanında  çeşitli görevler almış, Kırkpınar ile ilgili araştırma ve incelemeler yapmış biri olarak  hiç kimseyi  hedef almadan, yargılamadan  özeleştirilerimi yaparak sorgulamadan da geçemeyeceğim .

                & Edirne olarak, Halk olarak, Kurum ve kuruluşlarıyla Kırkpınar’a sahip çıkabildik mi? Kırkpınar’ı Organizasyon olarak gördük. Spor olarak görebildik mi?

                & Ata sporunu ayağa kaldırmak için alt yapısına önem verdik mi? Yeni güreşçi yetiştirilmesine öncülük edebildik mi? Güreşçilere sahip çıkabildik mi? Bir güreş ihtisas kulübü veya Güreş eğitim merkezi açabildik mi?

                 & Kırkpınar Vakfını kurabildik mi? 664 yıllık geçmişi olan  Kırkpınar Müzesini hizmete açabildik mi?

                  & Uluslararası arenaya taşımak daha fazla tanıtmak için gerekenleri yapabildik mi? Kırkpınar’ın Edirne Turizmine yeterli katkısını sağlayabildik mi?

                   & Kırkpınar’ı Panayır havasından çıkarıp, Güreş sahası dışını çirkin, sağlıksız esnaf görüntülerinden çıkarabildik mi? Her geçen yıl artan trafik karmaşasına, Otopark sorununa çözüm bulabildik mi?

                   & Namazın kazası olur da Kırkpınar’ın kazası olmaz diyen, Ülkemizin bir ucundan çıkıp yazın sıcağında çeşitli sıkıntılara katlanarak Edirne’ye gelen Yağlı güreş meraklısı Yurttaşlarımızın cami avlularında, açık alanlarda, parklarda konaklamalarına çözüm bulabildik mi? Halkın bu konuda desteğini alabildik mi?

                    & Çok daha mükemmel bir organizasyon için Belediyede özel bir birim oluşturabildik mi? Çalışmaları alel acele kısa bir döneme sıkıştırmayıp yıl boyunca daha rasyonel çözümler için yıl boyunca sürdürülebilirlik sağlayabildik mi?

                         Kırkpınar konusunda kendisini sorumlu hisseden herkes bu soruları üzerine alıp gereğini yapmalıdır diye düşünüyorum. En büyük sorumluluk ve vebal de devletimizindir. Ata sporumuza ne yazık ki sahip çıkılmamıştır. Halen de çıkılmamaktadır. Her yıl devlet tarafından verilen çok cüzi katkı payı ile bu iş olmaz. Kırkpınar’ın bütün yükünün  Belediyeye bırakılmaması gerekir. Kırkpınar’ı layık olduğu güzellik içinde yaşatmak ve yaşamak için çok daha fazlasını yapmak zorundayız.

                          Söz konusu Edirne ve Kırkpınar ise gerisi teferruattır.

Devamını Oku

Edirne ve Kırkpınar

Edirne ve Kırkpınar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne, Türkiye’nin Avrupa’ya en yakın ili, Türk’ün batıya açılan kapısıdır. Bu kapı, Batı medeniyetinin, çağdaş uygarlığın giriş yolu olduğu kadar özbenliğimizin, millî haslet ve değerlerimizin gittikçe daha uzaklara taşınmasının daha uzaklara tanınmasının geçit noktasıdır. Edirne, yüzyıllarca ve asırlarca öz yurdunu vatan diye sahip çıkacağı mübarek toprağı arayan bir milletin, aradığını bulduğu, özlediğine kavuştuğu vuslat bağının elde kalan nadide meyvelerinden biridir. Edirne yurt edindiği bu toprakları vatanlaştırıp kutsallaştıran, mensup olduğu Türk-İslam medeniyetinin üstünlük, incelik, güzellik yücelikleriyle donatıp bütün dünyaya sunan bir toplumun sanat meşheridir.

Edirne, Türk karakterini en iyi temsil eden, mertlik, cesaret, adalet ve irade gerektiren ata sporumuz yağlı güreşin asırlardır yaşatıldığı er meydanıdır.

Serhat şehri Edirne’mizi tanıttıktan sonra, 634 yıllık geçmişi olan Kırkpınar Güreşlerinin doğuşuna ve bugünkü durumuna da değinmek istiyorum.

Geleneksel bir anlatıya göre, Süleyman Paşa komutasındaki kırk akıncı, Rumeli yakasındaki Domuzhisar’ı ele geçirmek amacıyla planlı bir baskın düzenler. Çanakkale Boğazı’nı sal ile geçerek Rumeli’ye varırlar. Her mola sırasında aralarında güreş yaparlar. Ancak iki pehlivan, Anadolu yakasında başlayan güreşi bir türlü sonuçlandıramaz ve bugünkü Yunanistan sınırlarında kalan Samona köyü civarında güreşe devam ederler. Saatler, hatta günler süren bu güreşte iki pehlivan da yorgun düşüp hayatını kaybeder. Arkadaşları, onları incir ağacının altına gömer.

Yıllar sonra bu mezarları ziyaret ettiklerinde, mezarın başında billur gibi su fışkırdığını görürler. Bu olaya istinaden buraya “Kırk Pınar” denir. Bu iki kahramanı anmak amacıyla burada her yıl yağlı güreş düzenlenmeye başlanır. Böylece Kırkpınar Güreşleri doğar.

Tarihi bir gelenek olan Kırkpınar, yüzyıllar boyunca yaşatılmış ve edebiyata da konu olmuştur. “Türk gibi kuvvetli” sözünün dünyaya yayılmasında bu güreşlerin büyük rolü vardır. Bu geleneğin sonsuza kadar devam edeceğine inanıyorum.

Günümüzde Kırkpınar’a baktığımızda, asırlar önceki ritüellerin büyük oranda korunduğunu görmekteyiz. Geleneklerimize olan bağlılığımız sayesinde, organizasyon ve güreşlerin yapısı değişmeden sürmektedir. Elbette geleneğimizi koruyacağız, ama bu onun gelişmesine engel olmamalı.

Her yıl organizasyona kısa süre kala alelacele hazırlıklar yapılmakta, önceki yılların programları tekrar edilmektedir. Oysa Kırkpınar gibi köklü bir kültürel miras çok daha titiz ve vizyoner planlamalarla yüceltilmelidir. Ne yazık ki bugüne kadar bu potansiyelin yeterince değerlendirilmediğini görüyoruz.

Son yıllarda organizasyonların Edirne Belediyesi önderliğinde daha düzenli ve profesyonel hale gelmesi sevindirici bir gelişmedir. Ancak Kırkpınar’ın hak ettiği yere ulaşması için bu yeterli değildir. Bu önemli geleneğin yaşatılabilmesi için yıl boyu sürecek çalışmalar yapılmalı, kaynaklar oluşturulmalı ve yapısal sorunlar aşılmalıdır.

Kırkpınar, sadece bir spor organizasyonu değil, Edirne’nin ve Türk kültürünün taşıyıcısıdır. Sarayiçi, Tavuk Ormanı gibi tarihi mekânlarla birlikte korunmalı ve geliştirilmelidir. Yeni nesil güreşçilerin yetişmesine öncülük edecek projeler üretilmeli, Kırkpınar festivali çağdaş bir vizyonla ele alınmalıdır.

634 yıllık geçmişi olan Kırkpınar, Edirne’ye mal olmuştur. Onu başka bir yere taşımayı düşünmek dahi çok büyük bir yanlış olur.

Bu kapsamda, yerel yönetim bünyesinde özel bir birim kurulabilir. Kırkpınar’ı derinlemesine inceleyen, daha etkili, yaratıcı ve başarılı organizasyonlar gerçekleştirecek yapılar oluşturulabilir. Bütün bu çalışmalar yapılırken, Kırkpınar’ın felsefesine, ruhuna, tarihine ve özgün yapısına sadık kalınmalıdır.

Edirne’miz, Kırkpınar’ımız ve ülkemiz için bu çalışmaların vakit kaybetmeden el birliğiyle yapılması gerektiğine inanıyorum.

Yukarıdaki köşe yazımı 2 Temmuz 1995 yılında kaleme almışım. O Yıllarda Edirne Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yapan sevgili dostum Bülent Ayan’ın özverili çalışmalarıyla her yıl Kırkpınar Gazetesi binlerce basılarak halka ve güreşlere gelen yurttaşlarımıza ücretsiz dağıtılıyordu. Güzel bir çalışmaydı. Anarak, emeği geçenleri bir kez daha kutluyorum.

Sözün kısası 30 yıl önce yayınlanmış, sararmış sayfalardaki köşe yazımı sizlerle paylaşmak istedim.

O gün düşündüklerimizde, yazdıklarımızda yıllar sonra bugüne baktığımızda Kırkpınar ile ilgili bir değişim yaşamış mıyız?

Değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

Devamını Oku
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler