eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
Dr. Ülkü Varlık

Dr. Ülkü Varlık

03 Temmuz 2025 Perşembe

ÜNLÜ ŞAİRLERİMİZDEN KIRKPINAR ŞİİRLERİ

ÜNLÜ ŞAİRLERİMİZDEN KIRKPINAR ŞİİRLERİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu yazımı kıymetli Edirne sevdalısı dostlarım;

Necdet Tezcan, Tayyip Yılmaz ve rahmetli Beyazıd Şansı’ beyefendilere armağan ediyorum.

Bugünkü yazımda ülkemizin ünlü şairlerinin Kırkpınarlarla ilgili yazmış olduğu şiirlerden bir demet sunuyorum. Sırasıyla; Atilla İlhan’ın ‘Cazgır’, Ahmet Kutsi Tecer’in, ‘Kırkpınar’da Edirne’de’, Beyazıd Şansı’nın, ‘Kırkpınar Marşı’, Uluğ Turanlıoğlu’nun, ‘Kırkpınar’da Edirne’de’, Necdet Tezcan’ın, ‘Kırkpınar Akşamları’ başlıklı şiirlerini, Edirne’li Ressam ve fotoğraf Sanatçısı Tayyip Yılmaz beyefendinin eşşiz Edirne çizimleri eşliğinde gelin birlikte tüm içtenliğimiz ve yüreğimizle okuyarak, Kel Aliçoları, Adalı Halil’leri, Çolak Mümin Molla’ları, Hergeleci İbrahim’leri, Yörük Ali’leri, Sicimoğlu Halil’leri, Şamdancı Karaibo’ları ve 1934-1942 yılları arasında 9 yıl üst üste olmak üzere toplam 13 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını elde eden Cihan pehlivanı Hüseyin Pehlivan (Hüseyin Alkaya) larımızı bir kez daha analım. Siz rahmetli pehlivanlarımız; maddi varlıklarınızla olmasada manevi varlıklarınızla büyük meydana hoş geldiniz.

CAZGIR

Vur ha vur davul baş pehlivan havası

Çıksın Bekir Osman Mestanoğlu Dülger Ahmet

Vur ha vur davul gürlemenin sırası

Davran be pehlivan ha ömrüne bereket

Ateş alsın büklüm büklüm pazındaki kudret

Davran deli fişek karayılan fırtınası

Çağlar devirip yenmenin güreşmenin ustası

Vur ha vur vur davul dağlar taşlar titret

Dile gelsin Yusuf’un Aliço’nun hatırası

Çıkalım hele meydana yanardağ gibi emret

Hey mübarek er meydanı bu meydandır

Cümle alem birikmiş işte davullu zurnalı

Her biri bir özge diyarda baş pehlivandır

Yiğitler gelir güreş tutmağa göğsü armalı

Boyları yıldız döker omuzları çifte burmalı

Hoy senin pehlivan dediğin şahan olup da uçandır

Rüzgar deme buluttur bulut deme dumandır

Vur ha vur vur davul gök yerinden kaymalı

Hodri meydan vakit tamam peşrev tamamdır

Ha deyince kaldırıp kaldırıp yere vurmalı

Atilla İLHAN

(Sisler Bulvarı / 1979)

KIRKPINAR’DA EDİRNE

Bugün de dün kadar sıcak, çekici

Bugün de dün kadar yeni bir anı;

Kırkpınar! Edirne ve sarayiçi,

Türk ordularının yiğit harmanı,

Edirne ve Sarayiçi…Kırkpınar…

Yanyana ahali ve pehlivanlar,

Bir alay, en önde davul-zurna var;

Nedir sürükleyen böyle herkesi?

İşte Sultan Selim, dört minaresi;

İşte bu velvele; tarihin sesi,

İşte baştan başa şehir…Neresi

Bu kadar tamlar bize vatanı?

Ahmet Kutsi TECER

(20. Yüzyıl Türk edebiyatı / 1988)

KIRKPINAR MARŞI

Büyük efsaneyi görür gibiyim,
Tarih dehlizinde yürür gibiyim,
Eyvah! Heyecandan ölür gibiyim,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Yıl Bin Üç Yüz Altmış Bir, Rumeli’ne geçilir,
Kırkpınar’ın suyundan kana kana içilir,
Türk’ün başpehlivanı bu çayırda seçilir,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Yiğitler çıkmışlar el bağlamışlar,
Kazanbaşı edip sırt yağlamışlar,
Piri üstatlardan destur almışlar,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Yirmi davul, yirmi zurna çalınır,
Pehlivanlar sıra sıra salınır,
Her bir yiğit namı ile anılır,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Bu ne yüce onur, ne asil gurur,
Şölen var Edirne’de davullar vurur,
Yağız pehlivanlar nara savurur,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Kırkpınar ağası ağalar hası,
Kırkpınar’da ağa, tarih mirası,
Yaşar her ağanın bir hatırası,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

Davut sesli cazgır güreş okuyor,
Ter bulaşmış çimen yağa kokuyor,
Altı Yüz yıl tarih gerçek oluyor,
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda.

…..

 Beyazıd ŞANSI

KIRKPINAR’DA EDİRNE’DE

İşte çayır, hodri meydan,

Çık ortaya ey pehlivan,

Kırkpınar’da Eirne’de

Vur be davulcu, haydi vur,

Sesini cihana duyur,

Kırkpınar’da edirne’de.

Kaldır davulu yukarı,

Vur, çatlat tüm ufukları,

Kırkpınar’da edirne’de.

Divan durmuş sağın-solun,

Vur ko çatlasın davulun,

Kırkpınar’da Edirne’de

Kispetini ger pehlivan,

Hasmı yere ser pehlivan,

Kırkpınar’da Edirne’de.

Kapışmalar yaman olur,

Er meydanı duman olur,

Kırkpınar’da Edirne’de.

Güreşler kıran kırana,

Meydan döner bir harmana,

Kırkpınar’da edirne’de.

…..

Her engeli aş pehlivan,

Adın olsun başpehlivan,

Kırkpınar’da Edirne’de.

Ve de:

‘’Sabah oldu uyansana,

Gül yastığa dayansana.’’

Kırkpınar’da Edirne’de.

Uluğ TURANLIOĞLU

(Edirne armağanı / 1990)

KIRKPINAR AKŞAMLARI

Edirne’de doğan güneş

Yüzyılların güneşi.

Burada son kez yeşerir

Yiğitliğin

Asma bahçeleri.

İster Tunca

İster Meriç

Doldurun kadehleri.

Ve bürünsün

Kırkpınar rengine

Geçmişin tüm renkleri.

Güzellik yarışında

Selimiye bir inci

Geleceği yaşatmada

Sarayiçi birinci.

Erimedi pınarların karları

Kilim desenleri gibi güzel

Kırkpınar akşamları.

Bu sınır kentinde

Her yıl

Kalkar sınırlar

Ta içinde dost bahçelerinin

Sevgi açar,

Yürekleri mertlerinin

Erimedi tarihin karları

Meriç’e benzer burada,

Kırkpınar akşamları.

Erimeyecek

Bir öykünün karları

Bir şiir oluverdi Edirne

Kırkpınar akşamları

Necdet TEZCAN

(Edirne ve Kırkpınar Şiirleri / 1987)

Kaynaklar :

*Ahmet Kutsi Tecer, ‘’20.yüzyıl Türk Edebiyatı’’, 1988.

*Atilla ilhan, ‘’Sisler Bulvarı’’, 1979

*Edirne, ‘’Edirne’nin Fethi Yıldönümü Armağan Kitabı’’ Türk Tarih Kurumu Basımevi,  

 Ankara, 1993.

*Necdet Tezcan, ‘’Edirne ve Kırkpınar Şiirleri’’, 1987.

*Uluğ Turanlıoğlu (Derleyen), ‘’Edirne ve Kırkpınar Şiirleri’’, Evre reklamcılık, İstanbul, 1981

* Dr. Ülkü Varlık Arşivi

Teşekkür.                                           

Sayın Ressam ve Fotoğraf Sanatcısı Tayyip Yılmaz beyefendinin arşivimde bulunan ve Edirne kentini en güzel şekilde yansıtan karakalem çizimlerini yazılaımda kullanmak için vermiş oldukları izin için kendilerine teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum. 

Devamını Oku

AŞKIN SEMBOLÜ GÜL VE BULGARİSTAN KAZANLIK 118 NCİ GÜL FESTİVALİ

AŞKIN SEMBOLÜ GÜL VE BULGARİSTAN KAZANLIK 118 NCİ GÜL FESTİVALİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dr. Ülkü Varlık

Siyaset Bilmi ve Kamu Yönetimi

Öğretim Üyesi 

‘’Güle sormuşlar neden dikenlisin diye,

beni gerçekten seven tutabilsin diye demiş.’’

Ü.V.

     Edirne Kapıkule sınır kapısında, sonrasında da Bulgaristan Kapitan Andre evo sınır kapısında yurt dışı çıkış ve pasaport işlemlerini tamamladıktan sonra Kazanlık’a gitmek üzere Bulgaristan topraklarına giriş yaptık.  Ve 1903 yılından günümüze kadar sürdürülen ‘’Kazanlık Gül Festivali’ne’’ katılmak üzere yola koyulduk.

Svilengrad’dan, Kazanlık’a uzanan yol.

     Bulgaristan’ın birbirinden güzel kentlerinden Svilengrad, Harmanlı ve Dimitrovgrad’ı  panoromik olarak gördük. Sonra, ülkenin ortalarında Osmanlı’nın Zağra-i Atik diye isimlendirdiği Eski Zağra’dan geçiyoruz. (Eski Zağra çok önemli bir kent. Yıllar önce okuduğum Hüseyin Raci Efendi’nin’’Eski Zağra Müftüsünün Anıları’’ kitabını gezi öncesi kitaplığımdan çıkardım ve baştan sona gözden geçirdim. İleride bir yazımın nesnesi olarak bu kitabı siz okuyucularım için analiz etmeyi düşünüyorum. Çünkü 93 Harbi de denilen bu savaşın (1877-1878 ) bir takım önemli sırları bu kitabın yaprakları arasında yer alıyor.) Geniş çayırları, ovaları, lavanta ekili tarlaları ve dereleri birer birer geçip sedir, servi, incir, badem, nar, şeftali, elma, erik, ahlat ve ıhlamur ağaçları ile kaplı derin vadiler, suni göller ve yeşilin tüm renk ve ışıltılarını yansıtan ormanlar arasında ilerliyoruz. Adeta bu güzelim yolun ve yolculuğun sonsuza dek bitmemesini istiyoruz.

Kazanlık adı nerden geliyor.

      İki saatlik bu rüya gibi yolculuğun sonunda, gül üretimi için gerekli iklim şartlarına sahip, dünyaca ünlü Gül Vadisi’nin kalbindeki 60 bin nüfuslu güller kenti Kazanlık’a ulaşıyoruz. Efsaneye göre, Kızanlık  adı, saltanatı sırasında kenti ziyarete gelen üçüncü Osmanlı Sultanı Murad-ı Hüdavendigar’ın, kentin girişinde üzerlerine bembeyaz kıyafetler giyinmiş çocuklar tarafından karşılanır. Bu durumdan çok etkilenen Padişah; “Maşallah, akça kazanluk! Allah nazardan saklasın! Mükemmel beyaz güzel çocuklar!” diye bağırır. Kent, O günden sonra “Kızanlık” diye anılmaya başlanır.

      Koruma altındaki doğal alanlarıyla meşhur ‘’Gül Kenti Damark ve Castilla gülü olarak bilinen Rosa Damascena, bölgenin en büyük geçim kaynağı ve hazinesidir. Güllerin yanı sıra Osmanlı’nında tarihi izlerini taşıyan Kazanlık Şehrini rehberimiz Hikmet Çavuşoğlu beyin o güzel Balkan lehçesi anlatımlarıyla, engin tarihi kültürüyle, gezmeye başlıyoruz.

Gül Vadisi, Şarap Fuarı ve diğer etkinlikler.

     Kazanlık’ın içinden geçen nehrin sağ yakasında etrafı yüksek binalarla çevrili, Sultan Yıldırım Bayazıd döneminde inşa edilen Kazanlık Camisi bulunuyor. Bunun yanında Kazanlık çevresinde on yediye yakın Türk köyü bulunuyor.

     Gül Vadisi’nde kırmızı, beyaz, sarı, turuncu, mercan, pembe, mavi, lila ve mor renkli milyonlarca gül, tarifi imkânsız güzellikte bir görüntü sergiliyor. Ciğerlerimize çektiğimiz hava adeta parfümlü, bütün bir yöre misler gibi kokuyor. Kızanlık sadece Avrupa’nın değil, dünyanın da sayılı gül sanayi merkezlerinden biri. “Bulgar altını” ya da “altın sıvı” diye de adlandırılan gül yağının dünya üretiminin yüzde 85’i Kazanlik’da yapılıyor. Bu zarif çiçekten çıkarılan yeryüzünün en kaliteli gül yağı, uluslararası parfüm ve kozmetik markalarının da vazgeçilmez kaynağı. Burada yetiştirilen güller ayrıca sabun, lokum, likör, reçel, gül suyu ve hatta rakı yapımında da kullanılıyor. Tarih boyunca vazgeçilmez muhteşem bir çiçek olarak gül, bütün toplumların ortak sevgisini kazanmış. Dünyada ilk gül bayramını Fenikeliler düzenlemiş. Kraliçe Kleopatra kullandığı kozmetik ürünlerinde ve banyosunda mutlaka gülü tercih etmiş. Eski Yunan tapınakları gülle dekore edilmiş. Homer eserlerinde gül yağından bahsetmiş. Romalıların tablolarını da yine gül bayramları süslemiş. Bütün bunların ötesinde tüm insanlar aşkın sembolünü de gül ile tanımlamışlar.

     Gül vadisinden sonra, Halk Eğitim Merkezinde yer alan Rose ‘’Wine EXPO Kazanlık’’ Şarap Fuarını geziyoruz. Fuarın başlıca özelliği sergilenen ürünlerin Gül Vadisinde yetişen güllerden yapılmış olması. Şişedeki şarapların renklerinin gülün değişik renklerini ve ışıltılarını yansıtması fuarı gezenlerin dikkatini çekiyor.

     Fuar binasından ayrıldıktan sonra, uyumlu grubumuzla birlikte fuar etkinliklerinin yapılacağı kent merkezine bizleri  ulaştıracak, ana caddeden ilerlemeye başlıyoruz. Caddenin sağında ve solunda yöre halkının açtığı tezgahlarda  güllerden üretilen mis gibi sabun, lokum, likör, reçel, gül suyu ve unlu mamüller adeta bize  ‘’tezgahımıza uğramazmısınız ? diye davet ediyor. Tabii bu özel günün anısına dost ve sevdiklerimize karınca kararınca çağrıya cevap vererek anı torbamızı ufak-tefek hediyelik eşyalarla dolduruyoruz. Ve yolun sonunda etkinliklerin yapıldığı resmi geçit ve gül kraliçesi seçiminini yapılacağı alana ulaşıyoruz.

Gül Kraliçesi Seçimi.

     Kazanlık Gül Festivali etkinlikleri, muhteşem bir dans gösterisiyle ve güzel Bulgar kızlarının arasında yapılan “gül kraliçesi” seçimiyle başlıyor. Gül kraliçesi seçilen Kazanlık’ın en güzel kızıyla ikinci ve üçüncü seçilen kızlar çıplak ayakla sahnede yerlerini alıyor, nedimeleri özel bir kaba konulmuş gül suyuyla önce ayaklarını ve sonra da ellerini sembolik olarak yıkıyor. Daha sonra kraliçe tahtına oturuyor, güllerden yapılan bir buketle birlikte tacı takılıyor ve gül kraliçesi ilan ediliyor.

     Kazanlık’ı terk etmeden önce rehberimiz Hikmet bey yine yapacağını yapıyor ve bizi ünlü Lala Şahin Paşa’nın makam türbesi ile yan yana bulunan 1944 yılında keşfedilen  ve M.Ö.4.yüzyılın sonlarına doğru Helenistik döneme ait Trakya Kralı Seutes III’ün  Anıtsal Mezarının bulunduğu tepeye çıkarıyor. Mezar UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmıştır.

     Böylece bir gül Festivalinin daha  sonuna gelmiş oluyoruz. Bu yılla beraber Bulgaristan Kazanlık Gül festivaline üçüncü defa katılmış oluyorum.  Ancak, her yıl bir sene öncekinden daha da güzel ve anlamlı bir biçimde gerçekleşen bu festivalin gelecek yılki kontenjanında yer almak üzere, daha dönüş yolunda gezimizin koordinatörü kıymetli Ersin Demir hocama yerimi ayırması için şimdiden ricada bulunuyorum.

Kaynaklar:

Hüseyin  Raci Efendi, Zağra Müftüsünün Hatıraları., 1001 Temel Eser. İstanbul.

BG.Tanıtıcı Bilgiler Broşürü

Balkanlardan Haberler

Dr. Ülkü Varlık Arşivi

Fotoğraflar:

Dr. Ülkü Varlık

Sn. Hikmet Çavuşoğlu

Teşekkür.

İçinde bulunduğumuz Haziran Ay’ının ilk hafta sonu Bulgaristan Kazanlık’da yapılan Gül Festivaline ‘’Edirne Derin Turizm’le’’ katıldım. Her açıdan mükemmel ve kusursuz bir geziye tanıklık etmiş oldum. Bu gezinin başta deneyimli koordinatörü Öğrt. Sayın Ersin Demir olmak üzere, şirketin sahiplerinden Sayın Bahadır ve Alper beye, geziye ayrı bir canlılık ve renk katan Bulgaristan’ı avucunun içi gibi bilen rehber sayın Hikmet Çavuşoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum.  Bir teşekkürümde gezi boyunca birlikte olduğum ve adeta bir aile bütünlüğü içinde hareket eden Derin Turizmin gezi dostlarıma.

Devamını Oku

EFSANE ATICI FİGEN SERTUNA ŞAMPİYONLUKLAR VE YENİ REKORLARLA POLİGONLARA DÖNDÜ

EFSANE ATICI FİGEN SERTUNA ŞAMPİYONLUKLAR VE YENİ REKORLARLA POLİGONLARA DÖNDÜ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dr. Ülkü Varlık

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi  

Türkiye Atıcılık Federasyonu’nun ‘’Turkısh Shoting Federation’’ 2025Yılı Faaliyet Programına göre ‘’Ateşli Silahlar Türkiye Şampiyonası’’ 03-09 Mayıs tarihleri arasında Mersin İlimizde yapıldı.

     Şampiyona, teknik toplantı ve açılış töreni ardından başladı. Açılış konuşmasını Federasyon Başkanı Sayın Murat Kocakaya yaptı. Kocakaya ; Ulusal Faaliyet Proğramına göre gerçekleştirilecek ‘’Faaliyet Proğramı’’ ve ‘’Organizasyonla ilgili’’ açıklayıcı bilgiler verdi. Atıcılık Federasyonu ile işbirliği içinde olan  ‘’Mersin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’’ ile şampiyonada müsabakalara katılan tüm spor kulüpleri adına yarışacak takımlara, yarışmacılara, hakem ve antrenörlere başarılar diledi.

     Bu yıl yapılan müsabakalarda bazı ilklerde yaşandı. Örneğin; ilk kez ‘’25 Metre Ateşlemeli Tabanca Yarışmalarında’’ kadınlarda yer aldı. Tarih boyunca , kadınlar, erkeklerin sadece erkek oldukları için sahip oldukları ayrıcalıklara erişebilmeleri için kendilerini sürekli bir mücadele içinde buldular. Geçmiş dönemlere baktığımızda Antik Yunan’da olimpiyat Oyunlarında izleyici bile olamayan kadınlar geçtiğimiz yıl Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunlarında çok önemli bir mesafeyi katettiler ve bu yarışlarda, yarışacak toplam 10500 sporcunun yarısı kadın, yarısı erkekti.

     Günümüzde bir çok spor dalında çok başarılı işler çıkaran Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olan ‘’Jandarma Gücü Spor Kulübü’’ özellikle Atıcılık Federasyonuna erkek sporcuların yanı sıra, kadın sporcularımıza da yer vermesi ile hem ülkemizde, hem yurt dışı müsabakalarda çok başarılı ve nitelikli sporcuların yetişmesine sebep olmakta ve ay yıldızlı bayrağımızı şampiyonluk kürsülerinde dalgalandırmaktadırlar. İşte bu kadın sporcularımızdan biride Elazığ ilimizin yetiştirdiği çok özel, nadide ve başarılı sporcumuz (atıcımız) sayın Figen Sertuna hanımefendidir. Kendisi halen sınır ilimiz Edirne’de, ‘’Edirne İl Jandarma Komutanlığı’nda’’ görevini başarılı bir biçimde sürdürmektedir. Bu yazımın öznesi de kendisidir.

     Türkiye Atıcılık Federasyon’unca 03-09 Mayıs tarihleri arasında yapılan yarışmalarda Edirne İl Jandarma Komutanlığı’ndan, Jandarma Gücü Spor Kulübü adına yarışmalara katılan Sn. Figen Sertuna hanımefendi bir çok branşta Türkiye birincilikleri elde ederken, bir dalda da Türkiye Rekorunun ilk sahibi olmuştur. Ankara ‘’Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu’ndan’’ (GATA)  Mezun olan Sertuna, öğrenciliği sırasında aldığı atıcılık eğitiminde ilk antrenörü  E. Bnb. Kemal Aksu olmuştur. Doğal olarak böyle Milli bir oyuncunun yetişmesinde önemli rolü olan Kemal beyi de burada saygı ile anıyorum.

     2012 yılına kadar olan süreç içerisinde dört yıl süre ile Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Milli Takım Sporcusu olarak yurtdışında; Hırvatistan, İsveç, Danimarka,  Belerus ve Çin’de ülkemizi başarı ile temsil etmiştir. Gerek bireysel, gerekse takımca yapılan yapılan müsabakalarda çeşitli branşlarda birçok dereceler elde etmiş madalyalar kazanmıştır. Örnek vermek gerekirse, 2009 yılında Hırvatistan CİSM* Müsabakasında TSK kadınlarda Dünya Üçüncülüğünü takım olarak kazanırken kendiside bu takımın as oyuncularından biri olarak Milli Takımımızda yerini almıştır. Bir diğer örnekte; Çin’de yapılan ‘’44th World Military Shoocthing Championship’’ Sampiyonasında’’ Askeri Çabuk Kategori branşında beşinciliği bulunmaktadır. Böylesine zorlu bir uluslararası müsabakada bu derece ülkemiz adına son derece değerli ve kıymetlidir.

     Sayın Figen Sertuna hanımefendi Jandarma Gücü Spor Takımındaki çalışmalarına bir süre ara verdikten sonra bu yıl yeniden sporcusu olduğu Jandarma Spor Kulübüyle birlikte, Mersin’de yapılan ‘’Ateşli Silahlar Türkiye  2025 Yılı Şampiyonasına’’ Beraber olma özlemini duyduğu ve gönül verdiği kulübünle şampiyonaya katılmıştır. Bu yeniden dönüşte kendisine, halen bulunduğu birliğinin yetkilerince gerekli tüm yardım kolaylıklar gösterilmiştir. Ayrıca, bir kamu Kuruluşunda görevli olan eşi Vahap Melih Sertuna’nın ve biricik kızı Selin’in de büyük desteği olmuştur.

Sayın Figen hanımefendinin bu şampiyonada elde ettiği dereceler ise şöyledir:

     *50 metre Serbest Tabanca Dalında Türkiye Üçüncülüğü                                         

     *25 metre Merkez Ateşlemeli Tabanca dalında Türkiye Birinciliği alarak ilk kez kadınlarda Türkiye Rekoru Kırarak Türk Spor tarihine adını yazdırmıştır.

     *25 metre Tabanca Atışlarında yarışmaya katılan tüm kulüpler içerisinde Türkiye İkinciliği elde eden, Jandarma  Gücü Spor Kulübü, atış takımı oyuncusu olarak da önemli rolü olmuştur.

     Sayın Figen Sertuna hanımefendi Türkiye Şampiyonasında elde ettiği bu son derece önemli başarılarından dolayı hem şahsen, hem gazetem ‘’Edirne Yenigün’’ adına kutluyor ve kendisine bundan sonra katılacağı şampiyonalarda üstün başarılar diliyorum. Sonsöz olarak, kendisine artık ‘’Olimpiyat Kotası’’ alma zamanının geldiğini hatırlatmak istiyorum.

     Başarılar, rekorlar, sizinle olsun Türkiye Atış Rekortmeni Şampiyon..!

Kaynaklar:

*Türkiye Atıcılık Federasyonu’nun çeşitli yayınları.

*Mersin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün sosyal medyası.

*Seyhan Akıncı, ‘’Eşitlik İlk Kez Olimpiyat Halkalarından Geçti.’’ Milliyet Gazetesi Pazar Eki. 28Temmuz 2024

*Dr.Ülkü Varlık Arşivi

Kısa Açıklama

* ‘’CİSM’’141 üye ülkesinin silahlı kuvvetleri için çeşitli spor etkinlikleri düzenler ve en fazla sayıda disiplinin temsil edildiği küresel organizasyonlardan biridir.

Not: Edirne Yenigün Gazetemizde uzun yıllar sürdürdüğüm köşe yazarlığıma birtakım zorunlu çalışmalarım nedeniyle bir süre ara vermek zorunda kaldım. Bugünkü yazımla birlikte siz kıymetli okurlarıma yeniden ‘’Merhaba’’ diyorum.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Marsbahis
deneme bonusu veren siteler